“Serê malê kilamek” sloganıyla her hafta bir evde şevbuhêrk düzenleyen dengbêjler, göç ederek geldikleri bu topraklarda ancak kilamlarla anadillerini ve kültürlerini yaşatabileceklerini belirtiyor. Dengbêjler, herkesi bu kültüre sahip çıkmaya çağırıyor.
Kürt kültürünün en önemli geleneklerinden biridir Dengbêjlik. Dengbêjlerin kilamlarındaki namelerle aşklar, ayrılıklar, direnişler yenilgileri kulaktan kulağa taşındı. Kürt dili ve kültürü üzerindeki tüm yasak ve baskılara rağmen bu kültürü sürdürmeye çalışan dengbêjler, eski günlerde olduğu gibi ev ev dolaşarak kilamlarını seslendiriyor.
Mersin’deki dengbêjler, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarının öncülüğünde “Serê malê kilamek” (Her eve bir türkü) sloganıyla her hafta bir eve konuk oluyor. Birçoğu yıllar önce devlet baskısı ile köylerinden göç ettirmek zorunda kalan dengbêjler, düzenlenen şevbuhêrklerde (gece meclisleri) memleketlerine olan özlemlerini de anlatıyor.
‘Bir kez daha halka anlatıyoruz’
Siirt’in Pervari ilçesinden1993 yılında baskılar nedeniyle göç etmek zorunda kalan dengbêj İsa Tarhan (58), memleketlerinden ayrıldıktan sonra hayatlarını sürdürebilmek için büyük mücadele verdiklerini dile getirdi. MKM’li sanatçıların bu kültürü sahiplenmesinin önemini anlatan Tarhan, “Daha önce köyde dengbêjlik yapardık. Fakat şimdiki gibi böyle ortamlarda söylemezdik. Buraya geldikten sonra MKM çalışanları sayesinde imkanlar oluştu. Onlar bizi bir araya getirdi. Ve onlar sayesinde yıllardır Newrozlara hatta televizyon programlarına katılarak sesimizi, kilamlarımızı duyurduk” dedi. Tarhan, bu programlarla dengbêjlik kültürünü bir kez daha halka anlattıklarını söyledi. Dengbêjliğin kendileri için önemli olduğunu söyleyen Tarhan, kilamları seslendirirken hissettiklerini şöyle anlattı: “Kilam söylerken aklıma köyüm, memleketim geliyor. Köyde yaşadığım bütün anıları özlediğimde kilamlar söylüyorum. Ne kadar çok söylersem o kadar çok özlemim artıyor. Artık sahipsiz bıraktığımız topraklara geri gitmek istiyoruz. Köyümüzde savaş bitse o güzel yerlere geri dönmek istiyoruz.”
‘Söylemesem hastalanıyorum’
Siirt’in Hirit köyünden 2008’de yılında göç eden dengbêjlerden Kamile Demir (53), baskılardan dolayı göç etse de burada da aynı durumun devam ettiğini dile getirdi. Çocuk yaşta dengbêjliğe merak duyan isimlerinden olan Demir, eskiden Kürt kadınlarının toplum içinde kilam söylemesinin ayıp karşılandığını ancak zamanla bu alanda açılan kurumlarla bu algının değiştiğini belirtti. Demir, kilamlara olan aşkını, “İnanın ben dengbêjlik yapmasam yani kilam söylemezsem hastalanıyorum” diye anlattı.
Başta kadınlar olmak üzere tüm gençlere kültürünün yaygınlaşması için dengbêjliğe sahip çıkma çağrısı yapan Demir, “İnsanlarımız kültürlerini unutmasınlar hatta çocuklarına da öğretsinler. Ben de çocuklarıma bu kültürü öğretiyorum. Bu kilamları nesilden nesle aktarmamız gerekiyor” dedi. Kilamlar seslendirirken memleketine gittiğini hissettiğini ve böylece rahatladığını dile getiren Demir, “Dengbêjliğe başladığım zaman köyde keçi ve koyunları sağmak aklıma geliyor. Aşık olduğum zamanları, Kürt kültürü adına ne varsa onları hatırlıyorum. Eğer bir gün topraklarımızdaki savaş biterse neyim var neyim yok her şeyi bırakıp köyüme gideceğim. Yeter ki savaş son bulsun” dedi.
‘Dengbêjlikle anadilimizi yaşatabiliriz’
Ramazan Eren (55) de, ancak dengbêjlik ile anadillerini koruyabileceklerini vurguladı. Eren, şunları söyledi: “Dengbêjler olarak aslında bir nevi anadilimizi ve kültürümüzü nesilden nesile aktararak koruma görevi de üstleniyoruz. Bütün dengbêjlere çağrımdır; gelin mahallelerimizde hem anadilimizi hem de kültürümüzün yaygınlaşması için etkinlikler yapalım.”
Kaynak: Ergin Çağlar / MA