Berlin’de iki gündür devam eden siyasetçilerin ve toplumun farklı kesimlerinden sanatçıların, yazarların katılım sağladığı ‘Demokratik Türkiye için Toplumsal Sözleşme Arayışı’ konferansının sonuç metninde Demokrasi İttifakı’nın kurulduğu duyuruldu
Almanya’nın başkenti Berlin’de iki gündür devam eden “Demokratik Türkiye için Toplumsal Sözleşme Arayışı” konferansının ikinci gününde oluşturulan çalışma grupları Demokratik Türkiye için çözüm arayışlarını katılımcılara sundu. Yapılan sunumlardan sonra katılımcıların onayına sunulan sonuç metni katılımcılara ve basın mensuplarına okundu. Sonuç metnini yönetmen Mustafa Altıoklar okudu.
‘8 çalışma grubu oluşturuldu’
İki gün süren konferansta 8 grup oluşturuldu ve gruplar ayrı ayrı atölye çalışmaları yaptı. Konferansın son gününde ilk gün oluşturulan “Barış ve demokrasi”, “Kadın, LGBTİ, Ekoloji”, “Yoksulluk, işsizlik ve emek”, “halklar ve inançlar”, “Türkiye’nin rehabilitasyonu”, “Enternasyonal iletişim”, “Türkiye’de basın özgürlüğü” ve “Demokratik ittifak” grupları HDP eski milletvekili Nursel Aydoğan, gazeteci-yazar Hayko Bağdat ve Mustafa Sarısülük’ün moderatörlüğünde atölye çalışmalarını sunumlarla katılımcılara aktardı.
İstanbul Sözleşmesi ve kadın hakları
Konferansta oluşturulan gruplar arasında en önemli başlığı “Kadın, LGBTİ-Q, Ekoloji” adlı çalışma grubunun sunumu oluşturdu. Grup özellikle kadınların Türkiye ve Ortadoğu’da yükselen savaş çığırtkanlığı ve şiddet ortamından en fazla etkilenen kesim olduğu belirtti. Kadınların kazandığı hakların iktidar tarafından birer birer gasp edildiğini ifade eden grup üyeleri Kadınların evde, sokakta, çalışma hayatında ve politikadaki eşit haklar ve özgürlüklere dair mücadelesi, emeklerini görünür kılma uğraşısı şiddetle ve aşağılama ile karşılık bulduğu belirtilerek şu çağrıyı yaptı: “Kadının ev içi emeğinin değerli kılınması ve kadınların geleceğinin güvence altına alınması, kamusal hayata eşitlik ve özgürlükler temelinde katılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında ana akımlaşması, bütün çalışma alanlarında kadın temsiliyetinin eşitçe sağlanması demokratik bir Türkiye’nin en kaçınılmaz koşullarından biridir.”
Ayrıca konferansta dikkat çeken bir başka çalışma grubu ise “Türkiye’nin rehabilitasyonu”ydu. Grup çalışmasını “Türkiye’nin sorunları her zaman konuşulur ancak, Türkiye’de otoriter ve baskıcı yönetim sona erdiğinde biz demokrasi, barış, özgürlükçü ve çoğulcu bir başlangıcı nasıl sağlayabiliriz?” sorusunu yönelterek sunumunu yaptı. Bu arada konfrensa İyi Parti Berlin Temsilcisi Mahican Balcıya da katılarak kısa bir konuşma yaptı.
Demokrasi İttifakı kuruldu
Konuşmalar ve atölyelerin sunumları bittikten sonra açıklanan sonuç metniyle HDP, CHP ve Saadet Partisi milletvekilleri olmak üzere çok sayıda sanatçı, gazeteci, akademisyen ve bilim insanını bir araya getiren konferansta Demokrasi İttifakı kuruldu.
İttifaka Türkiye’deki değişik etnik gruplardan, siyasi görüşlerden ve sivil toplum kuruluşlardan isimler öncelik etti. Sonuç bildirisi Mustafa Altıoklar, Zübeyde Sarı, Yüksel Koç, Can Dündar, Besime Konca, Latife Akyüz, Fatoş Göksungur ve Çetin Gürer’in içinde yer aldığı komite tarafından hazırlandı.
‘Kayyuma karşı halkın iradesi’
Konferansın son bölümünde katılımcıların onayına sunulan sonuç bildirisi yönetmen Mustafa Altıoklar tarafından basın mensuplarına okundu. Türkiye’deki son gelişmelere dikkat çekilen bildirgede “Uzun sürmüş bir baskı döneminin ardından, Türkiye’nin demokrasiye inanan güçleri, bir araya geldiğinde baskıyı geriletebileceğini gördü. Oluşan ittifak sayesinde kazanılan ve tekrarlandığında daha büyük oranda yeniden- kazanılan İstanbul seçimi, halkın iradesine sahip çıkma kararlılığını ortaya koydu” denildi.
Aynı iradenin Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atanmasına karşı doğan demokratik tepkilerde de ortaya çıktığını belirtilen sonuç bildirisinde “Demokrasinin temel şartını hiçe sayan bu tutuma karşı yükselen güçlü itiraz, sadece iktidara ders değil, topluma umut da verdi. Şimdi tabanda oluşan bu kararlılığı, bir toplumsal sözleşme ile “barış içinde bir arada yaşama” iradesine dönüştürme ve kalıcı kılma zamanı” ifadesi yer aldı.
‘Farklı renklerimizi koruyacağız’
Farklı partilere mensup milletvekilleri, Avrupa’da faaliyet gösteren kitle örgütlerinin temsilcileri, sürgündeki akademisyenler, gazeteciler, politikacılar, sanatçıların konferansta bir araya geldiğine dikkat çekilen sonuç bildirisinde devamla şu görüşler yer aldı: “İlk kez bu kadar farklı görüşten insanlar bir araya geldik. İki günlük yoğun çalışmamızda geçmişteki deneyimlerden aldığımız derslerle, farklılıklarımızı değil, ortak yönlerimizi öne çıkardık. Düne kadar bir araya gelmemizi engelleyen ayrılıkları bir kenara bırakıp otokrasiye karşı demokrasi talebinde buluştuk. Bizi buluşturan şey, bizi düşman ilan edenlere düşmanlık değildi; ülke sevgimizdi, demokrasi inancımızdı, özgürlük tutkumuzdu, barış talebimizdi, eşitlik ısrarımızdı, adalet ihtiyacımızdı, hak mücadelemiz, kardeşlik sözümüzdü.
Farklı renklerimizi koruyarak, ama bunun buluşmamızı engelleyen bir zaaf değil, zenginleşmemizi sağlayan bir avantaj olduğunu bilerek, Türkiye’nin sadece bugününü değil, yarınını, hatta özellikle yarınını konuştuk. “Ne yaşıyoruz”un ötesine geçip “nasıl yaşamalıyız”ı birlikte hayal ettik. Yaşadıklarımızın dünyada yaşanan ve yaşanmışlardan bağımsız ve Türkiye’ye özgü olmadığının bilinciyle sorunlarımıza tarihsel ve global perspektiften bakmaya ve aynı sorunları yaşayanların deneyimlerinden ve dayanışmasından yararlanmaya çalıştık.”
Yol haritası oluşturmak
Yönetmen Altıoklar’ın kamuoyuna açıkladığı sonuç bildirisinde konferanstaki tartışmaların özeti olarak şu hususlara da dikkat çekildi: “Bu baskıcı rejimin halk iradesi ile sona erdiğinde barış içinde bir arada yaşamamızı sağlayacak, eşitlikçi, çoğulcu, özgürlükçü, laik bir demokrasinin, insan haklarına dayalı bir hukuk devletinin, mutabakata dayalı, katılımcı bir sivil anayasanın nasıl oluşturulabileceğini tartıştık. Bu kavramları sahiplenerek aramızda en geniş ortak paydayı oluşturabildiğimizi, güçlerimizi bu ilkeler etrafında birleştirebildiğimizi, hukuka ve diyaloğa dayalı demokratik bir Türkiye’yi inşa edebileceğimizi gördük.”
Yeni bir toplumsal sözleşmede yer alması arzulanan yaklaşımlar ve kavramlar üzerinde bir mutabakat kurmaya, Türkiye’yi karanlıktan çıkışta yardımcı olacak bir yol haritasının oluşturulmaya çalışıldığı hatırlatılan bildiride konferans bünyesinde 10 çalışma grubunun kurulmasıyla, öncelikli konuları ele alacak uzun vadeli bir ortak akıl çalışmasının ilk adımının atıldığı belirtildi. Ayrıca konferansın kalıcı olması için çalışılmasına, katılımcılar arasında bir iletişim ağı kurulmasına, yeni konferansların kitlesel olarak düzenlenip yaygınlaştırılmasına, ortaya çıkan taleplerin gerçekleştirilmesi için hazırlıklar yapılacağı bildirildi.
Konferansta ilan edilen Demokrasi İttifakı’nın kuruluş bildirisi anlamına da gelen sonuç bildirisinde ittifakın çerçevesi şu sözlerle ifade edildi: “Savaşa karşı barışı, korkuya karşı cesareti, dayatmaya karşı tartışmayı, çatışmaya karşı uzlaşmayı, çürümeye karşı yenilenmeyi, kutuplaşmaya karşı kucaklaşmayı tek tipleşmeye karşı çoğulculuğu, erilliğe karşı eşitliği, otoriterliğe karşı demokrasiyi ve hukuk devletini savunma mücadelesinde biz de varız, yan yanayız, kararlıyız.”
Konferansta ayrıca ittifakın ilerideki dönemde yapacağı çalışmaları organize edecek bir sekretarya kuruldu. Türkiye’nin farklı kesimlerden siyasetçiler, sivil toplum kuruluşlarından, sanatçılardan ve bilim insanlarından oluşan sekretaryada 10 isim yer aldı.
HABER MERKEZİ