AKP’nin ve yirmi yıldan bu yana AKP’ye eklemlenip kopan bağlaşıklarının yarattığı gerilim ve yıkım süreçlerinin ardından yapılıp yapılmayacağı, yapılacak olursa hangi koşullar altında gerçekleşebileceği tartışılan seçimlerin; çökmüş bir ekonomi, derinleştirilmiş toplumsal faylar, siyasal soykırım operasyonları, on bir kentte yıkım ve on binlerce can kaybına, milyonların göçüne neden olan depremlerin yol açtığı çok boyutlu sorunlar ikliminde 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirileceği ilan edildi.
AKP-MHP görünürlüğünde somutlaşan iktidar bileşenleri tahakkümlerini kalıcı kılabilmek için süreklileştirdikleri bir gerilim atmosferi ve şiddet politikaları eşliğinde radikal dönüşümlerle kendi rejimlerini inşa ettiler. Rejimlerini inşa edip devletleşerek tüm kurumlarda kadrolaşan, derin bir yoksulluk yaratma pahasına sınırsız bir servet ve güce kavuşan, sadece devrimci-demokrat ve ötekileştirilenlere şiddet uygulamakla yetinmeyip farklı sermaye guruplarının olanak ve faaliyet alanlarına da el koyan bu iktidar kliklerinin gitmemek, statükolarını yitirmemek ve olası bir hesap verme süreciyle yüzleşmemek için her yola başvurabilecekleri genel bir kanıdır.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinden gerçekleşen tartışmalar ve yaşanan kriz ardından süreç ittifak arayış ve ilanları, seçim güvenliğine dair kaygı ve önlem arayışlarıyla devam etmektedir. Halklar, emekçiler, bir bütün olarak ötekileştirilip ezilenlerle Altılı Masa’da somutlaşan farklı iktidar kliklerinin sürece yaklaşımı, öngördükleri gelecek tahayyülü farklıdır. Beyaz Türk iktidar kliklerinin motivasyon ve politikaları yeniden iktidarlaşma, tek tipçi tahakküm biçiminden taviz vermeden sistemi restore etme biçimindedir.
Dünden bugüne ağır bedeller ödeyen halklarımız, emekçilerimiz, kadınlar ve tüm ezilenler için durum şüphesiz ki farklıdır. Kapitalist modernitenin yerli ve milli versiyonları dünden bugüne kronik problemler yaratmış, tüm ezilenlere ağır bedeller ödetmiş ve ödetmektedirler. Altılı Masa’da ittifak eden iktidar kliklerinin ise seçimleri kazanması durumunda öngördükleri restorasyonla sistemin yarattığı kronik problemlerin aşılamayacağı, halklar, emekçiler ve kadınların, farklı toplumsal kesimlerin sorunlarının çözülemeyeceği açık bir gerçektir.
HDP ve kadın hareketinin, emekçilerin, birçok devrimci-demokrat yapının alternatif bir programla, önermeler bütünüyle oluşturdukları Emek ve Özgürlük İttifakı ise mevcut iktidar tarafından kriminalize edilerek demokratik mücadele cephesi daraltılmak ve bastırılmak istenmektedir. Bu politikalarının başarı düzeyi hak ve özgürlüklerin, demokratik taleplerin daha da baskılanarak dizginsiz talanın derinleştirilerek sürdürülmesi; demokratik ittifakın seçimler sürecinde daha da büyüyerek, güçlenerek çıkması ise faşizmle yoğunlaştırılan hak gaspları ve emek sömürüsünün, cinsiyetçiliğin, ekolojik yıkımın bir nebze dizginlenmesi, demokratik cumhuriyete giden yolda mesafe katedilmesi anlamına gelmektedir.
14 Mayıs 2023 seçimleri gerek iktidar ve bağlaşıkları gerekse muhalefet açısından ciddi önem arz etmekte olduğundan her iki cenahta ki arayış ve hamleler devam edecektir. Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarmayacağını, faşizmin tamamen kurumlaşmasını engelleyecek, demokratik gelişmelerin yolunu açacak politikalar geliştireceklerini açıkladı. İttifak bileşenlerinin bu kararı isabetli olmuştur. Bu tutum Millet İttifakının adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek anlamına gelmekle beraber böyle bir desteğin somutlaşabilmesi Millet İttifakı ve adayı Kılıçdaroğlu’nun hak ve özgürlükler alanındaki duruşlarıyla mümkün olabilecektir. Zira her türlü bedeli en ağır biçimde ödeyen, ödemekte olan, HDP ve Emek ve Özgürlük İttifakı’nda somutlaşan tüm toplumsal kesimler hak ve özgürlük taleplerinden, duruşlarından vazgeçmeyecek, taleplerinin karşılık bulması halinde desteklerini sunacaklardır. Mücadele ve ödenen bedeller sopayı tutan elin değişmesi için değil, demokratik cumhuriyeti inşa etmek içindir.
Bu seçimler, tüm tarihi ve Cumhuriyet dönemi boyunca katliam, sürgün ve asimilasyona tabi tutulan biz Alevi halkların geleceği içinde belirleyici öneme sahiptir. Mevcut iktidar kliklerinin seçimleri kazanması durumunda siyasal atmosfer daha da ağırlaşacak, halkların ayrışması derinleşecek, emek sömürüsü, kadın düşmanlığı, ekolojik yıkım tavan yapacak ve sonuçları ağır olacaktır.
Tek tipçi beyaz ya da yeşil iktidar klikleri tarihsel-toplumsal varlığımızı sistematik şiddet politikalarıyla yok etmeye odaklı zihniyet ve pratiklerin sahibidirler, vazgeçmeyeceklerdir. Aleviler olarak gerek toplumsal akıbetimiz gerekse tüm ezilenlere karşı olan sorumluluklarımız nedeniyle her etnik kimlikten, her inanç kimliğinden ezilenlerle buluşup, birleşip demokratik bir yaşamı inşa etmekten başkaca bir seçeneğimizin olmadığı unutulmamalıdır. Emek ve Özgürlük İttifakı kimsenin ötekileştirilmediği, her toplumsal kesimin kendi hakikati ve temsiliyle yer bulabildiği bir ‘rıza’ buluşmasıdır ve ittifakının parlamentoda en güçlü biçimde temsil edilmesi demokrasinin, hak ve özgürlük mücadelesinin başlıca güvencesi olacaktır.
Aşk ile…