Selahattin Demirtaş hakkında, 2012-2016 yıllarında yaptığı konuşmalar ve verdiği röportajlardan ‘örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla yeni bir dava açıldı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 2. Olağanüstü Kongresi’nde ve HDP’nin 2. Olağan Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmalar, verdiği röportajlar ve çözüm sürecinde çekilen fotoğraflardan olayı dava açıldı. Demirtaş hakkında, 5 kez “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hazırlanan iddianame, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 14 Temmuz tarihinde görülecek.
54 sayfalık iddianame
Demirtaş hakkında hazırlanan 54 sayfalık iddianamede olay olay detaylandırılma yapılırken, 27 sayfa PKK/KCK yapılanmasına yer verildi. Demirtaş’ın partisinin kongresinde yaptığı konuşmasının polis tutanak çözümlerine yer verilen iddianamede, “Kürdistan”, “parti şehitleri”, “siyasi rehine”, “Ape Musalarla İsmet Şanlı Vanlı’larla” , “Kürt ve Kürdistan gerçeği”, “Mazlum Doğan”, “Sayın Öcalan”, “Suriye Rojava Devrimi” ve “Kürt halkı” gibi ifadeler kalın tiplerle yazıldı.
BDP Kongresi
İddia makamı değerlendirmesinde, BDP’nin kongresinin başkan seçimi için yapılmadığı iddiası öne sürülerek, “Amacın Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarının bir kısmını ayırmak ve Anayasasının değiştirilmesinin istendiği, PKK/KCK terör örgütü görüş ve fikirleri doğrultusunda söylemlerinin dile getirildiği, PKK/KCK terör örgütüne legallik kazandırmak amaçlı, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması doğrultusunda gerçekleştirilen toplantı olduğunun değerlendirildiği” ifadeleri kullanıldı.
HDP Kongresi
HDP’nin 2 Olağan Büyük Kongresi’ne yönelik A.Ç. isimli şahsın şikayeti üzerine re’sen soruşturma başlatıldığının belirtildiği ikinci olayda ise Demirtaş’ın kongrede sarf ettiği ve o dönem bölge kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına ilişkin sözleri suçlama konusu yapıldı. Demirtaş kongrede şu sözleri sarf etmişti: “…Ülkemizde diktatörlük istemiyoruz, parlamenter rejim de iyi işlemiyor. Meclis’e tanınan yetkilerin bir kısmının yerel yönetimlere verelim diyoruz. Bunu biz de icat etmiş değiliz. Demokratik hiçbir devlette merkezi, tekçi yönetim yoktur; yerinden yönetim vardır. İlle de bir tür öz yönetim vardır. Biz bunu savunduğumuz için vatan haini olarak yaftalanıyoruz. Toplumun bölünmesini engelleyecek bir demokratik modelden bahsediyoruz. Biz özyönetimi savunduğumuz için yine vatan haini ilan ediliyoruz. Ama Türkiye’nin toplumun bölünmesini engelleyecek bir modelden bahsediyoruz. Madem özerkliği savunuyorsunuz neden şehir savaşları var eleştirisi yapılıyor. Özyönetim barikatla alası yok doğru, doğal bir şey değil. Bizim savunduğumuz modelde her yerde hendek olacak diye bir şey yok. Biz hendek ve barikat anlayışına yol açan ana soruna bakmamız gerekir. Eğer onu anlarsak diyalog ve müzakere ile bu sorunları çözmek çok kolaydır…”
Alman gazetesine verdiği röportaj
İddianamede üçüncü olay olarak yer alan kısımda ise Demirtaş hakkında, verdiği bir röportajdan kaynaklı Başbakanlık İletişim Merkezi’ne şikayette bulunulması yer aldı. İsimsiz dilekçede şu ifadeler yer aldı: “3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7’inci maddesinin ihlali ve konuya ilişkin ilgili ceza kanunlarının ihlali; devletimizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne kastedecek, kurumlarını ve en önemlisi kolluk kuvvetlerini yıpratacak beyanları ile terör örgütü propagandası yapmak ve bunu milletvekilliği üzerinden yürüterek halkı da aynı zamanda suiistimal etmek eylemlerinde bulunan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında vatandaşlık görevim gereği devletimi yasaları uygulamaya davet ediyorum…”
Demirtaş’ın verdiği röportaj
Demirtaş’ın Alman Süddeutsche Zeitung Gazetesi’nde yer alan, “Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz. Binlerce kez söyledim. Biz PKK şiddetini kabul etmiyoruz. Kesinlikle PKK’nın politik kolu da değiliz. Ancak PKK’yi hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütü” sözleri de iddia makamı tarafından “örgüt propagandası” olarak değerlendirildi.
CİMER’e başvuru
İddianamede yer alan 4’üncü olay ise Demirtaş hakkında 12 Şubat 2019 tarihinde Orhan Kaya isimli kişi tarafından Youtube de yer alan bir konuşmanın URL adresiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan şikayet oldu.
Çözüm sürecinde çekilen fotoğraf
Son olarak 5’inci olay olarak iddianame de yer alan şikayet ise Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na 25 Mayıs 2016’da yapılan, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş’ın çözüm sürecinde Kandil’de çekildiği fotoğrafa ilişkin şikayet oldu.
‘Cümlelerin önü arkası kesildi’
Demirtaş, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği yazılı savunmada, konuşmaların partinin eşbaşkanı sıfatıyla, Kürt sorunu başta olmak üzere parti programında ifadesini bulan görüşler temel alınarak, çözüm yöntemine ilişkin öneriler, iktidara yönelik eleştiriler içerdiğini vurguladı. Demirtaş, “Konuşmamın tamamına dair bilirkişi çözümü yapıldığında, içerik daha net anlaşılacaktır. Cümlelerimin önü ve arkası kesilerek yapılan alıntılarla soruşturma yürütülmesi adil ve etkin soruşturma ilkesinin ihlali olur. Her iki konuşmamın da bütünü incelendiğinde, şiddete açıkça karşı olduğum ve kınadığımı belirttiğim görülecektir” dedi.
Cezalandırma istemi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay içtihatlarına da yer verilen iddianamenin sonuç kısmında, iddia makamı Demirtaş’ın HDP ve BDP bünyesinde yapılan kongrelerde, gazete röportajları ve diğer konuşmalarında, “40 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve vatandaşları aleyhine cebir, şiddet ve tehdit unsurları ile terör eylemlerinde bulunan PKK/KCK silahlı terör örgütünü meşru gösterdiğini” iddia ederek, “Bu suretle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesine muhalefet ettiği” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi.
ANKARA