‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ne dair değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Milletvekili Ali Bozan, halkın yürüyüşü sahiplendiğini vurgulayarak, İmralı’nın kapıları açılıncaya kadar eylem ve etkinliklerini sürdüreceklerini belirtti
İmralı Ada Cezaevinde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talepleri 1-15 Şubat tarihleri arasında ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ gerçekleştirildi. Wan ve Qers olmak üzere iki koldan başlatılan yürüyüşte Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri yer aldı. Kolluk güçlerinin tüm engellemelerine rağmen gerçekleştirilen ve varılan her il, ilçe ve köyde halkın büyük bir sahiplenme gösterdiği yürüyüş, uluslararası komplonun 25’nci yıl dönümünde Öcalan’ın doğum yeri olan Riha’nın (Urfa) Xalfeti (Halfeti) ilçesine bağlı Amara (Ömerli) köyünde tamamlandı.
‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nün Wan kolunda yer DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, dile getirdikleri taleplerin önemi ile 15 günlük yürüyüşün ortaya çıkardığı havayı Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
İktidarın, Abdullah Öcalan üzerinde 25 yıldır uyguladığı ağır tecrit politikalarının ne yasalarda ne de uluslararası hukukta bir yerinin olmadığını vurgulayan Bozan, “İmralı’da hukuk rafa kaldırıldı, demek dahi tam olarak karşılık bulmayan bir söylemdir. İmralı’da hukuk yok” dedi.
‘İktidar çözümü İmralı’da aramalı’
Abdullah Öcalan’ın son üç yıldır toplumdan tamamen izole edilmeye çalışıldığını ve burada uygulanan hukuksuzluğun ülkede başta cezaevleri olmak üzere her alana sirayet ettiğini dile getiren Bozan, bu hukuksuzluğun ekonomik, sosyal ve siyasal olmak üzere birçok alanda büyük krizler yarattığının da altını çizdi.
“İktidar çözümü başka yerde değil, İmralı’da aramalı” diyerek, Kürt sorunun demokratik çözümü için devlet yetkilileri ile Abdullah Öcalan arasında 2013-2015 yılları arasında yapılan görüşmeleri hatırlatan Bozan, şunları söyledi: “Bu ülkenin en büyük sorunlarının çözümünü iktidar istiyorsa İmralı kapılarını açmalı. Bu sorunların çözümü için en başta Kürt sorunun yolu açılmalı. Bu yol açılırsa ülkede ekonomik, sosyal siyasal tüm sorunlar yavaş yavaş çözülmüş olacak. ‘Çözüm süreci’ döneminde Öcalan ile ailesi, avukatları, heyetler ve devlet heyeti görüşüyordu. O dönemin atmosferini göz önüne getirirsek, Abdullah Öcalan ile görüşmenin ne kadar da kıymetli ve değerli olduğu gerçeğini ortaya çıkarabiliriz. O dönemde halkların geleceğe dair bir umudur vardır. Tecrit sonrası 8 yıllık geldiğimizde halkların geleceğe dair bugün umudu yok. Bugün 85 milyon insan bu ülkeyi terk etmek istiyor.”
‘Halk yürüyüşümüzü sahiplendi’
1 Şubat’ta başlattıkları ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ ile tam da bu krizlerden kurtuluşu hedeflediklerini söyleyen Bozan, bu eylemle milyonların taleplerini dile getirdiklerini ifade etti.
Bozan, 15 günlük yürüyüşte yaşananları ve atmosferi ise “15 gün boyunca geçtiğimiz birçok yerde halk toplantıları yaptık. Halk hem talepleri hem de bu yürüyüşü sahiplendi. Yürüyüşte tüm yürüyüşçüler geçtikleri tüm illerde valilik yasaklarına rağmen sahiplenildi. Halk bu yasaklamaları tanımadığını ortaya koydu. Valilikler, günler öncesinden ‘yasakladık’ demelerine rağmen halk yürüyüşçüleri karşılıyordu ve yine aynı zamanda yürüyüşçülere katılıyordu. Bu yürüyüşle aynı zamanda iktidarın, yıllardır Kürdistan’da uyguladığı baskı ve sindirme politikasını da boşa çıkardı” ifadeleriyle aktardı.
‘Eylemlerimiz devam edecek’
Tecridin halk boyutuyla boşa çıkarıldığını ve kırıldığını ifade eden Bozan, “Büyük Özgürlük Yürüyüşü eylemi kocaman bir bütünün sadece bir parçasıydı. Bu yürüyüş şimdilik başarıyla sonlandı ama bu kesinlikle bir son değil, bu bir başlangıç. DEM Parti ve diğer siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için bundan sonra da eylem ve etkinlikler sürdürmeye devam edecek” dedi.
HABER MERKEZİ