DEM Parti, 1 Eylül Dünya Barış Günü Deklarasyonu’nu açıkladı. Amed, Wan ve İzmir’de gerçekleştirilecek bölgesel mitinglerde, tecride, adaletsizliklere ve savaşa karşı alanlarda buluşma çağrısı yapıldı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü Deklarasyonu’nu parti binasında düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Toplantıya, DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, DEM Parti yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz ile Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri katıldı.
3 bölge mitingi
Açıklanan deklarasyona göre, 1 Eylül’de Amed, İzmir ve Wan olmak üzere 3 bölgede mitingler düzenlenecek. Amed’teki miting, Şex Said Meydanı’nda gerçekleştirilecek. Öncesinde ise AZC Plaza önünde bir araya gelinerek, meydana doğru yürüyüşe geçilecek.
Halklar barış halayına duracak
Toplantıda ilk önce konuşan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, Ortadoğu’da son 10 yılda savaşın hüküm sürdüğünü belirterek, bu coğrafyadaki tüm halkların barış ve huzura ihtiyacı olduğunu söyledi. Özer, parti olarak düzenleyecekleri mitinglerde halklarla bir araya gelerek, barış halayına duracaklarını dile getirdi.
‘Özgürlük yürüyüşü gerçekleştireceğiz’
Ardından konuşan DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz de şunları belirtti: “Kürt sorununun çözümü onurlu bir barıştan geçer. Toplumsal barışın sağlanması için öncelikle savaşa karşı bir araya gelmek elzemdir. Gündemlerin en önemlisi tecridin kırılması ve Sayın Abdullah Öcalan’la görüşülmesidir. 1 Eylül’de saat 17.30’da AZC Plaza önünde bir araya gelerek, Şex Said Meydanı’na özgürlük yürüyüşü gerçekleştireceğiz. Bir kez daha söylüyoruz; Kürt sorununun çözümü için demokratik bir alanda görüşmelerin yapılması ve tecridin kırılması gerekiyor.”
‘Demokratik değerler budanıyor’
DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren ise, 1 Eylül için çalışmalarının devam ettiğini söyleyerek, “Türkiye’de birçok alanda adaletsizlikler devam ediyor. Her bir adaletsizlik yeni bir adaletsizliğe yol açıyor. Bu durum ise şiddeti tetikleyen unsurlardan biri haline geliyor. Türkiye’de çoklu krizler yaşanıyor. Toplumsal, siyasal, ekonomik ve adalet krizi devam ediyor. Toplumun demokratik değerleri her gün bir parça olacak şekilde budanıyor” dedi.
‘Alanlarda birlikte durmalıyız’
Son dönemlerde Kürt diline ve kültürüne yönelik saldırılara da değinen Eren, şöyle devam etti: “Kuşkusuz Rojava bölgesine saldırılar ile KDP’nin saldırıları doğrudan bağlantılıdır. Halkın değerlerine birliğine, diline, müziğine dönük bu saldırılar asla kabul edilemez. Kürt halkının varlığına dönük bu saldırılara karşı bütün halkımızın 1 Eylül’de alanlarda olması gerektiğini düşünüyoruz. Savaş politikalarını yürürlüğe koyan iktidarın yaratmış olduğu çoklu krizlere karşı 1 Eylül’de alanlarda olmalıyız. Kimliğimize, değerlerimize sahip çıkmak için halaylarımızla, zılgıtlarımızla alanlarda olmak zorundayız. Bu ülkedeki adaletsizliğe karşı, savaşa karşı bütün sivil toplum örgütleriyle barıştan yana alanlarda güçlü durmaya, haksızlıklara karşı seslerini duyurmaya çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ