Hüseyin Deniz
OECD ve Dünya Bankası, “derin durgunluk” uyarısında bulunuyor.
Son raporlarında küresel ekonomiye ilişkin benzer risk tespitinde bulunan iki kurum da derin durgunluk ve stagflasyona vurgu yaptı.
İki kurumdan OECD, yaşananları “Savaşın Bedeli” olarak başlığa çıkarırken, savaş yüzünden dünyanın ağır bedel ödediğine dikkat çekmekte.
Tespit doğru ancak eksik: Sadece Ukrayna-Rusya savaşı değil, daha öncekilerin de (Suriye, Karabağ, Libya, Yemen, Afganistan vb.) etkisine vurgu yapılması gerekirdi. Kaldı ki, buna karşı kararlı bir tutum da gözükmüyor. Savaş karşıtı kararlı bir duruş olsaydı; ne Suriye, Yemen, ne Libya ve Karabağ, ne de Rusya’nın Ukrayna işgali yaşanırdı…
Tüm bunlar en çok da Türkiye için geçerli. Enflasyon yüzde 74’lerde. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, enflasyon Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,98, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73,50 artış gerçekleştirdi. Nisan ayında ise yüzde 69.97 olmuştu.
Şüphesiz sokaktaki rakam çok daha yüksek. Geçen yıl bu zamanlar 180 lira olan 50 kg bir torba unu önceki gün 480 liradan zar zor alabildik. Bugün itibariyle 500 lira. Bırakın ekmeklik buğdayı, tavuk yemi olarak kullanılan artık buğdayın kilosu bile 7-9 lira arasında satılıyor.
Peki niye… tarımsal üretim için gerekli tüm girdi fiyatları almış başını gidiyor. Temel girdilerin çoğu dışarıdan ithal olduğu için de her şey döviz kuruna bağlı. AKP iktidarının kur korumalı mevduat kararı ile yaptığı müdahale sonrası 18.00’dan 12.00 liraya kadar inen Dolar/TL paritesi dün itibariyle 17,20 sınırına dayandı. Euro/TL için de benzer tablo söz konusu ve kur bu sabah 18,60’ı aştı. Böylece hükümetin Kur Korumalı Mevduat ile durdurmaya çalıştığı kurdaki yükseliş, 5.5 ay sonra Aralık 2021’deki seviyesine ulaştı. Yani bir nevi patinaj. Bu patinajın Hazine’ye getirdiği yük de cabası; 13.2 milyar lira. Keza 23 Mart-8 Nisan arasında vadesi dolanlar için Hazine bütçeden Merkez Bankası da dövizden dönenler için 1.6 milyar lira kur garantisi ödedi.
Bu arada enerji fiyatlarındaki artış da almış başını gidiyor. Petrol fiyatlarındaki yükseliş pompa fiyatlarına yansımaya devam ediyor. Dün motorinin litresine yapılan 1 lira 94 kuruş son zam ile motorinin litre fiyatı ortalama 25.88 liradan 27.82 liraya yükseldi.
Benzine ise 2 Haziran’da yapılan 1 lira 22 kuruşluk zam ile litre fiyatı 26.23 liraya yükselmişti.
Dolar ve petrole bağlı girdi fiyatlarında artık aylık değil öyle ki haftalık değişim de yetmiyor. Kimse aracını hareket ettirmeye cesaret edemiyor. Çünkü para yetmiyor. Özellikle de sabit gelirliler… Benzer bir durum bu ara yoğun bir faaliyet içinde olan tarımsal kesim için de geçerli. Hasat zamanı başladı. Bu fiyatlarla ekinleri biçmek büyük bir maliyete yol açacak.
Sadece o da değil, artık seyahat etme de büyük bir maliyet. Bu durum, iç turizme ciddi olumsuz etkide bulunacak. Köyden il merkezine gidip gelmek için cebinde en az 200 lira olması lazım. Bir ekmek 5 liraya doğru yol alıyor. Derin bir durgunluk kol geziyor.