Demirtaş, yargılandığı ana davanın duruşmasında dosyasına ‘karartma uygulandığını’ belirterek, ‘Görünen o ki Saray’da kurulan Demirtaş-Yüksekdağ masası bu uygulamayı sürdürüyor’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tutuksuz yargılandığı ana davası Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek duruşmaya Demirtaş, bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Demirtaş’ın avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya HDP’li milletvekilleri Mithat Sancar, Mehmet Rüştü Tiryaki, Murat Çepni, Zeynel Özel, Tülay Hatimoğulları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile HDP il, ilçe yöneticileri izleyici olarak katıldı. Duruşmayı izlemek için Sınır Tanımayan Avukatlar adına gelen İsveçli avukatlar Per Stadig ve beraberindeki avukat akredite olmadığı gerekçesiyle duruşmaya alınmadı. Duruşma avukatların usul itirazlarıyla başladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tutuksuz yargılandığı ana davası Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediliyor. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülecek duruşmaya Demirtaş, bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada avukatların usul tartışmaları ardından konuştu.
‘Dosyama karartma uygulanıyor’
Demirtaş, savunmasına yabancı heyetin içeri alınmamasını eleştirerek, başladı. Demirtaş, UYAP sisteminde avukatlarının göremediği evraklara dair de eleştirilerini sürdürdü: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve ona bağlı savcılar benimle ilgili tüm dosyalara talimatları doğrultusunda herhangi bir katiple çok rahat bir şekilde ulaşabilirken, dosyaya giren çıkan her türlü evrakı adliye sarayında çok rahat görülebilirken, hatta UYAP portalında sadece savcıların görebileceği, avukatların göremeyeceği, sadece heyetin görebileceği UYAP portalında daha geniş bir ulaşma imkanı sağlanırken avukatlara duruşma başladığı andan itibaren fiili bir kısıtlılık uygulanmaktadır. Şimdi okuduğunuz örneğin bilirkişi raporları eğer UYAP’a işlenmiş olsaydı beni ziyarete gelen avukatlar onun birer çıktısını bana getireceklerdi, ben de onu okuyacaktım, hazırladığımı yapacaktım vs. Dolayısıyla silahların eşitliği ilkesi gereğince Cumhuriyet Başsavcılığı fiziki olarak veya UYAP’tan dosyanın bütün safahatına hakim olurken, ulaşırken avukatlarım ulaşamamaktadır. Dosyama iki duruşma arası karartma uygulanıyor, açık bir karartma uygulanıyor. Bunun Adalet Bakanlığı talimatıyla olduğuna dair şüphelerim, iddialarım var. İleride de bunu belgelemeye çalışacağız. Bu dosyanın herkesin, özellikle avukatların göremeyeceği şekilde bir karartma uygulanması Adalet Bakanlığı UYAP sisteminin güncellenmeye başlaması ile gündeme gelmiştir. Görünen o ki hem Saray’da hem Adalet Bakanlığı’nda kurulan Demirtaş – Yüksekdağ Masası böylesi bir uygulama sürdürüyor. Bu da dava evraklarına delillere ulaşmamızı imkansız ya da zor hale getiriyor. Bu adil yargılanma hakkı ihlalidir. Açık bir şekilde savunma hakkının kısıtlanmasıdır. Bunu da ayrıca belirtmiş olayım.”
Tahliyesinin verildiği celsede savunmasının yapılmış olmasına karar verildiğine dikkati çeken Demirtaş, savunmada eksik kaldığı yerleri tamamlayacağını belirtti. Demirtaş, şöyle devam etti: “Ne zaman ki siz şunu yazarsanız: ’Selahattin Demirtaş’ın susturulmasına karar verilmiştir’ diye bir karar yazarsanız söz veriyorum ondan sonra konuşmayacağım, mütalaa için dosyayı tebliğ edebilirsiniz. Ama bunun dışında benim söz hakkımı savunma hakkımı kesmeyin, çünkü bu dosyanın ne olduğu sadece Türkiye’de değil Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde tartışılırken hiç değilse bırakın sözümüzü söyleyeyim. Hakkımızda kamuoyunda canlı yayınlarda o kadar suçlama yapılırken biz de hiç değilse mahkeme salonlarında avukatlarım ile birlikte cevaplarımızı vermiş olalım. Mahkemenizden özellikle istirhamımdır. Bu konudaki talepler de yargılamayı ne uzatır ne zora sokar, tansiyonu düşürür, ben de savunmama devam ederim.”
‘İhlal devam ediyor’
Demirtaş, “Bu davada arkadaşlarımızla en çok tartıştığımız mevzu, davanın daha ilk anından itibaren yani fezlekeler düzenlenirken, iddianameler düzenlenirken, tutuklanma aşaması, kovuşturma aşaması da dahil her aşamada ayrı ayrı gizli bir amaç güdüldüğüne, yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 18’inci maddesinin farklı gerekçelerle farklı zamanlarda ihlal edildiğine dair iddialarımız var. Bu aslında 500 sayfalık iddianamenin bizim açımızdan, savunma açısından en önemli başlığıdır. Yani TMK 7/2 ihlal edildi mi, edilmedi mi? Örgüt üyeliği, yöneticiliği vesaire bütün bunlar oldu mu, olmadı mı? tartışmasından çok daha önemlidir. Çünkü bütün dava zaten bunun üzerine kuruludur. O nedenle ben her savunmamda ısrarla altını çizerek belirtmek isterim ki, bu yargılama da halen AİHS’nin 18’inci maddesinde belirtilen sözleşmenin, sözleşmede belirtilen amaçlar dışında kısıtlanmasının ihlali devam ediyor” dedi.
AİHM’in kendisine ilişkin aldığı “ihlal” kararı şartlarının halen devam ettiğini kaydeden Demirtaş, “O karar; haksız tutuklamanın, tutuklama saikinin siyasi olduğuna dairdi. Şimdi yargılamanın her aşamasının da aynı saiklerle devam ettiğine dair iddialarımız var. İktidarın, AKP hükümetinin ve özellikle AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hedeflerinin gerçekleşmesi için, onun önünün açılması için, onun siyasi hedeflerinin hayata geçirilebilmesi açısından muhalefetin tasfiye edilmesi için yapılmış çalışmalardan biridir bu toplantı” diye belirtti.
‘AİHM Büyük Daire’de siz yargılandınız’
AİHM Büyük Daire’de görülen duruşmasında Türkiye’nin yargılandığına dikkat çeken Demirtaş, şöyle devam etti:
“Orada ben yargılanmadım, çünkü biz başvurucuyduk. Siz yargılandınız, sizin kararlarınız yargılandı. Hükümetle birlikte ilk bizi gözaltına alan savcıdan itibaren bu sürece dahil olmuş bütün yargı mensuplarının yargısal faaliyeti yargılandı orada. Dolayısıyla fezlekelerimin her birinin hazırlanma amacı gizli bir siyasal amaç taşımaktadır. Üstü de yargısal faaliyetlerle örtülmeye çalışılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nde, Yargıtay aşamasında, istinafı geçiyorum. İstinaf artık benim dosyalarımı incelemiyor bile, sadece onaylıyorlar ve AİHM’de bu dosya daha çok tartışılacak. Çünkü bu sadece Selahattin Demirtaş’ın kişi olarak yargılandığı bir dosya değil, Figen Yüksekdağ’ın dosyası, İdris Baluken’in, Çağlar Demirel gibi partimizin sözcülerinin, etkili isimlerinin, milletvekillerinin yargılandığı dosyalardır. Belediye başkanları da dahil.”
‘Muhalif olan herkes hedefte’
Savunmasına “Biz anayasal düzene mi karşı çıktık, anayasal düzeni değiştirmeye mi çalıştık?” diye sorarak devam eden Demirtaş, hakkında açılan ve tutuklu olduğu soruşturmada iddianın bu olduğunu ifade etti. Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda anayasal düzen tasfiye ediliyor. Anayasal düzen ortadan kaldırılıyor. Tek adam rejimi kuruluyor. Buna ‘diktatörlük’ diyemeyiz literatürde. Daha çok ‘rekabetçi otoriterizm’ olarak siyasi literatürde tanımlanabilir. Neden? Çünkü halen seçim yapılıyor, seçimlerin yapılma ihtimali var. Ama rekabetçi otoriterizmde seçimlerin tamamı otoriter liderin kazanması üzerine inşa edilir. Geri kalan her şey tasfiye edilir. Seçim garantiye alınır, göstermelik seçimler yapılır. Türkiye Cumhuriyeti devleti eksiğiyle, yanlışıyla fazlasıyla bir hukuk devleti olarak tanımlanır, bir cumhuriyet olarak tanımlanır ve yapılan son değişiklikle birlikte Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile yönetildiği tanımlanır. Yani rejim Cumhuriyet’tir, idari model Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Aynı zamanda tek parlamentolu bir parlamentosu da vardır. Şimdi bu anayasal yönetim modeli anayasaya aykırı bir şekilde feshedilmiş durumda. Fiili olarak, defacto tek adam rejimine geçiliyor. Bunun önündeki engeller ne? Muhalefet. Her yönüyle muhalefet, sadece HDP değil. Yani tek adam rejiminin kurulmasına, inşa edilmesine, kurumsallaşmasına, kalıcı hale gelmesine karşı çıkan herkes hedefe konulmuş durumda.”
‘Devlet içerisinde tehlikeli bir yapı oluşturmuş’
“Darbe suçuna bulaşmış herkes suçludur, yargılanır, cezasını alır. Fakat o davalardan ortaya çıktı ki; bu paralel yapılanma neyse, şu anda AKP, devlet içerisinde, kendisine bağlı, bakın devlete bağlı değil, bir partiye bağlı, bir kişiye bağlı, eskisinden çok daha tehlikeli bir yapı oluşturmuş. Bunun yargı ayağı var. Mevcut tek adam rejiminin, rekabetçi otoriterizm dediğimiz ve anayasayı ihlal suçunu oluşturan bu örgütün, devlet içine çöreklenmiş bu örgütün yargı ayağı var, medya ayağı var, işverenler ayağı var, bürokrasi ayağı var.”
‘Pişmanlık belirtileri başlamış’
Devlet içerisinde oluşturulan bu yapıya dair değerlendirmelerini sürdüren Demirtaş, “İddia ediyorum, yarın hukuk devleti işlemeye başladığında bir savcı bunları delilleriyle ortaya koyacak ve yine iddia ediyorum aralarından pişmanlık belirtenler çıkacak. Ki şimdiden başlamış pişmanlık belirtileri. Sadece, dilekçe verecek bir yargı makamı olmadığı için yargıya yansımıyor. Bu medya merkezinin yönetildiği yer, Saray’daki İletişim Başkanlığı’dır. Bu merkeze bağlı kişiler açık oturum programlarına çıkarılır. Bunların telefonlarına mesaj gönderilir. Kanalları aynı anda değiştirirseniz görürsünüz, telefonlarına mesaj aynı anda gelir bunların. Hepsi hızla telefonlarına bakarlar. Bir dakika sonra, üç ayrı kanalda olmalarına rağmen aynı şeyi söylemeye başlarlar. Onlara gelen talimatlardan biri de, ‘Demirtaş’ı terörist ilan edin, katil ilan edin, onun tutuksuz yargılanması gerektiğini söyleyen herkesi düşman ilan edin’ türü mesajlarıdır. Elimde belge yok ama emin olun, bir gün belgesi de çıkacak. Bunun bir de yargı ayağı var. İçinde başsavcılar var, Cumhurbaşkanı’nın avukatları var. Özellikle de Sulh Ceza Hakimleri var. Hepsini kast etmiyorum. Avukatlarımın şikayetleri var HSK’de. HSK dikkate almıyor, tabii ki almaz. Öyle safiyane bir beklentimiz de yok” ifadelerini kullandı.
Duruşma, Demirtaş’ın savunması ile devam ediyor.
Davaya dair
Demirtaş hakkında “Örgüt kurma ve yönetmek”, “Örgüt propagandası yapmak” ve “Suç ve suçluyu övmek” iddialarıyla 142 yıla varan hapis cezası isteniyor. Diyarbakır’da açılan dava, “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya alınmıştı. Demirtaş’ın Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor. 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu yargılandığı dava dosyasında Demirtaş hakkında, 2 Eylül 2019 tarihinde kendisinin ve avukatlarının mazeret bildirerek, katılmadığı duruşmada tahliye kararı verilmişti.
Kaynak: MA