Bu haftaki köşe yazımı ülkemizin ve emekçi halkların geleceği açısından oldukça önemli bir konunun ‘Demokratik Cumhuriyet ve demokratik anayasanın’ konuşulacağı ‘Bir Çıkış Var: Demokratik Cumhuriyet’ Sempozyumu’na ayırmak istedim.
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) halkçı bir seçeneğin inşasına katkı sunmak isteyen herkesi 7 Ocak Cumartesi günü İstanbul Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan Demokratik Cumhuriyet Sempozyumu’na davet ederek, halkların kendi kaderini tayin hakkı olacak olan halkçı çıkışı birlikte tartışma, ülke gündeminin başat gündemi yapma çağrısında bulundu.
Demokratik Cumhuriyet, sosyalizme giden yolda halkın kendisini kendi çıkarları doğrultusunda ve kendisi olarak yönetmesinin örgütlenmiş hali olan bir halk iktidarıdır.
Sınıf mücadelesinin omurgası ve toplumsal mücadelelerinin arayışları günümüz koşullarında Demokratik Cumhuriyet ekseninde gerçekleşiyor. Tam da bu yüzden ülke güncelliğinde Demokratik Cumhuriyet bir olasılık olarak karşımızda duruyor.
Olasılıklar, ağaç kovuğundan hemen şimdi ve kendiliğinden açığa çıkmazlar. Maddi dünyanın gelişiminin sonucunda ortaya çıkan nesnel gerçekliklerin içinden çıkıp gelirler. Demokratik Cumhuriyet olasılığı da mücadelenin nicel birikimlerini özellikle 2013 Gezi İsyanı ile nitel bir dönüşüme uğratarak, kitabi program sayfalarının içinden çıkıp yaşamın içinde filizlenmiş ve halkçı-demokratik bir iktidar alanı olma imkanını açığa çıkarmıştır. Gezi’nin yaratmış olduğu siyasal ve toplumsal doku, özgürlükçü-demokratik bir nitelik taşıyan halkçı bir enerji ve yeni bir toplum olasılığı, üzerine bastığımız nesnel zeminin somut ürünü olarak karşımızdadır.
Güncelin siyasal çıkışı, farklı özneleşme biçimlerinin birbirlerini özümseyerek, egemenlerin istediğinin tersine iç içe geçip kaynaşarak ortak ihtiyaçlar ve çıkarlar doğrultusunda egemenlere karşı verilecek ortak mücadeleyi zorunlu hale getiriyor.
Türkiye’deki rejim sorunu işçi sınıfı öncülüğünde kadınların, gençlerin, ekolojistlerin, Alevilerin, Kürtlerin, yoksulların, LGBTİ+’ların ve diğer tüm öznelerin birbirlerini özümsedikleri bir demokratik yapının ihtiyacını aciliyetli kılıyor. Ve yeni bir toplum olasılığının da ancak bu şekilde mümkün olacağını gözler önüne seriyor.
Dolayısıyla, Demokratik Cumhuriyet perspektifi, Gezi ile birlikte açığa çıkan toplumsal durumun siyasal ifadesi, var olan siyasal sorunların çözümünün adresi, toplumsal-siyasal kriz odaklarının demokratik bir devrimci hamleyle aşılmasının hedefi olarak karşımızda duruyor.
İş, halkın mücadelesinin güncel ve tarihsel ihtiyaçlarına uygun siyasal özne ve mücadele biçimlerini hayata geçirmekte. Halk güçlerinin günlük mücadelelerini meşru, ortak, somut bir hedef olan Demokratik Cumhuriyet ile halkın haklarının toplumsal bir sözleşmesi ve güvencesine kavuşturmakta.
Tarihsel stratejik olarak, işçi sınıfı ile Kürt halk hareketi arasında da uygun ortaklaşma zeminleri kurularak, daha güçlü bir zemine sıçrayacak sistem karşıtı anti-kapitalist özgün bir demokratik halkçı çıkışı, içerisinde bulunduğumuz olağanüstülük zeminine dayatabilmenin olanakları açığa çıkmış durumda.
7 Ocak’ta gerçekleşecek Demokratik Cumhuriyet Sempozyumu’nun alameti farikası işte burada.
Sempozyumda, Demokratik Cumhuriyet perspektifi hem tarihsel hem de güncel olarak tartışmaya açılacak.
İşçi sınıfı başta olmak üzere halk güçlerinin çıkarları etrafında örgütlenecek bir iktidar olasılığı, imkânları, esasları, özneleri ve mücadele programı ve bütün bunların nasıl bir anayasa ile buluşabileceğine ilişkin çeşitli görüşler üç oturum etrafında konuşulacak. Ali Ergin Demirhan (Cumhuriyet ve Devrim), Ayşegül Devecioğlu (Demokratik Anayasa Hazırlık ve Katılım Süreçleri), Erdoğan Aydın (Türkiye Cumhuriyeti Niçin Demokratikleşemedi?), Hakan Öztürk (Bir Kademe Olarak Demokratik Cumhuriyet), Hakkı Özdal (Sınıf Savaşının Bir Zemini Demokrasi ve Diktatörlük), Levent Köker (Demokratik Cumhuriyet İçin Nasıl Bir Anayasa?), Mert Büyükkarabacak (Demokrasiyi Sınıf Mücadelesi Ekseninde Düşünmek), Mustafa Durmuş (Emekten Yana Bir Geçiş Ekonomisi Önerisi: Demokratik Katılımcı Ekonomi), Nuray Sancar (Halkın Cumhuriyeti, Halk Demokrasisi), Oğuzhan Kayserilioğlu (Demokratik Cumhuriyetin Güncelliği), Rıza Türmen (Demokratik Bir Anayasanın Temel İlkeleri), Şebnem Oğuz (AKP’li Yıllarda Siyasal Rejimin Dönüşümü), Tayip Temel (Kürt Sorununun Tarihsel Çözümü Bağlamında Demokratik Cumhuriyet), Perihan Koca (Güncel Bir Olasılık Olarak Demokratik Cumhuriyet) başlığıyla sunum gerçekleştirecekler.
TÖP Demokratik Cumhuriyet Sempozyumu
7 Ocak 2023 İstanbul-Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi /10.00