Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan, HDP konferansına 4 öneride bulundu. Mesajda “Artık bu zulüm tarihini ters yüz etmenin zamanı gelmiştir. Kendimize ve halklarımıza güvenelim,” dendi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski milletvekili Abdullah Zeydan, Ankara’da gerçekleştirilen HDP 3’üncü Büyük Konferansına, içerisinde 4 önerinin olduğu bir mesaj gönderdi.
Konferans Divanını, delegeleri ve tüm katılımcılarının selamlandığı mesajda, “Kongre hazırlıkları kapsamında yapılan iki günlük bu konferansın ön açıcı olacağına inanıyor, kolaylıklar, başarılar diliyoruz” denildi.
HDP PM Üyesi Doğan Erbaş tarafından okunan Demirtaş ve Zeydan’ın önerileri şu şekilde:
“Değerli arkadaşlar,
Siyasi sürece dair kapsamlı değerlendirmeleri sizler en iyi şekilde yapacaksınız zaten, bu nedenle süreç değerlendirmesi yapma ihtiyacı duymadan birkaç önerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
1. Partimizin çizgisinde, programında veya ideolojik duruşunda tartışmayı gerektirecek bir sorun yoktur. Ancak baskılar, kuşatmalar ve psikolojik harekat nedeniyle yaşadığımız bir daralma, bir sıkışmışlık hali vardır. Öncelikli olarak bu cendereyi aşabilmenin yol ve yöntemleri cesurca tartışmalı, etkili planlamalar yapılmalıdır. Biz Türkiye’nin bütün ezilenlerinin partisiyiz ve tüm sorunların diyalog yoluyla, demokrasi içerisinde barışçıl çözümünden yanayız. Bunu da birlikte yaşam felsefesi ile hayata geçirmek istiyoruz. Partimiz adına konuşan herkesin her yerde ve her konuşmada bıkmadan, usanmadan bu mesajları tekrarlamasında büyük yarar vardır. Öyle bir defa söyleyip geçmekle yetinmemek lazım. Nasıl ki aleyhimize kara propaganda yapanlar gece gündüz yalan ve iftiralarını tekrarlayıp duruyorsa, bizim de ilkelerimizi ve doğrularımızı yanı yoğunlukta tekrarlamamız gerekir. Bunu hem medya üzerinden yapmalıyız hem de toplumun farklı kesimleriyle yüz yüzü yapacağımız yüzlerce toplantı ve görüşmede anlatmalıyız.
Türk halkının değerlerine saygılı olduğumuzu, birlikte yaşam konusunda samimi olduğumuzu zaman zaman küçük ve anlamlı jestlerle, sembolik değeri yüksek hamlelerimizle göstermeli, hissettirmeliyiz. Bunları da AKP ve yandaşlarına cevap vermek şeklinde değil, halkı muhatap alarak, halkı ikna etmek için yapmalıyız. Yoksa biz ne yaparsak yapalım AKP bize yönelik iftira, karalama kampanyasından vazgeçmeyecektir, bunu bilerek hareket edelim. Onlar ne derse desin biz hep halkın vicdanına, duygularına seslenelim. Batıdaki aydınlarla, sivil toplumla, gazetecilerle, akademisyen ve yazarlarla, sanatçılarla ilişkilerimiz de aynı perspektifle güçlendirip sürekli canlı tutalım.
2. Parti olarak kısa, orta ve uzun vadeli somut hedefler belirleyelim. Örneğin kısa vadede üye kampanyası, örgütlenme seferberliği, siyasi kadroların eğitimi Genel Merkez’e yeni bina temin edilmesi, değer aileleri ile ilişkilerin güçlendirilmesi gibi konular ele alınabilir. Orta vadede ise Demokrasi Bloğunun kurulup giderek açık, şeffaf, ilkeli bir ittifaka veya işbirliğine dönüştürülmesi hedeflenebilir. Bunun için parti olarak atmamız gereken rahatlatıcı, ön açıcı adımları hayata geçirmenin her yönüyle tartışmasını ve ön hazırlığını yapabilmeliyiz. Halkın da bizimle birlikte hareket etmeye niyetli olan demokrasi güçlerinin de güvenini kazanmalı, ciddi ve yapıcı olduğumuzu her fırsatta göstermeliyiz. Uzun vadede ise Demokrasi Bloğunun bir parçası olarak iktidara gelmeyi hedeflemeliyiz. AKP sonrası Türkiye bir bütün olarak Anayasadan bürokrasiye, yargıdan akademiye, medyadan ekonomiye kadar yeniden inşa edilecektir ve biz bu sürecin dışarıdan izleyeni olmamak için kendimizi çok ciddi hazırlamalıyız. En çok direnen ve bedel ödeyen bizsek, yeni iktidarı da hegemonik güçlere teslim edip kenara çekilmeyiz. Yapılacak kongrenin ciddiyeti, ağırlığı, mesajları ve görüntüsü bu iddiaya denk olmalıdır. Ortayca çıkacak yönetim kadrosu da bu misyonu kaldırabilecek olgunluğu, yetkinliği mutlaka yansıtmalıdır.
3. Kadın ve gençlik yapılarımız dahil tüm merkezi-yerel örgütlü güçlerimiz belirlenen politik hedefler doğrultusunda tam bir uyum içerisinde dil ve pratik birliğini sağlamalı, bunun için güçlü katılımlarla iç toplantılarını kongre sonrasında mutlaka yapmalıdır.
4. Partimizin dışında ve art niyetli bir şekilde üretilip dolaşıma sokulan dedikodu ve spekülasyonlardan katiyen uzak durulmalı ve etkisiz kılınmalıdır. Unutmayın ki cezaevindeki tüm arkadaşlar HDP’nin birer neferidir ve ancak HDP’nin başarısı çalışmaktadır. HDP yönetimi de bizlerle yoldaşlık temelinde ve uyum içerisinde ilişkilerini sürdürmektedir. Buna aykırı her spekülasyon bize sadece zarar verir, bu oyun ve tuzaklara karşı dikkatli olunmalıdır. Bizlerin parti yönetiminde resmi görevler üstlenmesi bu aşamada mümkün olmayacağından bu tür öneri ve tartışmalar ada girmemekte yarar görüyoruz. Biz her koşulda partimizin kalbindeyiz, partimiz de bizim kalbimizdedir. Bu da bizin için yeterlidir.
Sevgili arkadaşlar, değerli yoldaşlar
Eminiz ki iki gün boyunca sizler çok detaylı ve derinlikli tartışmalarla halkımızı özgürlüğü götürecek en güçlü yol ve haritasını çıkaracaksınız. Kararlarınız her ne olursa olsun tüm gücümüzle, yüreğimizle yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Bizler, ‘Genç başladık, genç başaracağız’ diyenlerin öncülüğünde yola çıktık ve zafere kadar da durmadan, yorulmadan mücadele sözü verdik. Artık bu zulüm tarihini ters yüz etmenin zamanı gelmiştir. Kendimize ve halklarımıza güvenelim, sabırla, akılla, kararlılıkla direnelim ve kazanalım diyoruz.
Konferansın bu ruhla ve heyecanla tamamlanacağını yürekten inanıyor, hepinizi yılların özlemiyle hasretle kucaklıyor, selam, sevgi, saygılarımızı iletiyoruz. An serkeftin, An Serkeftin.”
Haber Merkezi