9 yıl önce gerçekleşen depremde hasar gören yapılar için adım atılmadığını kaydeden İMO Van Şube Başkanı Durmaz, ‘Depremler, gerekli önlemler alınmadığında çok büyük tahribatlar yaratabiliyor’ dedi
Van’da, 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen ve resmi rakamlara göre 644 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan 7.1 şiddetindeki depremin üzerinden 9 yıl geçti. Ancak, aradan geçen bunca zamana rağmen depremde hasar gören yapılar için ciddi bir adım atılmadı. Birçok aile halen deprem döneminde hasar gören binalarda yaşamını sürdürüyor. Bu durum, olası büyük bir depremde daha büyük felaketlerin ortaya çıkması riskini barındırıyor.
‘Önlemler alınmadığında büyük tahribatlar yaratır’
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Dindar Karataş‘a konuşan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şubesi Başkanı Fırat Durmaz, deprem sonrası hasar gören yapılardaki incelemelerin olması gerektiği yapılmadığına dikkati çekti. Durmaz, kendilerine gelen şikayetler doğrultusunda yaptıkları incelemelerde de bu durumu tespit ettiklerini aktardı. Bölgedeki deprem riskine vurgu yapan Durmaz, deprem döneminde yaşananların kısa bir süre içerisinde unutulduğunu ve bunun da rehaveti beraberinde getirdiğini söyledi. Durmaz, “Maalesef depremsellik gerçekliğini hiç bir zaman unutmamamız lazım. 30 yılda bir büyük deprem yaşıyoruz. Bugün bile bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Bu durumu akıllarda tutmamız lazım. Depremler, gerekli önlemler alınmadığında çok büyük tahribatlar yaratabiliyor. Depremler aslında yıkıcı değildir. Depremler karşısında bizim önlemsiz olmamız ve deprem gerçekliğini unutmamız yıkıcı ve ölüm getiriyor” diye konuştu.
Deprem kurumları çalışmıyor
Deprem sonrası hasar gören yapıların durumuna değinen Durmaz, yetersizlikler ve tedbirsizlikler nedeniyle hasarlı binaların tümünün tespit edilemediğini dile getirdi. Bu eksikliğin sonradan farkına varıldığı, ancak bugüne kadar herhangi bir önlem ve çalışmanın da yapılmadığını belirten Durmaz, bu durumun ikinci bir facianın “gizli bir aktörü” olacağını söyledi. Durmaz, “Bazı binalar sadece görsel anlamda güçlendirme yapıldı. Fakat birçok binanın yıkılması gerekiyor. Devlet kayıtlarında bu binalar var ama binaların yıkımı henüz gerçekleştirilmedi. Devlet kurumları yıkımları birbirine paslıyor. Kurumlar arasında dönüp dolaşan çok büyük bir tehlike var. Zaman kaybetmeden bütün devlet kurumlarının ve sivil toplum örgütlerinin iyi bir teknik çalışma yaparak, bunların yıkımları gerçekleştirilmelidir” şeklinde konuştu.
TOKİ’ler rant alanı
Deprem sonrası 30 bin civarında yapının ağır hasar gördüğünü ve bu binaların birçoğunun yıkılmadığını paylaşan Durmaz, yıkılan binaların yerine yapılan TOKİ konutlarının da “rant mantığı” ile yapıldığını ifade etti. Durmaz, şunları söyledi: “Depremzedelerin devlet tarafından konumlandırılması aslında teori olarak çok güzel. Yalnız bazı şeyleri gözden kaçırıyor. Sosyal ve kültürel değerler, insanların borçlandırılması söz konusu. İnsanları sosyal ve kültürel değerlerinden uzaklaştırıp, şehrin dışında, yabancı bir hayata sürüklüyorsunuz. TOKİ’ler bu değerleri göz önünde bulundurmadığı için daha çok rant alanı oluyor.”
‘Daha büyük bir deprem bizi bekliyor’
İran’da 23 Şubat’ta meydana gelen depremin, sınır hattındaki Başkale ilçesine bağlı kırsal mahallelerde yarattığı yıkımı anımsatan Durmaz, bu son depremin “ders niteliğinde” olduğunu dile getirdi. Kırsal mahallelerdeki yapıların birçoğunun kerpiç ve briketler ile inşa edilmesinden kaynaklı depreme dayanıklı olmadığını dile getiren Durmaz, “Orada yaşanan deprem aslında küçük bir depremdi. Sadece bizim için bir denemeydi. Deprem sırasında bizi ne beklediğini gösterdi. Daha büyük bir depremde çok büyük bir facia bizi bekliyor” uyarısında bulundu.
VAN