Ege Bölgesi’ndeki birçok fay hattının aktif olduğunu söyleyen Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, depremlere hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi
Deprem bölgesinde yer alan Türkiye’de, her gün onlarca deprem yaşanıyor. Elazığ’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem ardından bu kez Ege Bölgesi’nde bir çok deprem yaşandı. Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, yaşanan depremlerle uyarı ve değerlendirmelerde bulundu. Ege Bölgesi’nde yaşanan depremlere dikkat çeken Öziçer, bölgedeki birçok fay hattının aktif bir olduğunu belirterek, İzmir’in 1. derece deprem bölgesi olduğunu ve diğer bölgelere göre daha fazla risk barındırdığını söyledi.
‘Gerekli tedbirler alınmalı’
Bölgede son olarak Manisa‘nın Akhisar ilçesinde meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki depremin ardından artçı depremlerin devam etmesinin mümkün olduğunu ifade eden Öziçer, ancak riskin İzmir için daha fazla olduğunun kaydetti. İzmir’de en büyük depremin 6.6 büyüklüğünde yaşandığını anımsatan Öziçer, İzmir Körfez’de büyük depremler yaşanabileceği öngörüsünde bulundu. Depremlere hazırlıklı olunması gerektiği uyarısında bulunan Öziçer, gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
‘Birçok fay hattı mevcut’
Ege bölgesinin, herkesin korku ve endişeyle beklediği İstanbul depreminin oluşturduğu Kuzey Anadolu gibi fay zonlarından oluşmadığını dile getiren Öziçer, “Ege ve İzmir ağırlıklı olarak meydana gelen depremler normal fay dediğimiz, tektonik bir yapıdan meydana geldiğinden dolayı bunların hem aralıkları sık olur hem üretebileceği büyüklükte İstanbul depremi gibi olmaz. Ondan dolayı tek bir fay olarak değil, irili ufaklı sığ veya derin uzun veya kısa birbirini içerisine girmiş farklı yönlerde oluşmuş birçok fay hattı var. İzmir ve çevresinde son otuz yıla baktığımızda Karaburun, Foça, Sığıcık, Doğanbey, oradaki faylarımız ciddi korkutan fay hatlarıdır” dedi.
‘Denetimler yapılmalı’
Depremlerde can kayıplarının en aza indirilmesi için zemin etütleriyle ilgili denetimlerin meslek odalarının sorumluluğunda olması gerektiğinin altını çizen Öziçer,” Zemin etüt çalışmaları ve tasarımlar doğru yapılmalı. Zemin etütlerinin doğru yapılıp yapılmadığının takibi için her belediyede jeoloji ve jeofizik mühendisinin olması gerekir. Başta zemin etüt çalışmaları yapıldı mı? Yapılan zemin etüt çalışmalarından ele edilen statik ve dinamik parametrelere uygun bir şekilde tasarlandı mı? Tasarım sırasındaki uygulamalar doğru yapıldı mı? Bunların kontrollerinin yapılması çok önemli. Tüm denetimler sağlıklı yapılırsa, yapılar ne kadar fay hattın yakın olsun, son geliştirilen teknolojiyle bu binalar depreme karşı dayanıklı yapıldığı için sağlam durabilir” diye belirtti.
Deprem sırasında alınacak önlemler
Deprem sırasında alınacak önlemleri sıralayan Öziçer, “Deprem esasında bir ilk önce yapmamız gereken şey üzerimize düşecek dolap, raf, kırıcı, kesici aletlerden kendimizi korumamızdır. Bunun için rahatlıkla bir alışveriş merkezinden bulabileceğimiz duvar eşyaları sabitlemek için kullanılan eşyaları alarak, bunları duvara monte ederek, deprem anında üzerimize düşecek riskleri tamamen sıfıra indirebiliriz. Bunları yaptığımızda deprem riskini yüzde 50 ortadan kaldırabiliriz. Yine deprem anında vatandaşların yapmaması gereken şeylerden biri, balkon, asansör ve merdiven altlarına kesinlikle koşmamaları” şeklinde konuştu.