Bugün devam eden duruşmasında Demirtaş hakkında fezleke hazırlayan savcıların cemaatten tutuklandığını hatırlatttı, “O dönemde Cemaat bizi sevmiyordu. Ama Binali Yıldırım’ı çok seviyordu” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hakkında 142 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı ana davanın duruşmasının ikinci oturumu Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediyor. Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS’le duruşmaya katıldı. Duruşmayı HDP milletvekilleri Mahmut Toğrul, Hüseyin Kaçmaz, İmam Taşçıer ve Nusrettin Maçin takip ediyor.
Duruşma, Demirtaş’ın savunmasıyla başladı. Demirtaş, savunmasında 2010’lı yılların başında haklarında fezleke hazırlayan savcıların sonradan açığa alınarak tutuklandığını hatırlatarak, “Bu bir tesadüf olabilir mi? Emniyetteki Cemaat (Gülen Cemaati) bağlantılı güvenlik personeli, adliyede de kendileriyle bağlantılı savcılarla çalışıyorlardı. 2012’de bize kumpaslar kurulur ve biz de bunları deşifre etmeye çalışırken cemaatin hedefi haline geliyorduk. Peki bu anormal midir? Hayır. Cemaatin hedefi haline gelmek bizim için anormal değil, çünkü karşı çıkıyorduk” dedi.
Cemaat Binali Yıldırım’ı çok seviyor
Demirtaş, savunmasını şöyle sürdürdü: “Hem hukukun üstünlüğüne güveniyorduk hem de Cemaatin devletin bürokrasisinde adım adım yerleşmeye çalıştığını görüyorduk. Ve bunu da yüksek sesle ifade ediyorduk. Sahada bazı valiler, emniyet müdürleri ya da başka yerlerdeki, mesela Parlamento’da Cemaat’e yakın olduğu bilinen şahısların bana karşı tutumlarından da, tepkili olduklarını anlayabiliyordum. O dönemde Cemaat bizi sevmiyordu. Ama kimi seviyordu? Mesela Binali Yıldırım’ı çok seviyordu. Hakkımda iftira atan Binali Yıldırım’ı. Benim ‘masum insanların ölümüne sebebiyet vermekten tutuklu’ olduğumu söyleyecek kadar şirazesinden çıkmış olan Binali Yıldırım’ı. Yargı süreci devam eden biri hakkında kameraların karşısına geçip iftira atan siyasetçileri çok seviyordu Cemaat.”
Cemaati eleştirdiğim için AKP’li bazı kesimler benden rahatsız
Demirtaş, dosyaya konulan, 2012 yılında, Gülen Cemaatini, iktidarı eleştiren, 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçleri ile ilgili yaptığı konuşmasına ilişkin savunma yaptı. Demirtaş, “Bu fezlekede savcı, dünkü fezlekede olduğu gibi konuşmamın içeriğini yazmamış. Çarpıtma ve kopyala yapıştır sistemiyle Cemaatin sıkça kullandığı teknik ve taktikle bir fezleke hazırlamış. 2012’deki bir konuşmam dosyada. Bana ‘masum insanların ölümüne sebebiyet vermiş kişi’ diyen Binali Yıldırım’a söylüyorum. Dosyamda ne tür deliller olduğunun da bir kez daha bilinmesini istiyorum. Bunun da Cemaatin savcıları koymadı. Bugün AKP’nin savcıları koydu. Türkiye kamuoyunun, altını çizerek belirtiyorum, kamuoyunun bunun bilmesini istiyorum. Bugün bile AKP’nin bazı kesimlerinin benden rahatsız olmalarının nedeni, Cemaate yönelik yıllardır sürdürdüğüm eleştirilerdir” dedi.
Tutukluluğa devam akarı
Avukatların savunması sonrası söz alan Demirtaş, “ Ben hukuk ve kanun çerçevesinde tutuklu olsaydım tahliyemi talep ederdim. Siyasi rehineler tahliye talep etmezler. Ben de tahliyemi talep etmiyorum” dedi. Demirtaş’ın konuşması sonrası mahkeme heyeti 1’e karşı 2 oyla Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına karar verdi.
Karşı oy kullanan üye, AİHM kararına atıfta bulunarak, “ Tutukluluk halinin devamını haklı gösteren yeni unsurlar veya deliller sunulmadığı sürece mümkün olan en kısa sürede başvuranın tutukluluğunun sona erdirme görevinin davalı devlete derhal tutukluluğa son verilmesi yükümlülüğünün yüklenmesi nedeniyle sanığın Ceza Muhakemesi Kanununun 109’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasının a bendi gereğince dosyanın geldiği aşama itibari ile yurt dışına çıkmamak adli kontrolü uygulanmak sureti ile salıverilmesine karar verilmesi kanaatindeyim” dedi.
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 16-17 Temmuz tarihine erteledi.