KDP’nin Türkiye’nin saldırılarına “doğrudan” destek vererek ihanet içerisinde olduğunu belirten KCK, Rusya-Ukrayna Savaşı’na karşı çıkanların Kürtlere karşı savaşa sessiz kalarak ikiyüzlülük yaptığına dikkat çekti. Gençlere, kadınlara, aydınlara saldırılara karşı harekete geçme çağrısı yapıldı
AKP-KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 17 Nisan’da başlatılan saldırılar, 6. gününde devam ediyor. Türkiye’nin havadan ve karadan yoğun saldırılarının sürdüğü savaşta, TSK’nin KDP denetiminde bulunan bölgeler üzerinden helikopterlerle Kurojahro’yu bombaladı. Bölgeye indirme yapan TSK ile HPG’liler arasında şiddetli çatışmalar sürüyor. Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Türkiye’nin KDP işbirliğiyle saldırılara dair açıklama yaptı.
Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yer alan KCK açıklamasında, Türkiye’nin Kürt varlığını ortadan kaldırmaya yönelik saldırılarının, 14 Nisan 2022’de yeni bir aşamaya girdiği belirtildi.
Türkiye halklarına çağrı
Kamuoyunun Türkiye’nin saldırılarına karşı harekete geçmeye çağıran KCK şunları kaydetti: “Türk devleti Kürdistan’ın direniş iradesi ve gücü olan özgürlük gerillasını ezerek Kürt soykırımını tamamlamayı ve Kürt varlığını bütünüyle ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Soykırım amaçlı geliştirilen bu saldırılar gerillanın ve halkın topyekûn direnişiyle boşa çıkarılabilir. Düşman her yerde saldırı halindeyse, halk ve direniş güçleri de her yerde aktif bir direniş ve mücadele içerisinde olmalıdır. Halkımız her yerde tepkisini ortaya koymalı ve eylem halinde olmalıdır. Kürt halkı açısından varlık ve yokluk sürecinin yaşandığı tarihi bir dönemden geçmekteyiz. Hareket ve halk olarak düşmanın varlığımıza yönelik tüm saldırısını boşa çıkaracak gücümüz ve irademiz vardır. Halkın örgütlü gücü düşmanın tankı, topu, uçağı ve her türlü tekniğinden daha büyüktür. Halkımız bu gerçeği defalarca ispatlamış, soykırımcı sömürgeciliğin bastırma ve sindirme politikasını kırmış ve tersine çevirmiştir. Halk ve hareket olarak bugün de aynı direniş ve mücadele ruhuyla düşmanın bu saldırıları karşısında en güçlü duruşu sergileme ve planlarını boşa çıkarma göreviyle karşı karşıyız.”
‘Kürtlerin değerlerini pazarlamayın’
Saldırılara karşı Federe Kürdistan Bölgesi halkının da tepkisini ortaya koyması gerektiğini belirtilen açıklama şöyle sürdü: “Bu saldırılar Başûrê Kurdistan’ı ve Kürtlerin tüm kazanımlarını hedeflemektedir. PKK ve gerilla Kürt halkının özgürlük mücadelesini verdiği ve kazanımlarını koruduğu için saldırıların baş hedefi olmaktadır. Başûrê Kurdistan halkımız gerillanın yanında yer alarak geçmiş yıllarda olduğu gibi soykırımcı sömürgeci Türk devletinin işgaline karşı ayağa kalkmalıdır. Başûrê Kurdistan halkımızın özgürlük iradesi ve kazanımları işgale ve işbirlikçiliğe karşı durularak korunabilir. Gerillanın varlığını işgale gerekçe gösterenler, soykırımcı sömürgeci Türk devletiyle işbirliği içinde, Kürtlerin değerlerini pazarlayanlardır. Kürdistan’ı ve Kürt davasını pazarlayan bu hainler kuşkusuz gerillanın varlığını önlerinde engel olarak görmektedir. Kürt kızları ve oğulları kimseden talimat almayı beklemeden inisiyatifli bir şekilde hareket etmeli ve mücadeleye her yerde öncülük yapmalıdır. AKP-MHP faşizminin saldırı ve işgalleri esas olarak gençliğin öncülüğü ve mücadelesinin gerilla direnişiyle bütünleşmesiyle kırılacaktır. Halkın ve özgürlük değerlerinin savunucusu gençliktir. Yurtsever ve devrimci Kürdistan gençliği bu tarihi görev ve sorumluluğuna sahip çıkarak bu rolünü oynayabilir. Kürdistan gençliği direnişi her yere yaymalıdır. AKP-MHP faşizminin saldırıları karşısında en önde mücadele ederek halkımızın ve demokratik güçlerinin mücadeleye etkin katılmasını sağlayarak, AKP-MHP faşizminin çöküşünde de çok önemli rol oynamıştır. Soykırımcı sömürgeci Türk devletinin saldırıları ve işgal hareketleri karşısında da öncü rolünü oynayarak, bu saldırıların püskürtülmesinde etkin biçimde yerini alacaktır.”
‘KDP doğrudan yer almakta’
KDP konusunda şunlar kaydedildi: “KDP Türk devletinin saldırılarına destek vererek işgal planı içerisinde doğrudan yer almaktadır. Türk devletinin Kürtleri soykırımdan geçirme ve varlığını ortadan kaldırma amacıyla gerçekleştirdiği saldırıların yanında yer almak, Kürt halkına ve davasına bir ihanettir. KDP’nin Türk devletinin işgal saldırılarına destek vermediğini söylemesi bir aldatmadır. Kürt halkının tepkisinden çekindiği için bunu söylemektedir. Öte yandan KDP, hakim olduğu Hewlêr ve Behdinan’da Kürt halkının işgale olan tepkisini ortaya koymasını engellemektedir. KDP’nin tutumunun ne olduğunu ve nerede durduğunu Erdoğan KDP’ye işgale verdiği destekten dolayı teşekkür ederek ortaya koymuştur. KDP Türk devletine her türlü istihbaratı, lojistik desteği vererek, gerilla alanlarını kuşatarak savaşın içinde yer almaktadır. Türk devleti işgal saldırılarını esas olarak istihbarata dayalı tekniğini kullanarak gerçekleştirmektedir. KDP Türk ordusuna istihbaratın yanı sıra her türlü lojistik ve barınma desteği de vermektedir. Nitekim Türk ordusu Kurojaro’ya havadan indirme yapamayınca, KDP’nin desteği ve koruması altında Şeladizê’den yürüyerek karadan girmeye çalışmıştır. Bu durum KDP’nin Türk devletine nasıl bir işbirlikçilik yaptığını göstermektedir. Dolayısıyla Kürdistan halkı başta olmak üzere herkes KDP’nin işbirlikçiliğini görmeli ve buna karşı tutum almalıdır.
‘Aydın ve sanatçılara tarihi sorumluk düşüyor’
Emekçilere, aydınlara tarihi bir sorumluluk düştüğü kaydedilerek şunlar vurgulandı “Kürt aydın, sanatçı ve yazarlar başta olmak üzere toplumun tüm aydın insanları işgale karşı açık tutum ortaya koymalı ve işgale karşı tepkinin gelişmesinde topluma öncülük etmelidir. Kürt sanatçı, yazar ve aydınları Türk devletinin işgal saldırılarının anlamını ve tehlikesini topluma anlatmak ve bunu kavratmakla sorumludur. Aydın ve sanatçı demek toplumun bilinci, vicdanı ve dili olmak demektir. Türk devleti Kürtleri soykırımdan geçirmek ve varlığını ortadan kaldırmak amacıyla gerilla alanları başta olmak üzere her yerde saldırı içerisindeyken bu gerçeği görmeyen, düşmanla işbirlikçiliği meşrulaştıran ve üstünü örten yaklaşımları teşhir etmek ve toplumu aydınlatmak görevi bulunmaktadır. Halka hakikati anlatma ve işbirlikçiliğe karşı güçlü tutum almayı sağlatmada aydın ve sanatçılara da tarihi bir sorumluluk düşmektedir. Türkiye halkları ve emekçilerinin AKP-MHP faşizminin Kürt halkına yönelik saldırıları karşında tepkilerini ortaya koyması ve Kürt halkıyla ortak mücadele içerisinde yer alması sosyalist, demokrat ve özgürlükçü olmanın bir gereğidir. Türkiye halkları, emekçileri özgürlük, demokrasi, adalet eşitlik mücadelesi veren herkes bu gerçekliğe göre hareket etmeli ve işgale karşı tutumunu da açıkça ortaya koymalıdır. Bunun için 2022 1 Mayıs’ı Türkiye halklarının ve emekçilerinin işgale karşı tutumunu ve Kürt halkıyla mücadele ortaklığını ortaya koyan bir gün haline getirilmelidir.”
‘Ortadoğu’da işgal genişletilmek isteniyor’
Yayılmacılık ve hegemonya vurgusu yapılırken “Türk devleti sadece Kürdistan’ı ve Kürt halkını hedeflemiyor, Ortadoğu’da işgal ve yayılmaya dayalı bir politika yürütüyor. Kürtler ve PKK halkların kardeşliğine inandığı ve Ortadoğu’da eşitliğe dayalı özgür ve demokratik ortak bir yaşam için mücadele ettiğinden dolayı hedef alınmaktadır. Bunun için başta Arap halkı olmak üzere Ortadoğu halklarını da Türk devletinin bu işgal saldırılarına karşı durmaya ve tepkilerini ortaya koymaya çağırıyoruz. Arap Birliği’nin Türk devletinin işgal saldırıları karşısındaki tepkisini ve ortaya koyduğu tutumu değerli buluyor ve tekdir ediyoruz. Irak hükümetinin işgale karşı tutumunu yetersiz ve oportünistçe bulmakla birlikte Arap siyasi güçleri ve devletlerinin Türk devletinin işgal saldırılarına karşı tutum almaları Türk devletinin hegemonyacı politikalarını durdurmak açısından önemli olmaktadır” denildi.
Ukrayna için konuşanlar iki yüzlü davranıyor
Rusya-Ukrayna Savaşı’na karşı duranlara işaret edilirken şunlar kaydedildi: “Çok iyi bilinmektedir ki Türk devleti uluslararası güçlerden aldığı destekle bu saldırıları gerçekleştirmektedir. Eğer uluslararası güçlerin desteği ve göz yumma durumu olmasaydı Türk devleti kimyasal silah kullanımına kadar varan saldırılar gerçekleştiremezdi. Ukrayna’da savaşa karşı duran uluslararası güçler Türk devletinin işgal saldırıları karşısında sessiz kalarak iki yüzlü bir tutum içinde olmaktadırlar. Dünya halkları ve demokratik kamuoyu da halkımız da bu gerçekleri görmektedir. Türk devletinin işgal saldırılarına sessiz kalan ve destek veren herkese özgürlük ve demokrasiyle hiçbir biçimde bağdaşmayan bu yanlış tutumlarından vazgeçmeleri ve bu işgal harekatına karşı açık tutum almaları çağrısında bulunuyoruz.”
HABER MERKEZİ