Kayyımların yolsuzlukları ile Kürtçeyi kamusal alandan tamamen silme politikalarına dikkat çeken Wan Milletvekili Gülderen Varli, ‘İktidar, seçimle, hile hurdayla alamadığı belediyeleri önce gasp etti, sonra talan ve yıkım politikalarını devreye koydu’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz ve Wan Milletvekili Gülderen Varli, Meclis Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesine dair konuştu.
Boz, İçişleri Bakanlığı’nın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik faaliyetlerine işaret ederek, bu faaliyetleri işgal mantığı ile yapıldığını söyledi. Boz, “Türkiye, askerî müdahaleyle Rojava topraklarına girdi, askerî müdahaleyle Afrin’de, Rojava’da, Gresipi’de ve tabii ki Serekaniye’de askerî müdahaleyle orayı ilhak etti. Bu durumda buna başka ne denir? Eğer zorlarına gidiyorsa, işgal için ‘ilhak’ diyelim, sömürge için ‘müstemleke’ diyelim; işinize gelecek mi, ses çıkarmayacak mısınız?” diye sorarak, tepki gösterdi.
‘400 bin sivil yerinden edildi’
Sözlerini sürdüren Boz, “Şimdi, Türkiye işgal edilen bölgelerde atanan sömürge valisi, kaymakam ve memurlarıyla kurumsallaşarak yerel yönetimlerde kolluk güçleriyle beraber kurulmasını koordine ettiğini ve Türkiye’nin güdümünde olan, kontrolünde olan bölgelerde okul, PTT, hastane inşa etmek, elektrik sağlama ve aynı zamanda memurların maaşını ödeme, bununla birlikte birçok yatırımlar yaptığına tanık oluyoruz, bunları yaptığını da biliyoruz ve bu meselelerin mülteci meselesini, göçmenlik meselesini daha da derinleştirdiğinin farkındayız. Şimdi, bu işgallerle yaklaşık 400 bin sivil halk yerinden edildi, göçe zorlandı ve mülteci durumuna getirildi. Aynı şekilde, Afrin’den götürülen bu 400 bin kişinin yerine Arap ve Filistin halkı yerleştirildi ki bunlardan bazılarının Hamas olduğu ifade ediliyor ve böylelikle o bölgede Kürt nüfusunun yüzde 25’e kadar azaldığını biliyoruz. İşte, bu zihniyet kendisini Kürt’ün olduğu her yerde gösteriyor. İskân politikasıyla oradaki Kürt nüfusunu azaltmanın derdinde, başka bir derdi yok” ifadelerini kullandı.
‘Mültecilere tehdit, cihatçılara davet’
Türkiye’nin mülteci politikasını da eleştiren Boz, “Şimdi, bakıyoruz, bir tarafta geri gönderme merkezlerinde sınır dışı edilmekle tehdit edilen mülteciler, öte taraftan âdeta davet edilen uyuşturucu baronları ve IŞİD’liler. Özellikle son bir yıldır uyuşturucuya dair operasyonlar yapmakla övünüyorlar ancak sanki İçişleri Bakanlığı yeni kurulmuş da biz onların faaliyetlerini, uygulamalarının yeni yeni görüyormuşuz gibi davranıyorlar. Bakanlık bir önceki dönemin tüm suçlarına dair soruşturma açtı mı peki? Daha geçen gün önceki dönem İçişleri Bakanının bütün suçlularla çekildiği fotoğrafları gördük” dedi.
‘Hile ile alamadığı belediyelere darbe ile el koydu’
Wan Milletvekili Gülderen Varli, Türkiye’de yaşanan yolsuzluk, hukuksuzluk ve gözaltı ile işkencelerin yanı sıra organize suç çetelerinin faaliyetlerine dikkati çekti. Bu kişilerin ellerini kollarını sallayarak gezdiğini söyleyen Varli, “Bunun sebebi kim ve kimler, aslında tüm ülke bunu biliyor” dedi. Kayyım atamalarına da değinen Varli, “Halkın iradesiyle seçilmiş belediye eş başkanlarımız görevden alındı. İktidar, seçimle, hile hurdayla alamadığı belediyeleri önce gasp etti, sonra talan ve yıkım politikalarını devreye koydu. Kayyım siyaseti iktidarın seçme ve seçilme hakkına yönelik yaptığı en büyük darbedir. Seçilmişi siyasi rehine olarak cezaevinde tutsak etmek, iradeye karşı yapılan siyasi darbenin ikincisidir. Kürt halkının iradesine karşı sizin kayyımlarınız halk nezdinde yok hükmündedir” diye belirtti.
‘İlk icraat kadın kurumlarını kapatmak’
Atanan kayyımların yaptığı yolsuzluklar nedeniyle yerlerine başkaca kayyımların atandığını da paylaşan Varli, “Tam da bir komedi yaşanıyor, hukuk olmayınca işte böyle oluyor. Değerli milletvekilleri, kayyumların yolsuzluklarından başlasak seçilen iradeye karşı atanan sömürgeci valileri başta ele almak gerekir. Bu sömürge ve rant sisteminin başındaki Vali Van’da bulunan belediye arsalarını utanmadan satışa çıkarırken bir de afişini basıp şehrin her civarına astı. İlk icraatı kadın dayanışma merkezini, dil ve kültür kurumlarını kapatmak oldu. Van’da Kadın Politikaları Daire Başkanlığında çalışan birim müdürü ile diğer daire başkanları ve birim müdürleri olan 11 kadını işten çıkardı. Erciş Kadın Yaşam Merkezini kapattı. Özalp’ta Çilkezi Kültür Merkezini kapattı ve Muradiye Ayşe Şan Kadın Kitap ve Konukevini kapattı. Muradiye kayyumu, İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürü Bünyamin Polat’ı Belediyenin Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğünün başına atadı. Nuda Kültür Merkezinin ismi, Hacıbekir Kültür Merkezi olarak değiştirildi ve fiilen de hâlen kapalı, kurumda çalışan 49 çalışanın işine de son verdi” diye kaydetti.
‘Sizler gideceksiniz, halkın iradesi kalacak’
Kayyımların, mahallelerdeki yön levhalarında yer alan Kürtçeyi de söktüğünü aktaran Varli, “Erciş’e yeniden kayyım olarak atanan Nuri Mehmetbeyoğlu, kütüphane olarak kullanılan otobüsün üzerindeki Kürt şair ve edebiyatçının fotoğraflarını söküp otobüsü gara çekti. Cezaevinde yaşamını yitiren 70 yaşındaki Ramazan Turan için cenaze aracı ve tabut, kayyum tarafından verilmedi. Bugün Van’ın altyapı yetersizliklerinin, trafik ve çevre sorununun, depreme hazırlıksızlığının ve birçok temel meselesinin en büyük nedeni hunharca uygulanmış bu kayyım gaspıdır. Ülkeyi soyup soğana çeviren bu iktidarın atadığı kayyımın yapmadığı yolsuzluk ve talan kalmadı. Görüldüğü gibi kayyumların yaptıkları say say say bitmez. Sizler gideceksiniz, halkın iradesi kalacak” ifadelerini kullandı.
ANKARA