Zeynel Kete
Demokratik siyaset anlayışında sorunları çözmek kadar, var olan anlayışın dışında özgür bir yaşamın inşasını esas alan devlet dışı ahlaki ve politik toplum özelliklerine dayanan bir çizgiyi ifade eder. Bu çizgide esas bütün mağdurlarla birlik olarak, düalizm ikilemine kapılmadan üçüncü yol siyasetinde demokratik yaşamı inşa etmektir.
Halac-ı Mansur, Şeyh Bedrettin, Baba İshak ve daha niceleri zamanın iktidarcı anlayışlarına karşı, sistem karşıtı güçlerle birlik meydanı kurmuş, ikrar ve rızalığı esas alarak hakikat ve özgürlük arayışına girmişler. Toplumun da demokratikleştiği bir siyaset anlayışıdır üçüncü yol siyaseti. Farklı zamanlarda ve mekanlarda hakikat arayışına giren, kültürel direniş hattını güncelleyen Alevi sürekleri “Hak Yol” kavramını esas alarak, rıza toplumu sürekleri ile ruhsal ve zihinsel olarak birlik meydanında ikrar vermişler.
Normal bir süreçten geçmiyoruz. Yüzeysel yaklaşımlarla, duyarsızlıkla, aza kanaat ederek, zayıf yoğunlaşmalarla, korkuyla, hala resmi ideoloji ile yüksek sesle hesaplaşmadan Alevilerin süreci karşılaşmaları mümkün görünmüyor.
Tutum belirlerken gerçeği muğlaklaştırmamak gerekiyor. Dolaylı bir dil, var olanı koruma anlayışı, alttan alınan bir üslup ve tarz Alevi hakikatine uygun değildir. Kullanılan dil ve üslup hakikati ortaya çıkarmalı, çözüm dili olmalıdır. Yaşanan kriz ve kaos ile ilgili, inkar ve imha konseptiyle, demokratik teamüllere meydan vermeyen modernist cumhuriyet anlayışına yönelik, anlaşılır, anlamlı bir dil, üslup ve anlayışı görünür kılmalılar. Yüzyıllık yaşanmışlığı açığa çıkarmayan, hesaplaşmayan, hakikate temas etmeyen, hakikati ortaya çıkarmayan, muğlaklaştıran, hedeflenen amaca götürmeyen bir söylem ve siyaset anlayışı Alevileri özne olmaktan çok arka bahçe nesnesi haline getirir. Binlerce yıllık demokratik birikimi ile demokratik siyasete yön vermekten ziyade, siyasi oluşumlar tarafından yön verilen konumunda olmaları Alevi fikriyatına uygun olmayacaktır.
Türkiye’de yeni parti kuranlar ya da mevcut partiler seçim sürecine girerken, “demokrasinin yolu Amed’ten geçer, Kürt sorununu biz çözeceğiz, Ali’yi sevmek Alevilikse bende Aleviyim, bizim de Alevi adaylarımız vardır, parti yönetiminde bilinen Aleviler vardır.. vs” söylemlerini dile getirmeleri Kürt ve Alevi siyasetinde başarısız olduklarının, tıkandıklarının Kürtsüz ve Alevisiz var olamayacaklarının ifadesidir! Aynı zamanda Türkiye’de Kürtlerin ve Alevilerin demokratik siyasetin olmazsa olmazları olduğunun da ifadesidir. Başka bir ifade ile tekçi zihniyet mensupları; partiler, çeşitli oluşumlar insanlığa ait bütün değerleri tükettiğinden dolayı din-vatan-millet adına yıllarca inkar ve imha ettikleri değerlere sarılmak zorunda kalmışlardır. Kendi Aleviliğini ve Kürdünü yaratarak kriz ve kaosun atlatılmayacağı yüz yıldır biliniyor. Her seferde aynı deneyi yapmak ve farklı sonuç beklemek tekçi zihniyette ısrar etmektir.
Kaos ve kriz derinleştiğinde tekçi zihniyetler yıllarca inkâr ve imha ettikleri hangi gerçekliği dile getirmişlerse, en çok korktukları onlardır. Her seçim döneminde Kürt ve Alevi açılımından bahsetmeleri, toplumsal mühendislik oluşturmaları bu korkunun sonucudur. Umduklarını bulamayınca zulmü arttırmaları uyguladıkları tarihi ortak akıldır. Tekleşme, dincileşme, ırkçılık, baskıyı derinleştirme yaşanan bu zor bilmecenin, çelişkinin nedenidir. Kendilerini ilerici, demokrat, solcu olarak görenlerin bu çelişkiyi görmeden siyaset yapmaları bir anlam ifade etmiyor. Kainat çeşitlilik üzerine kuruludur, hangi ideoloji adına olursa olsun “tekleştirme” anlayışı doğanın ve toplumun işleyiş kanunlarına aykırıdır. “Kültürel çeşitlilik, insanlığın zenginliklerinden biridir ve tıpkı türlerin çeşitliliği gibi, sistemin yok edici ve tek tipleştirici dinamikleri tarafından tehdit edilmektedir.” ( Michael Löwy).
Aleviler demokrasi hareketinin ve üçüncü siyaset yolunun belirleyeni durumundalar, bu potansiyelleri yüksektir. Seçim sürecine girildiği bir dönemde Alevilerin Altılı Masa’ya umut bağlamaları bir handikap olur. Aleviler Altılı Masa dahil olmak üzere, birçok oluşumun demokratik teamüllere esnek hale gelmesinin öncüsü olabilmeli, özgürlük ve demokrasi güçleri ile mücadelede birleşerek, siyaset alanında bunun kadrolarını oluşturmalılar. Alevilerin ve bütün “ötekilerin” ortak stratejisi “demokratik siyasette birlik” şiarıyla bir araya gelmeliler.
Erken seçim olmazsa, 2023 yılında yasal olarak seçim yapılacak. Dün olduğu gibi 2023 seçimlerinde yine Kürtler ve Aleviler dengeleri belirleyecektir. Yüzyıldır Türkiye’de resmi siyaset dengeleri Kürtler ve Aleviler göz önüne alınarak oluşturulur. Resmi ideoloji Alevileri ve Kürtleri kendi varlığı, birliği ve dirliği için, maddi ve manevi ihtiyaçları için politikadan yoksun bırakmıştır.
Gelinen aşamada politikayı belirleyen güçler dün politikadan yoksun bırakılan güçler olacaktır.