DEM Partisi’nin Belediye Eşbaşkanı adaylarının belirleneceği ön seçimler nedeniyle 13-14-15 Ocak tarihlerinde Kürdistan’da hummalı bir koşuşturma, bir heyecan vardı. Aday adaylarında; delegeleri ziyaret etmeleri, projelerini anlatmanın heyecanı, delegelerde adaylarını belirleme coşkusu, parti kurullarında da bu sürecin hatasız bitirilmesi için çabası vardı. Aslında bu bir ön seçimden ziyade doğrudan demokrasi uygulaması olan halk oylamasıydı.
Bu heyecanın, coşkunun, çabanın demokrasi devrimi tanımlamasına denk düşen üç gün yaşandı. Kürtlerin şimdiye kadar ülkenin demokrasisine, ortak yaşam kültürüne, eşit, özgür ve eş yaşama çok katkısı oldu. Ancak şunu açıkça söyleyebiliriz ki hafta sonu gerçekleşen demokrasi devrimi kadar halkın sürece katıldığı bir süreç yaşanmamıştı. Evet bu demokrasi devrimiydi. Şimdiye kadar şu şekilde veya bu şekilde halktan fedakârlık beklendi, alınan kararları halkın sahiplenmesi istendi.
Halk da siyasal iradesine güvendiği için genelde önüne konulan planlamalara ve kararlaşmalara destek verdi. Ancak halkın artık edilgen durumdan çıkıp özgür eş yaşamın inşasında aktif rol alma, özne olma isteği ve talebi vardı. Halk bu isteğini ve talebini 2023 genel seçimlerinden sonra DEM Partisi’nin yerellerde örgütüyle yaptığı toplantılarda ve halkla buluşmalarındaki saha çalışmalarında açıkça ve yüksek sesle ifade etti.
Halk ile birlikte politikalarını belirleyen DEM Parti halkın kararlaşma süreçlerine katılma talebini pratikleştirme çalışmalarına başladı. Bu çalışmalar sonucunda 2019 yerel seçimlerinde birinci ve ikinci olduğu bütün seçim merkezlerinde adaylarını halk oylaması ile belirleme kararı aldı. Halk oylamasının da adil, şeffaf, demokratik ve objektif olması için kentin bütün dinamiklerinin sürece katkı sunacağı kent uzlaşısı perspektifiyle hareket edildi. Günümüz için doğrudan demokrasinin bir örneğini teşkil edecek kimilerinin ‘ön seçim’ dediği ama benim de ‘halk oylaması’ dediğim sürecin hazırlıklarına başlandı.
Bir yandan parti yönetimi halkın iradesinin; adil, şeffaf ve objektif şekilde sandığa yansıması için delege belirlemek üzere kentin bütün dinamikleriyle çalışmalar yürütürken bir yandan da aday adayları kendilerini tanıtmak ve projelerini anlatmak için ev ev, kurum kurum gezerek delegeleri ikna etmeye çalıştı. Aday adayları bu süreçte hem fiili olarak delegeleri ziyaret ettiler, hem de sosyal medya imkanlarından faydalandılar. DEM Parti de aday adaylarının toplumla buluşmaları için bütün aday adaylarına propagandada fırsat eşitliği sağlama imkanlarını sağladı. Bu kapsamda Van, Mardin ve Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkan aday adayları hep birlikte canlı yayında kendileri ve projeleri hakkında halkı/delegeyi bilgilendirdiler.
Bu çalışmalarda aday adaylarının birbirlerine karşı siyasi nezaketi ve siyasi ahlakı ön planda tutmaları da ahlaki politik toplum mücadelesindeki yol arkadaşlığına denk düşen bir tutumdu. Birbirleriyle siyasi veya kariyer rant çekişmesi veya hırsından ziyade halkın mücadelesini büyütmek için yarış halindeydiler.
Nihayetinde 13-14-15 Ocak tarihlerinde halkın görülmemiş bir ilgisi ve coşkusu ile demokrasi şöleni yaşandı. 3 büyükşehir, 8 il olmak üzere toplam 85 merkezde yaklaşık yüz bin delege halk oylaması için sandığa gitti. Bu halk oylamasından halkın iradesi sandığa yansımıştır. Sandıktan çıkanlar da halkın adayıdırlar.
Demokrasi devrimi halkın uzun süredir beklemiş olduğu bir süreçti. Halk uzun zaman sonra tekrar heyecanla, coşkuyla süreci sahiplendi. Bu sahiplenme iradesi ve kararlılığının sandığa yansıyacağı kesindir.
Bu süreçte az da olsa öne çıkan eksiklikleri de belirtmek gerekir. Bunlardan ilki; çok emek verilerek hazırlıklar yapıldı, delegeler için çok çaba gösterildi ancak delegelerin oylarını kullanabilecekleri fiziki mekanlar oy kullanma işlemlerini hem uzattı hem de zorlaştırdı. İkinci ise delege listelerinin oluşturulmasında aksaklıklar ve hatalar yaşandı. Delege olmaması gerekenlerin delege listelerinde yer alması ya da delege olması gerekenlerin de delege olmaması bazı seçim çevrelerinde göze çarpan eksikliklerdi.
Demokrasi şöleni sürecinin pratikleştirilmesinde rol oynayan öznelerden;
Halkımıza; bu parti senin partindir, bu mücadele senin mücadelendir. O nedenle mücadele sırasında eksik gördüğün bütün alanlara ilişkin eleştiri ve önerilerini partiden esirgeme. Manipülasyonlara kanarak partini yalnız bırakma. Siyasal iradene güvenmeyi sürdürdükçe bu hak mücadelesi mutlaka başarıya ulaşacaktır.
Partimize; Halk mücadelesini yürüten partinin halkın eleştirilerini gören, halkın önerilerini dikkate alan bir yerden politikaların belirlenmesi demokrasi adına kıymetlidir. Halkı süreçte tutmak halk mücadelesinin öz gücüdür. Hafta sonu gerçekleşen demokrasi şöleninde aksayan teknik yönleri de giderecek tedbirler alınmalıdır. Halkla birlikte ekolojik, demokratik, kadın özgürlükçü yaşamı inşa eden irade olarak, iktidardan veya devletten talep eden durumdan çıkılmalıdır.
Aday adaylarına; halk oylamasında, hazırlık sürecinde değerli emekler verdiniz. Delegasyonu ev ev gezdiniz. Kurumları ziyaret ettiniz. Gittiğiniz her yere partinin sözünü, iddiasını, samimiyetini götürdünüz. Halkın mücadelesine omuz vermek için mücadele ettiniz. Sandığa çok kişi gittiniz, bir kadın bir erkek arkadaşımız olarak sandıktan çıktınız. Sandıktan çıkan halkın iradesidir. Bütün aday adayı arkadaşlarımızın 31 Mart akşamına kadar halkın mücadelesini büyütmeye devam edeceklerine inancım tamdır.
Adaylara; ‘kayyumları göndereceğiz’ şiarı kıymetli ancak halkın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değildir. Şimdi sıra çok kimlikli, çok dilli, çok kültürlü bir yaşamı inşa ederken; yoksulluğa çare olacak istihdam, emek ve üretim politikalarını, kadının toplumsal özne olacağı, gençliğin gelecek kaygısının giderileceği; engelsiz, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü projeleri üretme, halka anlatma ve inşa etme zamanıdır.