Depremin harabeye çevirdiği Semsûr’da tarihi eserler de zarar gördü. Tarihi Ulu Cami ve 2 bin yıllık Karakuş Tümülüsü’nde bulunan Tokalaşma Sütunu yıkıldı. Eski Kahta Kalesi ise zarar gördü
Abuzer Şahin / SEMSÛR
Ölüm kokusunun hakim olduğu ve depremin harabeye çevirdiği Semsûr’da resmi verilere göre bin 485 bina tamamen yıkılırken, 5 bin civarında binanın ise ağır hasarlı olduğu ve acil yıkılması gerektiği belirtiliyor. Binlerce insanın hayatını kaybettiği kent sessizliğe gömülürken, enkaz kaldırma işlemleri kentin sadece ana bulvarında yapılıyor. Ölüm kokusunun yayıldığı kentin iç kısımlarında ise hala enkaz altında insanların olduğu ifade edilirken, tek bir çalışmanın dahi yapılmaması dikkat çekiyor. Halk arasında “hayalet kent” olarak ifade edilen Semsûr’da çok sayıda tarihi eser de depremin etkisi ile yerle bir oldu.
Ulu Cami
Bunlardan biri ise kentin merkezinde yer alan Ulu Camii. Caminin 1863 tarihinde yaptırıldığını gösteren kitabe, minare kaidesinin doğuya bakan üst yüzeyinde bulunuyordu. Aynı yerde altta kemer içinde bulunan bir başka kitabede caminin 1902 yılında restore edildiği ifade ediliyor. Depremin vurduğu cami yerle bir olurken, bu güne kadar korumaya alınmaması ise dikkat çekiyor. Öyleki caminin hemen yanında bulunan ve yıkılan binanın molozları ile caminin kalıntıları bir birine karıştırılmış. Bu durumda caminin aslına uygun bir şekilde restore edilmesini imkansız hale getiriyor.
Tümülüs yıkıldı
Depremde zarar gören bir diğer tarihi yapı ise Kolik(Kahta) ilçesinde bulunan Nemrut Dağı eteklerindeki 2 bin yıllık Karakuş Tümülüsü oldu. Tümülüste bulunan 4 sütundan, höyüğün batısında yer alan tokalaşma sütunu yıkıldı. Tümülüsün batısında yer alan yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki sütun üzerinde Grekçe yazıt ve Kommagene kralı I. Antiochos’un ( MÖ 69 – 36 ) oğlu Kral II. Mithridates’in ( MÖ. 36-20) kız kardeşi Laodike ile tokalaşma kabartması yer alıyordu. Sütun üzerindeki yazıttan anıt mezarın Kral Antiochos’un eşi İsias, kızı Antiochis ve torunu Aka’ya ait olduğu anlaşılmaktaydı.
Kabartma nerede?
Depremin üzerinden 19 gün geçmesine rağmen yıkılan tümülüsün kalıntıları hala yerde dururken, tarihi eseri koruyan kimsenin olmaması ise dikkat çekti. Yıkıntı içinde tokalaşma kabartmasının olmadığı görülürken, kabartmanın kim tarafından nereye götürüldüğü ise bilinmiyor. Karakuş Tümülüsü’ne adını veren 7,18 metre uzunluğunda bulunan Kartal Sütunu ve tümülüsün doğusunda yer alan Boğa Sütunları yıkılmazken, deprem nedeniyle zarar görmüşler.
Kale zarar gördü
Deprem nedeniyle zarar gören yapılardan biri ise Eski Kahta Kalesi oldu. Millattan önce 3’üncü yüzyılda Komagene Uygarlığı tarafından yapılan ve “yazlık başkent” Arsemia ile birlikte idari merkez olarak inşaa edilen tarihi kale, üç önemli medeniyetin izlerini taşıyor. Kale, uzun yıllar süren restorasyonun ardından geçtiğimiz yıl ziyaretçilere kapılarını açmıştı. Yaşanan depremde ağır hasar gören Eski Kahta Kalesi çevresindeki yerleşim alanlarında bulunan köylerde ikamet eden yurttaşlar, deprem sonrası kalenin bulunduğu alanda büyük bir ses gürültüsü olduğunu, kalenin tamamen yıkıldığını düşündüklerini, ancak sabah olduğunda kalenin belli bölgelerinden taşların düştüğünü gördüklerini söyledi. Tekrar ziyaretlere kapatılan kalenin kapısında bekleyen görevli, hiç bir yıkımın olmadığını iddia etti. Ancak köy sakinleri ise kalenin iç kısmında büyük yıkımın olduğunu ifade etti.