Türkiye’nin savaşa 800 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında para harcadığına dikkat çeken DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, iktidara ‘Yüzyıldır Kürtlerle niye savaşıyorsunuz?’ diye sordu
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan İl Kongresi, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğu kongrede, salona Kürtçe ve Türkçe olmak üzere “Zaman özgürlük zamanı”, “Kürt sorununa demokratik çözüm”, “Örgütlü gençlikle özgür geleceğe”, “Zaman başarmanın zamanı” pankartları asıldı. Salona asılan, “Tecride hayır, barış hemen şimdi”, “Zindanlarda direniş var. Açlık grevlerine ses ver”, “Tecride hayır, halklara özgürlük, barış hemen şimdi” pankartları ise polislerce gerekçe gösterilmeksizin kaldırıldı. Polislerin tecride dair pankartların kaldırtmasına tepki gösteren DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, polisin tutumunu kınadı.
‘Adalet Nöbeti kongreye taşındı’
Müzik dinletisi ile başlayan kongre, çekilen halaylarla devam etti. Dinletinin ardından dengbej Ramazan Eren, sahneye çıkarak kilamlar seslendirdi. Mersin’de “PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında Adalet Nöbeti’ni sürdüren Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve tutuklu yakınları da, nöbetini kongre alanında sürdürdü.
‘Umudumuzu koruyoruz’
Kongrede konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın babası Tahir Demirtaş yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, Demirtaş ve ailesine başsağlığı dileğinde bulundu. Zor bir süreçten geçtiklerini belirten Bakırhan, ülkede derinleşen ekonomik krize işaret ederek, “Zor bir süreçten geçiyoruz. O kadar zor ki bu ülkeyi yönetenler, maalesef bir türlü Türkiye halklarının yaşamış olduğu yoksulluğu, işsizliği bir türlü anlamadılar. Onlara göre gayet mutlu ve huzurlu bir ülkede yaşıyoruz. Çünkü onlar asgari ücretle geçinmiyorlar, onlar 7 bin 500 lira emekli maaşıyla geçinmiyorlar, onların kombileri açık ve çocukları yaşamlarını devam ettiriyorlar. Toplumu anlamayan, toplum karşıtı kendi çıkarları ve menfaatleri için çalışan bir iktidar ve yönetimle karşı karşıyayız. Bir gün bu talancıları, bu cezaevlerine kumpas davalarıyla attıkları ama annelerinin, babalarının taziyesine gidemeyen yoldaşlarımızın da özgür olduğu, bu yolsuzluğun, bu hukuksuzluğun, bu çözümsüzlüğün, bu anti demokratik uygulamaları yapanlardan hesap soracağımız günlere dair umudumuzu koruyoruz, korumaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Kürt sorununu çözmek istemiyorlar’
Kürt sorununun Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu ifade eden Bakırhan, “Kürt sorunu en büyük sorundur diyoruz ama Kürt sorunu sadece Kürtleri ilgilendiren bir sorun değil. Değerli halkımız işte yaşadığımız bütün bu hukuksuzluğun, haksızlığın sebebi de Kürt meselesinin çözülmemiş olmasındandır. Yaşadığımız sorunların perde arkasında da Kürt meselesinin çözülmeyişi var. Soframızdaki ekmeğimizin küçülmesine neden olan bu sorun çözülmediği için soframızdaki zeytinin eksik olmasının sebebi de Kürt meselesinin çözülmüyor oluşudur. Maalesef bu iktidar 21 yıldır bu sorunla bir türlü yüzleşmedi yüzleşmek istemiyor. Aksine Kürt sorunu gibi bir sorun olmadığını söyleyip duruyorlar. Kendileri yetmiyor, küçücük ortaklarıyla birlikte Kürt meselesinin olmadığını söylüyorlar. Çözülmeyen bu sorundan dolayı Türkiye bir yolsuzluk, hırsızlık cumhuriyeti haline geldi. Bu sorun çözülmediği için Türkiye toplumu büyük bir çürüme içerisindedir. Geçmişte haksızlık yolsuzluk yapanları bu toplum selam vermezdi. Ama maalesef bu sorunu çözmeyenler büyük bir baskı politikasıyla yaşamlarına devam ediyorlar. Kulaklarını gözlerini kapatmış bir şekilde ülkeyi yönetmeye devam ediyorlar” dedi.
‘Kürtlerle niye savaşıyorsunuz?’
Kürt dilini konuşmasın diye bu hükümet, bugüne kadar ülkeyi yöneten bütün iktidarların, 800 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında para harcadığına dikkat çeken Bakırhan, şöyle konuştu: “Bu 800 milyar dolar eğer işsizliğe harcansaydı; Türkiye halklarının aş bulmasına ve refahını artırmasına harcansaydı, bugün Türkiye hem bölgenin hem de Ortadoğu’nun en büyük ekonomisine sahip olacaktı. Ama ne diyor iktidara gelenler, Kürt; Kürtçe konuşmasın kimliğine sahip olmasın, iradesi ortaya çıkmasın, varsın ülke batsın diyorlar. Mermiye ayrılan paraları bize anlatmaya çalışıyorlar. Biz işsiziz diyoruz; ülkeyi yönetenler mermiye ne kadar para verdiğimizden haberdar mısınız; biz çocuğumuzu okula gönderemiyoruz diyoruz, iktidar diyor ki Rojava’ya Suriye’ye attığımız topların maliyetini biliyor musunuz? Evet mermi ve top pahalı, biz de size şunu soruyoruz. Rojava’da yoksul Kürde niye mermi atıyorsunuz, niye top atıyorsunuz? Yüzyıldır Kürtlerle niye savaşıyorsunuz? Siz Kürt anasını görmesin diye bu ülkenin trilyon dolarlarını har vurup harman savurup harcıyorsunuz.
Kürtçe bilinmeyen dil
Bu ülkeye uzun süredir düşmanlık tohumları ekiyorlar. Nasıl bir kin, nasıl bir nefretse anlamakta insan güçlük çekiyor? Biz Kürdüz diyoruz, onlar yok diyorlar, biz Kürtçe ile parlamentoda halkımıza selamlarımızı gönderiyoruz, bize kardeş diyenler, yüz yıldır bu ülkede aynı durakta bekleyen halkların, 30 milyon Kürdün kullanmış olduğu dile bilinmeyen bir dil diyor. Peki Kürt sorunu böyle mi çözülecek? Hani biz kardeştik? Arapça konuşmak serbest, başka bir dille konuşmak serbest, İngilizce, Fransızca konser vermek serbest, parlamentoda konuşmak serbest, tabi ki serbest olsun ama Kürtçe konuştuğu zaman bilinmeyen dil diye Meclisin kayıtlarına geçiyor. O bilinmeyen dili bugün mersinde kongremize katılan bu coşkulu halkımız sizlere gösterecektir. İnşallah önümüzdeki yerel seçimlerde de o bilinmeyen dilin sahipleri sandıkta sizlere boyunuzun ölçüsünü aldıracaktır.”
‘DEM Partinin anlayışı Mersin’
Mersin’in kozmopolitik durumuna işaret eden Bakırhan, “DEM Parti’nin anlayışına en uygun kentlerden birisi Mersin’dir. Eminim ki Mersin halkları, bu mozaiğe sahip olan, saygı gösteren, parlamentodaki o renkli görüntüsüyle Türkiye’deki demokrasi mücadelesine en iyi fotoğrafı ortaya koyan partimize sahip çıkacaktır. Mersin kazanırsa, DEM Parti kazanır; DEM Parti bu renkliliği, bütün farklılıkları barındıran fotoğrafıyla kazanırsa emin olun ki Mersinli Araplar kazanır, Türkler kazanır, Mersinli herkes kazanır. Bu kadar renkli olan, mozaik olan Mersin Türkiye’nin 7’nci büyük nüfusuna sahiptir. Peki size soruyorum? Devlet, Mersin’e gerekli olan bütçeden yardımları yapıyor mu? Hayır! Devlet Mersin’i kendi kaderiyle baş başa bırakmış. Mersin, mücadeleci bir ruha sahiptir, Mersin yalan yanlışa karşı mazlumun yanında yer almıştır. İşte bu iktidar kimliğine sahip çıkan, mücadele veren kentleri Amed gibi, Batman, Siirt gibi sevmiyor. Mersin’i de sevmiyor. Dolayısıyla Mersin, ayrımcılık yapan, gerekli olan ilgiyi göstermeyen, gerekli olan bütçeden katkı sunmayan bu iktidara karşı partimizde birleşmeli ve buluşmalı. Partimizle birlikte güçlü bir mücadele ortaya koyması gerekiyor” diye konuştu.
İmralı tecridini kaldırın
İmralı tecridine değinen Bakırhan, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Cezaevlerinde açlık grevleri var. Niye açlık grevi yapıldığını siz biliyorsunuz ama Türkiye kamuoyu bilmiyor. Cezaevindekiler diyorlar ki artık yeter gençlerimiz ölüyor, ekonomi battı bitti, Türkiye çürüyor, büyük bir yoksulluk işsizlik var. Bunların temelinde de Kürt meselesinin çözülmeyişi yatıyor. Bu Kürt meselesini çözün diyor cezaevindeki yoldaşlarımız. Kürt meselesini çözün diyorlar, Kürt meselesini çözmek için Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecridi kaldırın diyorlar. Cezaevindeki yoldaşlarımız diyor ki Türkiye halkları iki yıl rahat nefes aldı, o iki yılda da çözüm süreci vardı. Diyor ki tekrar halkların rahat nefes alması için demokrasi için barış için Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırarak müzakere edin, diyaloga geçin. Bu sorunu çözün, bu sorunun muhatabı Sayın Öcalan diyor. Ama maalesef iktidar kulaklarını kapatmış bir şekilde Türkiye’yi uçurumun kenarına getirdiler. Cezaevindeki arkadaşlarımızın sesi ve soluğu olacağız bir gün cezaevleri özgür olacaktır.
Oyunlarını boşa çıkaracağız
AKP baskıyla elde edemedi, kayyımla da yürümüyor, kimse kayyımları istemiyor. Şimdi kaçak seçmen diye bir şey keşfettiler. Siirt’ten Şırnak’a onlarca kentte daha önce 7 seçmenin oy kullandığı adreste 1400 seçmen kaydetmişler. 90 seçmenin oy kullandığı adrese 2 bin seçmen yazmışlar. Nereden getirmişler bu hayali seçmenleri Giresun’dan, Gümüşhane’den, Trakya’dan, Marmara’dan böyle bir adaletsizlik olabilir mi? Bileğini bükemediği siz değerli halkımızın bileğini şimdi kaçak seçmenlerle bükmeye çalışacaklar. Bu oyunları boşa çıkaracağız. Gasp ettiğiniz kentleri alacağız, ne baskılarınız ne zulmünüz ne cezaevleriniz ne de kaçak seçmenleriniz onurlu halkımızın mücadelesini asla yenemeyecektir. 2023 yılı zor oldu mücadele ile geçti. Ama çok onurlu bir duruş ortaya konuldu. 2024 yılının Türkiye’de yaşayan herkese hayırlı olsun, büyük bir coşku ve mücadele ile geçmesini diliyorum.”
Mali ve faaliyet raporlarının okunması ardından tek liste ile yapılan seçimde, DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanlığı’na Bedriye Kuş ve Reşat Aşan seçildi.
MERSİN