Demokrasi ittifakının hava ve su kadar ihtiyaç olduğunu belirten CHP’li Erdal Aksünger, “Bundan sonraki süreçlerde demokrasi ittifakının çoğalarak büyüyecek” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine 19 Ağustos’ta atanan kayyumlara toplumun geniş kesiminden ve muhalefetten tepkiler gelmeye devam ediyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Erdal Aksünger de kayyum atamasının siyasi bir karar olduğunu ifade etti. Türkiye’de yargı bağımsızlığının olmadığını dile getiren Aksünger, İçişleri Bakanı’na kayyum atama gibi bir yetkiyi “fütursuzca” kullanma hakkının verilmesinin Türkiye açısından yanlış bir paradigma olduğuna dikkat çekti. 31 Mart seçimleri öncesi Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) adaylar için bütün araştırmaları yaptığı, kesinleşmiş yargı kararlarının olması halinde bu kişilerin aday olamayacağına işaret eden Aksünger, “Bir kere reddedilmemiş bir süreçten bahsediyoruz. Bu sürecin sonuna kadar olan bölümde de kesinleşmiş bir yargı kararı söz konusu olmadığına göre kayyum atamaları kanuna, Anayasaya aykırı. Hak gaspı ve millet iradesinin gaspıdır” dedi.
‘Tamamen keyfi bir uygulama’
Hükümet tarafından kayyum atamalarının gerekçelerine de değinen Aksünger, “Topluma bir mesaj verilirken bunun gerekçeleri konusunda şöyle bir şeyden bahsediliyor.‘Terör örgütüne yardım ve yataklık yapıldı’ deniliyor. Terör örgütüne yardım ve yataklık meselesinde bu saate kadar bildiğim hiç bir şey yok. Genel ifadeler üzerinden konuşmalar yapılıyor ve tamamen keyfi bir uygulama. Demokrasinin, halk iradesinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Kayyumların neler yaptığı konusunda özellikle Ahmet Türk’ün açıklamaları gerçekten de çok dikkat çekici. Kayyumlar zamanında aynı borçlar olmasına rağmen suların veya elektriklerin kesilmemesi meselesi ve belediye başkanlığını kazandıktan sonra yerel seçimlerden hemen sonra elektriklerin, suların kesilmesi, borçların dayatılması bunlardan bazıları. Kayyum döneminde fütursuzca harcamaları ve lüksün ne kadar yaşandığını gördük” diye konuştu. Aksünger, kayyum atamalarının Türkiye’nin bugüne kadar demokrasideki en büyük ayıplarından ve yaralarından biri olduğunu ifade etti. Türkiye’de bir sistem sorunu yaşandığını ve ülkenin giderek kaotik bir sürece girdiğine dikkat çeken Aksünger, bu kaotik sürecin de ancak demokratik anayasa yapılarak ve güçler ayrılığının çok ciddi bir şekilde ortaya konulmasıyla üstesinden gelinebileceğini kaydetti.
‘Temsiliyetin güçlenmesine ihtiyaç var’
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğine de vurgu yapan Aksünger, “Özerklik şartı meselesini millet farklı algılıyor ama özerklik şartı demokrasinin gereği olarak yapılması gerekiyor. Demokrasinin, temsiliyetin güçlenmesine ihtiyaç var. Ankara’dan İzmir hakkında karar almalarını tasvip etmek mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
‘Demokrasi cinayeti’
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyareti sonrası “hedef” alınmasına tepki gösteren Aksünger şunları belirtti: “Yaptığı şeyin kanuna anayasa aykırı hiçbir tarafı yokken, İçişleri Bakanı’nın çıkıp belden aşağı şeyler söylemesi artık devletin ciddiyetsizliğini ortaya koyuyor. Hükümetin, devleti ne kadar pejmürde ettiğini kendileri gösteriyor. Çok pespaye bir şekilde devlet yönetimi yapılıyor. Üsluplar belden aşağı, tahrik edici, tehditkar. Bu gerçekten geldiğimiz noktada sistemin ve sistemden cesaret alanların ne kadar cüretkar olabileceğini gösteriyor. Bu bir demokrasi cinayetidir. Her gün İşçileri Bakanın kırdığı gaflar üstüne, Recep Tayyip Erdoğan’ın da bunları destekleyen konuşmaları toplumdaki gerginliği arttırıyor. Aslında bunun nedeni de Türkiye’nin dışarıda köşeye sıkıştırılmışlığını içerideki bu saldırılarla gidermeye çalışıyorlar.”
‘Demokrasi itifakı hava, su gibi ihtiyaç’
Aksünger, 23 Haziran yenilenen İstanbul seçimlerinde halkın ittifakla demokrasiye sahip çıktığını belirterek, demokrasi ittifakının hava, su gibi ihtiyaç olduğunu söyledi. Bundan sonraki süreçlerde demokrasi ittifakının çoğalarak büyüyeceğini kaydeden Aksünger, “İnsanlar şöyle düşünmeli; Hitler dönemi Nazi Almanya’sının önemli kaba örneklerinden birisidir. ‘Sıra sana da gelecek’. Herkes 10 yılı aşan bu sürede sıranın kendisine geldiğini öyle veya böyle gördü” diye konuştu.