Hüseyin Deniz
Bingöl Kiğı merkezli 25 Haziran’da meydana gelen 5.3 şiddetindeki depremin hasar tespiti henüz tamamlanmış değil. 2019’da Elazığ Sivrice merkezli depremin yol açtığı hasarlar ise giderilmiş değil. Birçok yerde enkazlar hâlâ yerinde duruyor. Elazığ merkez başta olmak üzere birçok yerde durum aynı…
Bunlardan biri de Dersim, binlerce yapı depremden olumsuz etkilendi. Bini aşkın yapı için ağır hasar tespiti yapıldığı öğrenildi. Bu türden yapılar için 2020’nin sonbahar sonu alınan kararla büyük kısmı ev konumunda olan yapılar yıkıldı. Kışın başlangıcında binlerce kişi eşyalarıyla dışarıda kaldı. Evleri yıkılanlara çare olarak iki gözlü konteynırlar verildi. Ancak bu konteynırlar yalıtım olarak yetersiz olduğundan içinde kışı geçirmek imkansız gibi bir şey. Birçok kişi donmakla karşı karşıya kaldı. Elektrikli soba yakanlardan bazıları da yangın tehlikesi atlattı. Büyük çoğunluk bu nedenle konteynırlara eşyalarını doldurmakla yetindi. Kendileri de ya yerleşim yerlerindeki boş evlere ya akrabaların yanına ya da kasaba ve şehirlerde ev kiraladı.
Yıkımın üzerinden bir yıl geçti. Kıştan yaza geçildi; kışın soğuktan, yazın da aşırı sıcaktan konteynırlarda kalamayan depremzedelerin çoğu ya çadırda ya da kendilerince yaptıkları tahta barakalarda kalıyor. Önemli bir kısmı yaşlı. Devlete ulaşma imkanları kısıtlı.
Bir yıldır ihale ile bu evlerin inşa edileceği konuşuluyor. Ancak muhtarların verdiği bilgiye göre, henüz bu ihale yapılmış değil. Evlerin maliyeti için geçen yıl 200 bin liralık bir rakam çıkarılmış. Beş yıl ertelemeli olarak evleri yapılanlardan taksitlerle alınacak. Geçen yıldan bu yana yaşanan zamlarla bu fiyatın en az enflasyon oranında yani resmi rakamla yüzde 17.53 artacağı sürpriz değil. Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 19’da sabit tutması kararına bakılırsa rakamın 250 bin liraya çıkması sürpriz olmayacak. Bunu kaç kişi ödeyebilecek o da ayrı bir mesele. Bu arada birçok kişi de evlerini ağır hasar olarak tespit yapılmasından bin pişman. Bazıları maruz kalının bu durumu ön görerek, resmi itirazlarda bulundu. Bir kısmı itirazlarında başarılı olup evlerinin yıkılmasını son anda önledi. Ancak bir çoğunun itirazları kabul edilmedi. Kepçe dayatılıp yıkıldı. Bu durum da ağır hasar tespiti meselesinin çok da sağlıklı yürütülmediği iddialarını güçlendiriyor.
Deprem sadece evlerde hasar yaratmadı, aile ilişkilerinde de benzer bir etkide bulundu. Birçok kişi, evler yapılmaya başlansa bile kendileri yapamayacak. Çünkü mülkiyetin çoğu hisseli. Bu hissedarların hepsine ulaşmak onlardan onay almak aylar sürüyor. Dahası bu hissedarların birçoğu yen ev yapımı için onay vermeye yanaşmıyor. Para, mal ve mülk, aile içi gerginlikler meselesinden kardeş kardeşe ev yapımı için izin vermiyor.
Yıkmaya hemen başlayan devlet, yapmaya bir türlü gelmiyor. Elazığ bunun acısını yaşıyor. İddialara göre, yıkımları çoğu da iktidara yakın Karadenizli şirketlere verilmiş. Yapım da öyle olacakmış. İhale politikasına dair basına ve kamuoyuna yansıyanlar göz önüne alındığında bu iddianın gerçek olma ihtimali yüksek. Kim bilir yapım işinin gecikmesi belki de bu yüzdendir.