DEM Parti Basın Yayın ve Propaganda Komisyonu, ‘Basın Bayramı’ için yayınladığı mesajda ‘Bugün medyanın yüzde 95’i iktidarın kontrolündedir. Kürt basını ve sosyalist basın ise saldırıların hedefinde yer almaya devam etmektedir’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Basın Yayın ve Propaganda Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’ne dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “24 Temmuz 1908’de sansürün kaldırılışıyla ilan edilen ‘Basın Bayramı’nı bu yıl da yine bir bayram havasında değil, basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve saldırılara karşı direniş ve mücadele günü olarak karşılıyoruz” denildi.
Abdülhamit döneminden bu yana basına sansür ve baskının bitmediği belirtilen açıklamada, “Sadece son 22 yıllık AKP iktidarında basına yönelik gerçekleşen saldırılar ile buna karşı mücadele bile bunun kanıtıdır” ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
‘Basın kurumlarına el konuldu’
24 Temmuz 1908’den 116 yıl sonra yani bugün sadece gazeteciler değil düşünen, ifade eden, gerçeğin peşinde olan herkes ağır saldırı altındadır. Bugün Türkiye medyası tek sesliliğe, iktidar borazanlığına ve parti bülteni olmaya zorlanmaktadır. Eleştiren gazeteciler iktidar ve ortakları tarafından fişlenmekte, listeleri tutulmakta, saldırıya uğramakta, gözaltına alınıp tutuklanmaktadır. Muhalif basın her gün baskı ve saldırı altındadır. Medya çalışanlarının çoğu sendikasız ve toplu sözleşmesiz çalışmaktadır. 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lerle onlarca basın kurumuna el konulmuş, 10 binden fazla gazeteci işsiz bırakılmıştır.
‘Medya iktidarın kontrolünde’
Bugün itibariyle medyanın yüzde 95’i iktidarın kontrolündedir. Kürt basını ve sosyalist basın ise her dönemin ötekisi olarak saldırıların hedefinde yer almaya devam etmektedir. Dezenformasyon Yasası iktidar için tam bir dezenformasyon üretme ve sansür uygulama yasasına dönüştürülmüştür. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, üstlendiği Goebbels rolünü tam gaz sürdürmekte, denetimi altında olan medyada bile en ufak bir aykırı sese izin vermemektedir.
Bu tabloya rağmen, basın özgürlüğünü savunan, mücadele eden, tehdit ve saldırılara karşın hakikati yazan gazetecilerin varlığı umut olmaya devam ediyor. Basın ve ifade özgürlüğünün en temel özgürlük alanı olduğunun bilinciyle, 24 Temmuz’u mücadele günü olarak nitelendiren basın kurumlarını ve emekçilerini selamlıyoruz. Emek veren, bedel ödeyen, hakikati savunan gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz.”
ANKARA