Diyorlar ki dünya değişti, Türkiye değişti. Ve bu değişim hiç de hayırlı olmadı. Çünkü günümüzün bireyleri ve özellikle gençler artık kendileri için bir gelecek görmediklerinden ülkenin geleceğine de güvenmiyorlar. Bu ülkeden bir hayır gelmez artık diyorlar. Hatta bir genç diyor ki burada yaşamaktansa Norveç’de çöp olmak daha iyidir. İş buraya kadar varmış.
Peki bu yabancılaşmaya ülke siyasetçilerinin bir cevabı var mı dersiniz? Benim gördüğüm HDP ve DEVA dışında pek yok. Topluma yeni bir vizyon öneren, dünyanın değişiminin ima ettiği konular üzerinde tartışan, en önemlisi de nasıl bir demokrasi istediklerini açıkça ifade eden siyasi kadrolar ancak bu iki partide var gözüküyor.
Tabii ki her iki parti de farklı şeyler söylüyorlar doğal olarak ama söylüyorlar. Çekinmeden, doğrudan. İktidar partisi ise yönünü kaybetmiş, milliyetçilikle, İslamcılık arasında gidip gelirken, maalesef muhalefetteki CHP’nin ve İYİ Parti’nin de karınlarından konuştuğu açık. Yani bir sesler geliyor ama nereden geliyor belli değil. Sesler de anlamlı cümlelerden çok mide gurultusu gibi. Belirsiz.
Bu nedenle ülkenin durumu oldukça zor. Çünkü bir yandan tarihten getirilen sorunlar, bir yandan modern toplumların modern sorunları hepsi içiçe geçmiş dururken şimdi de yeni göçlerle zaten bozuk olan bütün dengeler alt üst oluyor. Son olarak Suriye göçmenleri sorunu zaten büyümüşken üzerine bir de Afganlılar sorunu çökmüş durumda. Gel de çöz bakalım kolaysa denilecek bir durum!
İşsizlikten, enflasyondan, cari açıktan, dolardan, eurodan sözetmiyorum. Onlardan sözetmeye kalksak yukarıdaki felaket tablosu daha da karmaşık bir hale gelecek. Millet gerçekten aç, ama milletin bir kısmı da paraya para demiyor. Etrafta saraycıklar, yatlar, Porsche’ler gırla gidiyor.
Bütün bunlar yaşanırken, ülkenin siyasetçileri nasıl bir ülke hayal ediyorlar, nasıl bir devlet ve demokrasi düzeni arzuluyorlar topluma anlatmalılar değil mi? Ama nerede? Bizimkiler kendi küçük dünyalarında milliyetçilikle karışık güya demokrasi oyunu oynayıp duruyorlar.
Üstelik de zemin müsait. Göçmenlerin evlerine gönderileceği meselesi giderek ana muhalefet partisi CHP’nin de başlıca konularından biri oldu. Evlerine göndereceklermiş. İki yıl içinde. Sosyal demokrat bir parti olarak bu pozisyon CHP’ye ne kadar yakışır bilmiyorum, ama bunun da gelecek hayali olmayan bir pozisyon olduğu çok açık.
Gençlerimiz umutsuzmuş, ülkede işsizlik almış yürümüş, yoksulluk dayanılmaz hale gelmiş, özgürlük mü dediniz, anayasaya rağmen kolluk basın açıklamalarına dahi izin vermiyormuş, dün HDP PM üyesi biri metro durağından alınıp kaçırılmış, KHK’lılar yasalara rağmen iş bulamıyormuş, dahası da var kuşkusuz ama şimdi soralım Afganlılar neden ülkelerinden yalınayak başıkabak, uçak, otobüs ne varsa binip kaçıyorlar.
Çünkü onların ülkeleri de benzer bir çöküş içinde de ondan. Demem o ki yakında Avrupa’da bir Türkiyeli göçmenler konusu yükselirse şaşırmayın.
Bir ülkede demokrasi ve refah yoksa, o ülkede göç kaçınılmaz. Kimisinden “kol”, kimisinden “beyin”.