Kürt kültüründe ‘Şahê Dengbêjan’ olarak bilinen dengbêjlik geleneğinin en güçlü taşıyıcılarından Şakiro 27 yıl önce bugün hayatını kaybetti. Şakiro, seslendirdiği eserleriyle Kürt kültüründe miras taşıyıcısı olarak ölümsüzleşti
Mahsum Sağlam
Dengbêjlik Kürt kültüründe geçmişi günümüze ulaştıran, kültür taşıyıcıları olarak bilinirler. Dengbêj kelimesi deng ‘ses’, bêj ise ‘söyle’ anlamını taşır. ‘Deng’ kelimesi aynı zamanda Kürtçe’de ‘haber’ anlamında da kullanılmaktadır. Yaygın olarak bilinenin aksine deng-bêj, ‘ses’ ve ‘söyle’ anlamlarından öte ‘haber veren’, ‘haber eden’ anlamına gelmektedir.
Dengbêjlik dil aracılığıyla; tarihi, sosyal ve kültürel içeriğe sahip bir gelenektir. Bu manada ‘dengbêj’ yaşanmış olaylardan ibaret bir tarih bildirendir. Dengbêj, sözün ahenkle icra edilmesini sağlayan kişi anlamında kullanılmıştır. Dengbêj kelime manası olarak sese biçim, hayat, renk veren anlamındadır. Dengbêjlerin seslerini kullanarak yarattıkları yapıtlara ise lawik veya kilam denir. Şüphesiz dengbêj denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri de Şakiro’dur. Şakiro, Kürt ozanları arasında en çok tanınan dengbêjlerdendir.
Şahê dengbêjan ya da Kewê Ribat
Birçok ismiyle tanınan Şakiro güzel sesinden dolayı Kewê Ribat (Rabat Kekliği), Şahê Dengbêjan (dengbêjlerin şahı) olarak da anılır. Gerçek ismi Şakir Deniz olan Şakiro, aynı zamanda usta bir dengbêj olarak bilinen Reso Gopalan’ın da öğrencisidir. ‘Şakirê Mezin’ ya da ‘Şakirê Bedih’ adıyla da tanınır.
Şakiro günlerce durmaksızın kilam söylemesiyle nam salmıştır. Ondaki ‘xulxulandin-hawînî’ veya xençer (gırtlak yapma) çok az dengbêjde görünen özelliklerindendir. Sadece Kürdistan’ın dört parçasında değil, Kürtlerin bulunduğu her alanda tanınan bir-iki dengbêjden birisidir.
Şakiro’nun eserlerinin birçok sanatçı tarafından yeniden seslendirilmesi Şakiro’nun dengbêjlik tarzının ve güçlü yorumunun etkisiyledir. Her dengbêjin kendine özgü tarzı vardır. Dengbêjler birçok benzerlikler taşısa da birini diğerlerinden ayıran ve farklarını stranlarına konu olan olayı dile getirirken seste, makamda, olayın kurgusundaki özgünlükte görmek mümkündür. Yani hem melodik fark hem kurgusal fark hem de edebi fark vardır. Her büyük dengbêj, dengbêj edebiyatındaki ortak edebi kavramları, kelimeleri, kalıp ve formları kullanmanın yanı sıra kendine ait bir edebi söylemi de geliştirir. Bu da onu diğerlerinden farklı kılar.
Şakiro’nun hayatı
Şakiro,1936 yılında Agirî’nin (Ağrı) Zêdkan (Eleşkirt) ilçesinin Navik (Karaköse) köyünde doğmuştur. Şakiro, Redkî aşiretine mensuptur. Redkî aşireti Zîlan (Zilli) aşiretler konfederasyonuna bağlıdır. Şakiro’nun babası Bedih, Bedihê Zilli ismi ile tanınmıştır. Şakiro, 18-19 yaşına kadar Ağrı’nın Dutax (Tutak) ilçesine bağlı Cemalverdi köyünde yaşamıştır.
Şakiro’nun babası Ağrı İsyanı’na katıldığı gerekçesiyle tüm aile 1959 yılında memleketleri Agîri’den Adana’ya göç etmiştir. 6 yıl orada kaldıktan sonra Mûş’a taşınmış. Mûş’ta iki yıl kaldıktan sonra da Goksî’ya (Karayazı) taşınarak orada uzun süre kalmıştır. Daha sonra Türkiye illerine Ankara’ya oradan da İzmir’e taşınmıştır.
Şakiro neden Kürtlere kırgın?
Kürtlere ‘küs’ olarak 1996 yılında İzmir’de, yokluk içinde yaşayan dengbêj Şakiro, ölmeden önce kendisiyle röportaj yapmak isteyen Gazeteci Rahmi Batur’a konuşmak istememiş ve nedenini de şöyle açıklamış: “Kürtlere kırgınım. Kürtler değerlerine, dengbêjlerine sahip çıkmıyor. Türklere bir bakın Bir Aşık Veysel’leri vardı, ona sahip çıkıldı. Bütün dünyaya onu tanıttılar. Bir Reso’muz vardı. Hepimizin ustası. Aç öldü. Şimdi söyle bakalım seninle nasıl konuşayım ve gönlümü nasıl açayım?”
Şakiro ve Reso’nun yaşamları maddi sıkıntılar içerisinde geçtiği bilinen bir gerçek. Bu kadar sıkıntılara rağmen her ikisi de dengbêjliği profesyonel bir şekilde sürdürmüşlerdir. Şakiro hem kendi maddi sorunları hem diğer Kürt dengbêj ve sanatçılarının bilhassa Reso’nun maddi sorunları için çok üzülür. Ancak diğer yandan Kürtlerin 20. yüzyılda statüsü elinden alındı, varlığı inkar edildi, kültürü talan edildi, soykımlara tabi tutuldu, aydınları ve liderleri ya asıldılar ya da sürgüne gönderildiler. Ve birçok trajediler yaşadı Kürt halkı.
Kürtlerin sanatçılarına sahip çıkmama eleştirisini elbetteki statü sahibi halklarla değil statüsü olmayan, soykırıma uğrayan halklarla mukayese etmek lazım.
Belki de Şakiro siteminde, yaşanan trajedilerin sebebini Kürtlerin kendi aralarında birlik olmamalarına ve ittifak yapmamalarına bağlıyor. Nitekim Kekê Xiyasedîn eserinde Şakiro, Hoca İlyas’ın ihanetine büyük tepki ve eleştiri getirir, Siyabend ile Xecê’de Rus’lara karşı savaşan Bişarê Çeto kahramanlığını anlatır. Sözlü Kürt edebiyatına adını altın harflerle yazdıran Şakiro, Gulê Dêran, Şerê Mala Nasir, Eliyê Pûrto, Nêçîrvano, Geliyê Zîlan, Esmer, Kejê ve Sebrê gibi onlarca kilam ile Kürt kültüründe miras taşıyıcısı olarak ölümsüzleşti.
Şakiro, 27 yıl önce 5 Haziran 1996’da İzmir’de hayatını kaybettikten sonra İzmir Çamlıkule Mezarlığı‘na defnedildi.