İletişim Başkanlığı bütçesine dair söz alan DEM Parti Sözcüsü Doğan, mahkemelerin karar vermeden önce bakanlıklara sorduğunu belirterek, ‘Uluslararası En Dirençli Gazetecilik Ödülü’nü alan Dicle Müftüoğlu da Adalet Bakanlığı’na göre gazeteci değil’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bütçesi üzerine söz aldı. İletişim Başkanlığı’nın kurulduğu günden bu yana yalanı hakikat gibi gösterme, inandırma ve yayma başkanlığı gibi davrandığını söyleyen Doğan, “Üstelik propaganda başkanlığı yapıyor. O da yetmiyor; neyi, ne kadar, nerede, ne zaman, nasıl, kimin için söyleyeceğimize karar vermek isteyen bir başkanlık performansı sağlıyor” dedi.
Deprem sürecini anlattı: Twitter’ı engelleyerek yardımlaşmayı engellediniz
Mereş merkezli depremleri hatırlatan Doğan, Türkiye’de 11 şehrin yok olduğunu, insanların ses vere vere öldüklerini, Başkanlığın ise yaşanan olumsuzluklara rağmen “Her şey yolunda” propagandası yaptığını söyledi. Doğan, “Üç ay süreyle OHAL ilan ettiniz, Twitter’ı engelleyerek, hayati bir yardımlaşmayı engellediniz. İnsanların ‘Son olarak buradayız, şu adresteyiz, ses veriyoruz’ dedikleri tek araç sosyal medya araçlarıydı, OHAL ilanı sayesinde bunun da kontrolünü ele geçirdiniz” diye konuştu.
‘Mahkemeler İletişim Başkanlığı’na soruyor’
Doğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cezaevinde gazeteci olmadığına dair sözlerine de tepki göstererek, “Değişen dönemlere göre gazeteciler ve gazetecilik faaliyetleri de değişti ve hatta yılların gazetecileri bu ülkede yok sayıldı şimdiki mevcut İletişim Başkanlığı sayesinde. Mahkemeler aracılığıyla İletişim Başkanlığına soruluyor ve İletişim Başkanlığının uygun görmediği kişiler artık bu ülkede gazeteci sayılmıyor. Mahkemeler de İletişim Başkanlığı’ndan gelen nota, yazıya göre karar veriyorlar. Bunları bizzat yaşayan gazetecilerden dinledik” diye kaydetti.
‘Bakana göre Dicle Müftüoğlu da gazeteci değil’
Tutuklu bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu’na ilişkin de konuşan Doğan, Müftüoğlu’nun “Uluslararası En Dirençli Gazetecilik Ödülü’nü aldığını hatırlatarak, “Kendisi hapiste ama ‘gazeteci değil. Adalet Bakanı’na sorarsak değil. 81 yaşında kaybettiğimiz, kaybettikten sonra basın kartı ile ilgili açtığı davayı kazanan sevgili Aydın Engin de gazeteci değildi o zaman. Adalet Bakanına göre Nadire Mater de gazeteci değil. Adalet Bakanına göre Tuğrul Eryılmaz da gazeteci değil. Çünkü İletişim Başkanlığı diyor ki: ‘Millî güvenlik gerekçesiyle…’ Tuğrul Eryılmaz’ın -kendi deyimiyle ‘70+’- nasıl bir millî güvenlik gerekçesi olabilir? Tuğrul Eryılmaz’ın Sarı Basın Kartı, Daimî Sarı Basın Kartı millî güvenlik gerekçesiyle iptal edildi. Nasıl bir millî güvenlik gerekçesidir bu?” şeklinde tepki gösterdi.
Gök’ün sözleriyle cevap verdi
Başkanlığın 2024 bütçesinin 4 milyar 126 milyon olduğuna da değinen Doğan, “Sözlerimi gazeteci olmadığı iddia edilen ve yakın zamanda tutuklanan, yedi aylık mahpusluğunun ardından da 8 Aralıkta tahliye edilen Kürt gazeteci Abdurrahman Gök’ün sözleriyle bitirmek istiyorum” diyerek Gök’ün şu sözlerini söyledi: “En fazla korktukları şey hakikat, bu hakikat sonlarını getirecek’ Susmayacağız, korkmayacağız itaat etmeyeceğiz ama siz korkmaya mahkûmsunuz çünkü yalanlarla hakikatin üstünü örtmek istiyorsunuz.”
HABER MERKEZİ