Deprem bölgesinde rüzgar ve güneş enerjisi bağlamında ‘6. Bölge’ teşvikleriyle büyük yağmanın önü açıldı. Onbinlerce insanın yaşamı üzerine inşa edilen rant ve yağma enerji üzerinden genişliyor
Resmi rakamlara göre 53 bin kişinin yaşamını yitirdiği 6 Şubat depreminin yıldönümünde halen çadır ve konteynerlerde yaşama tutunmaya çalışan insanların yıkılmış evlerine el koyulmakta. Halkı borçlandırarak işgal edilmiş tarım arazileri üzerine yapılan binalara halkı taşıma süreci dahi işletilmezken, bölge enerji santrallerinin yağma alanına dönüştürülüyor. Rüzgar ve güneş tarlaları kurmak isteyen şirketlere; gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisi ile teşvikler açıklanırken arazi tahsisleri de ücretsiz olarak uygulanacak.
Ellerini ceplerine sokmayacaklar
Ayrıca yatırımların finansmanı için kullanılan kredilere ve yapılan finansal kiralama borçlanmaları geri ödemelerinde aksaklık yaşanması durumunda yatırımcılara esneklik ve destek sağlanacak olması yağmanın boyutunu gözler önüne seriyor. Elini cebine sokmadan sermayeye alan açmak isteyen iktidarın amacı elektrik ihtiyacından kaynaklanmadığı amacın şirketlere servet aktarımı olduğu biliniyor. YEKDEM kapsamında olan (JES, GES, RES, HES, Biyokütle vd.) santrallere bölge haricinde yapılan destekler, alım garantisiyle dolar kuru üzerinden alım yapılarak sağlanıyor.
Yağmada BAE ve Suudi etkisi
Meclis’e sunulan kanun değişikliğinde ‘Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına (ihale) ilişkin usul ve esasların Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirleneceği yer aldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Birleşik Arap Emirlikleri Yatırım Bakanı Mohamed Hassan Alsuwaidi Ankara’da bir araya gelmişti. Bakan Bayraktar BAE ile yeni enerji projeleri ile işbirliğinin geliştirileceğini açıklarken, BAE ile kömür, GES, RES, HES, hidrojen, doğalgaz ve nükleer enerjiyi içeren toplam 24 bin 500 MW’lık anlaşmaya imza atılmış olması desteklerin bu kapsamda hayata geçirilerek yabancı sermayeye alım garantili sömürü alanı açılmakta.
İmar izni gerekmiyor
Meclis’e gelecek olan teklifte Kıyı Kanunu’ndaki değişiklik önerisinde bulunuldu. Öneride; denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak kullanılması ve ilan edilen alanlarda, imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesi sağlanmak isteniyor.
Mevcut düzenlemede imar planları kararlarıyla sadece denizlerde enerji üretim santralleri yapılabiliyor. Kanun teklifi ile denizlerde uygulanan imar değişikliği kararı ortadan kaldırılıp tüm su rezervuarları ve kıyıları imarsız ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yapılmaksızın inşa edilebilmesi amaçlanıyor.
Talep yokken büyük kapasite
Türkiye’de 106 bin MW’ı aşan elektrik üretim kapasitesine karşın bu enerjinin 1/3’ü kullanılabilirken, devasa büyüklükte yeni üretim güçlerini ortaya koyan iktidar, şirketlere büyük bir servet aktarmaya imza atıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Depolamalı GES, RES yatırımı için ‘252 bin’ MW’ı aşan başvurular aldıklarını açıklarken, sermayenin günümüzdeki hareket yönünü de ortaya koymaktadır. Ekim ayı başına kadar 399 proje için toplam 23 bin 782 MW’lık depolamalı enerji santral başvurusunun onaylandığı, yeni başvuruların ise geçici olarak durdurulduğu EPDK tarafından açıklanmıştı. Bu açıklama ile BAE Türkiye arasında yapılan anlaşmaya alan açmak istendiği ortaya çıkmakta.
EKOLOJİ SERVİSİ