Cezaevlerinde 280 bine yakın mahpus bulunuyor. Denetimli serbestlikle kontrol edilen insan sayısı ise 450 bin civarında. Denetimli serbestlik uygulamasının içerideki insan sayısını az göstermek için bulunmuş bir ‘icat’ olduğu bile söylenebilir
Beni, burayı izleyenler F Tipi cezaevlerini bilirler. Mahpusların kaldığı odalar üç kişiliktir. Cezaevinde tek kişilik odacıklar da var; ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olanların kaldığı yerlerdir oralar.
Önce tek başıma konulduğum üç kişilik odaya ayrı ayrı zamanlarda iki kişi daha getirilmiş bulunuyor. Her ikisi de sosyal medya paylaşımından gözaltına alınmış, tutuklanmış ve mahkeme sonuçlandığında 2 yıla yakın hapis cezası almışlar.
Oda arkadaşlarımın her ikisi de İstinaf mahkemesi sürecini ‘dışarıda’ geçirmiş. Ancak söz konusu süreç kısa sürdüğü gibi, hiç ummadıkları halde cezaları onaylanmış. Bu yüzden kalan 5-6 aylık hapis cezalarını çekmek için yeniden içeri girmek zorunda kalmışlar.
Denetimli serbestlikle ilgili yazacaklarım onların ve kendilerine benzer kişilerin başlarından geçenlerden derledim. Yine de yazdıklarım eksik kalabilir. Denetimli serbestlikte başınızdan geçen ‘değişik’ hatıralar varsa bana yazabilirsiniz.
Şu anda cezaevlerinde adli ve siyasi olmak üzere 280 bine yakın mahpus (tutuklu ve hükümlü) bulunuyor. Denetimli serbestlikle dışarıda kontrol edilen insan sayısı ise 450 bin civarında. Denetimli serbestlik uygulamasının içerideki insan sayısını az göstermek için bulunmuş bir ‘icat’ olduğu bile söylenebilir.
Ceza sistemimizde adli mahkumlar aldıkları her üç yılın ikisini yattıklarında şartlı tahliye olabilirler. Bu oran siyasi mahkumlar için her dört yılın üçünü katmak şeklindedir. Şartlı tahliye olduğunuzda, benzer bir suç işlerseniz, arada kalan söz konusu süre için de cezaevinde kalmanız şarttır.
Denetimli serbestlik, şartlı tahliyesine bir yıl kalan kişinin Açık Cezaevi’ne çıkma hakkıdır. Orada da başvurman halinde denetimli serbestlik ile hemen tahliye olabilirsiniz.
Ancak serbestlik lafını duyup öyle gevşemeyin sakın! Açık cezaevi yerine ‘dışarıda’ olmayı tercih etmeyi pişman ettirecek uygulamalar sizi bekliyor olabilir çünkü.
Öncelikle vergi levhanız yoksa (yani işveren değilseniz) her gün bir yerlere ‘gönüllü’ olarak çalıştırılmaya götürülebilirsiniz. İşlerin başında cami temizliği geliyor. Çevre temizliği işinde ise her gün gazetelerde habersiniz.
Elbette asıl iş, en yakın karakola imza vermek. Son aylara doğru sayısı azaltılsa da haftada 3-4 gün imza veriyorsunuz. Böylece bulunduğunuz şehirden ayrılmanız önlenmiş oluyor.
Belki de aletin yetersizliğindendir, ‘şansınıza’ elektronik kelepçe bile düşebilir. Yani herkese uygulanmıyor ama plastik bir aletle yeriniz her an denetleniyor. Elektronik kelepçenizi açmaya çalıştığınız ya da imzalardan birini atmayı unuttuğunuzda denetimli serbestlik hakkınız yanıyor ve kendinizi yeniden en yakın cezaevinde buluyorsunuz.
Denetimli serbestlik modelinin içerideki mahkum sayısını azaltmak için bulunduğunu iddia etmiştim. (Düşünün içeride 280 bin kişi var, yerine 730 bin kişi var diyecektik. Bu kadar insanı içine koyacak cezaevi olmadığı gibi, böylesi bir rakamı hiçbir hükümet savunamaz!)
Peki, bunları niye böyle ayrıntılı ayrıntılı anlatıyorum? Savaş ortamı bahane edilerek yine ertelenmezse Ekim ayında Adalet Reformu’nun ilk bölümü Meclis’ten geçecek. Hiçbir yetkili, bundan bahsetmese de kamuoyunun içerideki nüfusun biraz azaltılacağı beklentisi var. Beklentiye tek cevap, denetimli serbestlik süresinin biraz daha uzatılması ile olabilir.
Böyle bir şey düşünüyorlar mı? Elimde hiçbir somut bilgi yok! Gelirse de bunun siyasi mahpuslara hiçbir yararının olmadığını unutmayalım. Denetimli serbestlikten yararlanan kimi arkadaşlarımız, “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla içerideydiler çünkü…
Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı
Cezaevi
Sincan/Ankara