Demokratik Toplum Partisi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve dünyanın birçok ülkesine yayılan açlık grevleri, cezaevlerinde binlerce tutuklunun katılımıyla sürüyor. Eylemler kritik evreyi geçmişken Zülküf Gezen, Zehra Sağlam, Ayten Beçet ve Medya Çınar adlı tutuklular tecride karşı yaşamına son verdi. Tutukluların cenazeleri ise polisler tarafından apar topar memleketlerine kaçırılırken, gömme hakkı ve yas tutma hakkı dahi ihlal edildi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İzmir İl Yöneticisi Hayat İzgi, yetkilileri göreve çağırarak, “Herkesin sahip olduğu hukuksal haklara Sayın Abdullah Öcalan da sahiptir. Ulusal ve uluslararası yasalar herkes için eşit şekilde uygulanmalı” dedi. Her Cumartesi günü kayıplar ve hasta tutsaklar için oturma eylemine katılan Hafise Ataç, açlık grevlerinin ölümle sonuçlanmaması için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. İzgi, iktidarın ne huhuka ne de dine uyduğunu belirtti. 20 yıldır tutuklu olan oğlu Mehmet Nezir Gümüş’ün 25 gündür Buca Kırıklar Cezaevi’nde koğuş arkadaşı Abdullah Oral’ın ise 90 günü aşkındır açlık grevinde olduğunu belirten Hanife Gümüş, “Koğuşlarda sular kesilmiş, kantin fiyatları çok yüksek. Çeşme suyundan su içmek zorunda kalıyorlar. Cezaevi içinde cezaevi yaşatılıyor. Yeni bir cenaze haberine daha tahammülüm yok” diye konuştu.
CPT’ye tepki
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kürtleri bitirmekten başka bir planının olmadığını ifade eden Gümüş, şöyle dedi: “Öldürerek Kürt sorununu çözemezler. Asıl onlar cenazelerden korkuyorlar ki taziyelerine bile izin verilmiyor. Emine Erdoğan elini vicdanına götürsün, o da anne. Bütün annelerin feryadı birleşmeli, çocuğu içerde olan olmayan. Avrupa devletleri yaşananlara sağır. Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Komitesi’ne (CPT) sesleniyorum; Neden duymuyorsunuz, gençler ölüyor. Yaşatılan zulme bütün devletler sessiz kalıyor. ‘Ey Erdoğan yeter artık, dünyadan elini çek. Kürt’ün kanından doymadın mı?’ demeliler. Dünyada demokrasiyi savunan herkes ‘dur’ demeli.”
‘Bu iktidar utançla anılacak’
Demokratik İslam Kongresi (DİK) Eşsözcüsü Hüda Kaya da, İslam hukukunda en azılı düşmanın cenazesi olsa dahi, Kuran’da “harem” yani dokunulmaz olduğunu vurguladı. Kaya, “Savaş meydanlarında bile kim yenmiş olursa olsun cenazeler tüm taraflarca gelinir ve meydandan alınır. Herkes inancına, geleneklerine göre istediği şekilde cenaze merasimini organize eder. Cenaze Mekkeli müşriklerin dahi uyduğu bir dokunulmazlıktır” dedi. “AKP iktidarı tüm zulümlerinin yanında, cenazeleri kaçıran ve korsan defin yapan iktidar olarak da tarihe geçmiştir” diyen Kaya, “Mezarlıkları daha önce bombaladılar, ibadethaneleri de yıktılar, cenazeleri sürüklediler, çıplak olarak teşhir ettiler. Artık bu sicillerine işlendi. Bunların da hesabı er geç halk ve hak nezdinde sorulacaktır. Bu ayıp, bu utanç, kara bir leke olarak yüzlerinde kalacaktır. Halkımızın yaşam hakkı, eğitim hakkı, özgürlük hakkı, seyahat etme hakkı gibi her tür hakkın yanında, yas hakkı dahi gasp edilmiştir. Cenazeler dini vecibeleri yerine getirilmeden, helallik alınmadan, namazının dahi kılınmasına müsaade edilmeden, korsan şekilde gömülmekte ve günler sonra mezar ziyaretleri dahi engellemektedir” diye ifade etti. Korkunun ecele faydasının olmadığını sözlerine ekleyen Kaya, “Tarihin kara sayfalarına adını yazdıran bu iktidar er geç layık olduğu yere gidecektir. İnsanlık bu iktidarı utançla anacaktır” dedi.
Erkılıç: Sonuna kadar sürdüreceğim
Açlık grevine 1 Mart’ta bulunduğu Silivri 5 Nolu Kapalı Cezaevinde dahil olan Sinan Erkılıç, 21 Mart’ta “örgüt üyeliği” gerekçesi ile yargılandığı İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi. 5 aydır cezaevinde olan Erkılıç, tahliye olduktan sonra açlık grevini Başakşehir’de bulunan evinde devam ediyor. Cezaevlerinde şuan binlerce kişinin açlık grevinde olduğunu söyleyen Erkılıç, “Direnişte olanlar olarak çok kararlıyız. Halkımıza şunu demek istiyorum; bu direniş etrafında kenetlenip, direnişi büyütmek gerekir. Bu tecridi, Abdullah Öcalan şahsında toplumun tamamı üzerindeki tecridi kırmamız gerekiyor. Tecridin kalkmasıyla beraber toplum nefes alacaktır. Ancak öyle özgürlüğümüzü sağlayabiliriz” diye belirtti. Tahliyesiyle birlikte evinde açlık grevini sürdürmenin cezaevi koşullarına göre psikolojik olarak daha zor olduğunu belirten Erkılıç, “Annem, eşim ve çocuklarım açlık grevinde olmam nedeniyle ister istemez üzülüyor.
Ailenin yanında zor olacak eylemimi devam ettirmem. Ama ben de kararlıyım, sonuna kadar eylemimi sürdüreceğim” diye aktardı. Açlık grevini evinde sürdüren Sinan Erkılıç’ın annesi Gülbahar Erkılıç ise, oğlunun kendi iradesiyle böyle bir karar aldığını ve kendisine düşenin ise oğlunu desteklemek olduğunu söyledi. Devleti yönetenleri biraz vicdanlı olmaya çağıran Erkılıç, bir anne olarak kimsenin yaşamını yitirmesini istemediklerini asker de, polis de yaşamını yitirse onların acılarını paylaştıklarını, anneliğinin birisinin acılarını paylaşmak olduğunu ifade etti. Emine Erdoğan’a seslenen Erkılıç, “Bir annedir ve Cumhurbaşkanı’nın eşidir. Bu kadar genç acı çekiyor ve ölüyor, hiç mi zoruna gitmiyor? Bir gün de duygudaşlık yapsın, kendi çocuklarını bizimkilerin yerine koysun. Çocukları açken kendisi idare edecek mi? Eğer gönül rahatlığıyla oğlu açken izleyebiliyorsa bizler de onun gibi olacağımıza söz veriyoruz. Bir dakika bile durmaz biliyorum, çünkü annelik budur.” Medyanın sessizliğini de eleştiren Erkılıç, “Mesele Kürt olunca sessiz kalıyorlar” dedi.
Tek alternatif direnmek
Tecride karşı sürdürülen açlık grevi eylemcilerinden biri olan Necla Atak, 104 gündür açlık grevinde. Atak, Kandıra 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunuyor. Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan ailenin 6 çocuğundan biri olan Atak, 17 Ekim 2017’de Mardin’in Kızıltepe ilçesinde gözaltına alınarak, “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak”, “Örgüt kurmak ve yönetmek”, “Örgüte üye olmak” iddiasıyla tutuklandı. Hakkında 200 yıla yakın hapis cezası istenen Atak, gözaltına alındığı gün ailesine haber verilmediği ve kendisine işkence yapıldığı gerekçesiyle 9 gün açlık grevine girmişti. İşkenceye tanık olan anne Emine Atak, kızının her zamankinden daha kararlı olduğunu söyledi. Hukuksuz bir şekilde sürdürülen tecride son verilmesini isteyen anne Atak, “Ahlaksız bir hal alan tecridin sona ermesi için açlık grevine girmeleri gerektiğini söyledi. Bizimle konuştuğunda bize morali o veriyor. Bu tecridin sona ermesi için açlık grevinin şart olduğunu söylüyor bize” dedi. Kızının kendisine “Annelerin desteği, cezaevi dışında kalanların desteği, toplumun desteği çok önemli. Direnmek dışında bir alternatifimiz yok” dediğini belirten anne Atak, “Kızım haklı, direnmesek bize her şey yaparlar” diye belirtti. Toplumun açlık grevi eylemlerine yeterli düzeyde bir duyarlılık göstermediğinden yakınan Atak, ölümlerin yaşanmaması için duyarlılık çağrısı yaptı.
Sri Lankalı sosyalistlerden destek
Tecridi kırmak amacıyla düzenlenen açlık grevlerine dikkat çekmek, AB üyesi ülkelerin sessizliğini protesto etmek amacıyla Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu (AP) önünde düzenlenen açlık grevi eylemini Sri Lankalı sosyalistler ziyaret ederek, dayanışma mesajı verdi. Grup mesajında, “Sizin davanız bizim için çok değerli ve bir o kadar da haklı bir dava. Önderiniz Öcalan’a uygulanan tecrit hukuksuzca bir yaklaşımdır. Sizin Önderliğiniz ki, cezaevinde tutukluysa bizim de başkanımız devletin baskısı ve işkencesi altında zor şartlar altında mücadele ediyor. Sizlerle kaderimiz aynıdır. Bugün burada olmamızın temel nedeni açlık grevlerine bedenlerini yatıranlar için olduğunu ve bu bilinçle geldik” denildi. Öte yandan Strasbourg’da tecride karşı devam eden açlık grevi eylemcilerini AP üyesi Guillaume Balas ile birlikte avukat Zerrin Bataray da ziyaret ederek tecridin kaldırılmasını istedi.
Aileler ısrarlı
Tecride karşı eylemde olan çocuklarının taleplerinin karşılanması ve bu konuda adım atılması için İstanbul’dan Ankara’ya gelen tutuklu yakınları bir kez daha Adalet Bakanlığı önünde bir araya geldi. Bakanlıktan yetkililerle görüşmek isteyen ailelerin talebi bir kez daha reddedildi. Ailelerin yetkililerle görüşme ısrarı sürüyor.
HABER MERKEZİ