Depremin etkilediği Semsûr’da depremin üzerinden yaklaşık olarak 7 ay geçmesine rağmen sorunlar çözülmüş değil. 7 ayda ancak çadırdan konteynıra geçen yurttaşlar, komşulardan aldıkları sularla günlük ihtiyaçlarını karşılarken, sel baskınlarına karşı yağmur yağmasın diye dua ettiklerini belirtti
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat tarihli depremlerin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen depremzedelerin sorunları çözülmediği gibi yaklaşan kış ayıyla birlikte durum daha da ağırlaşacak gibi.
Depremde en çok etkilenen kentlerden olan Semsûr’un (Adıyaman) Susan (Ortanca) köyünde ve Narlıkuyu’da çadırlardan henüz çıkıp konteynırlarda yaşamaya başlayan kadınlar da yaşadılar sorunlara dikkat çekti.
Hurda toplayıp geçiniyoruz
Suriye’nin Halep kentinden olan 70 yaşındaki depremzede Ganiye Taha , konteynıra geçseler de hala birçok sorunlarının olduğunu dile getirdi. Enkazdan kendi imkanlarıyla çıktıklarını paylaşan Ganiye, “Birileri bize gelip konteynır, klima verdi. Oğlumun eşi ölmüş, oğlum sabahları çıkıyor, çadırların arasında naylon ve hurda toplayıp onları satıp çocuklarına ekmek getiriyor. Başka iş yapamıyor, ikimiz çocuklarına bakıyoruz. Yaşlı olduğum için çocuklara tek bakamıyorum. Halılarımız olmadığı için yere battaniye seriyoruz. Kimlikleri olursa okula gidebilecekler ama kimlikleri yok. Tekerli sandalye istiyorum, çarşıya gideceğim, gidemiyorum” diyerek yardım talebinde bulundu.
Önümüz kış ve korkuyoruz
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê kantonundan olan ve ismini vermek istemeyen bir depremzede ise şu ana kadar hiçbir yardım alamadıklarını, oğlunu okula gönderemeyeceğini dile getirdi. Kadın, “Deprem oldu ve evimiz yıkıldı. Şimdi konteynırlarda kalıyoruz ve bize yardım edecek kimse yok. Önümüzde kış var ve çok korkuyoruz. Her şeye ihtiyacımız var. Şu ana kadar kimse bize yardım etmedi. Eşim de yok ve ben de herhangi bir işte çalışabilecek durumda değilim” sözlerini kaydetti.
Yağmur yamasın diye dua ediyorum
Suriye Türkmenlerinden depremzede bir kadın da 7 ay sonra çadırlardan çıktıklarını belirtirken, “Ben 5 gündür konteynırdayım, ondan önce hep çadırda kaldım. Evi de alsam ev şartları çok zor. Kiralar çok pahalandı zaten. Bir de bir korku daha var içimizde acaba gitsek deprem olsa çocuklar nasıl olacak? Çamaşırlarımı elle yıkıyorum, makinam yok. Geçen sene olduğu gibi yağmur yağmasın diye dua ediyorum, sel olmasın. Konteynırımız oldu ama hiçbir şeyi yok” diyerek paylaştı.
Yoksulluk ve çaresizlik var
Depremi Susan köyünde yaşayan 75 yaşındaki Elif Çetinkaya da, “Deprem oldu, aç, susuz kaldık. Torunlarım beni sanayiye götürdü. Kimse ne yanımıza geldi ne de gitti. Evlerimiz yıkıldı ve hala da yoksuluz. Yardım da yapılmadı, yoksulluk ve çaresizlik var. Her şey çok pahalı. Oğlum 6-7 aydır çadırda. Kış geliyor ve bizim yakacak bir şeyimiz de yok. Suyumuz yok, komşumuz akşamları bizi çağırıp su veriyor” dedi.
Eşim hasta ve yatalak
Susan köyünden bir diğer depremzede yaşındaki Ayşe Sevinç ise yürüme engeli olan eşi ile depremi atlattıklarını söyleyerek, “Hepimiz rezil rüsva olmuşuz, ne diyeyim? Rezillikten başka bir şey yok. Su yok. Eşim hasta yatakta, yatalak. Ben tek başımayım. Kimsem yok, herkes biliyor. Bize yardım edecek kimse yok, tek başımızayız. Bize hiç yardım edilmedi ve kimse bizi sormadı” dedi.
Kaynak: JINNEWS