DEM Parti Çocuk Komisyonu, artan çocuk işçiliğine ilişkin yaptığı açıklamada, tüm dünyada milyonlarca çocuğun işçileştirilerek, istismar edildiğini vurguladı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu, 1 Mayıs İşçi Bayramı öncesi çocuk yaşta çalıştırılmalara ilişkin partilerinin genel merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü İhsan Seylan konuştu.
‘Milyonlarca çocuk işçileştirilerek emek rejiminde istismar edilmekte’
Herkesin 1 Mayıs’ını kutlayarak sözlerine başlayan Selyan, “Bugün kapitalizm kendini yeniden var edebilmek için tüm doğaya, kadınlara, çocuklara, halklara ve emeğe düşman politikalarını derinleştirerek devam etmektedir. Ağır çalışma koşulları altında çalışan emekçiler güvencesizleştirilerek esnek çalışma koşullarına mecbur edilmektedir. Bugün tüm dünyada milyonlarca çocuk işçileştirilerek bu emek rejiminde istismar edilmektedir. Modernizmin çocukları toplumsal özneler olarak görmeyen hâkim çocuk algısı, gözlerini kar hırsı bürümüş sermayedarların amaçlarına hizmet etmektedir. Çocuklar ucuz iş gücü olarak görülmekte ve yoksullaştırılan 160 milyonu aşkın çocuk, 160 milyonu aşkın çocuk, kapitalizmin vahşi sömürü koşulları altında canları pahasına çalıştırılmaktadırlar” ifadelerine yer verdi.
‘AKP iktidarı döneminde en az 888 çocuk çalışırken katledilmiştir’
Türkiye’nin izlediği ekonomi politikasının, çocukları çalıştırarak yoksulluğa ittiğini kaydeden Seylan, “Çocuklar fabrikalarda, tarlalarda, atölyelerde, mesleki eğitim merkezlerinde işçileştirilerek sermayedarların zenginleşmesi uğruna çok yönlü şiddetin ve istismarın hedefine konulmaktadır. İSİG Meclisi’ne göre 2002-2023 yılları arasında, yani AKP iktidarı döneminde en az 888 çocuk çalışırken katledilmiştir. Bildiğiniz gibi 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesi uyarınca sadece 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasak ve suç. Ancak 2004 yılında çıkarılan ‘Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’le çocukların işçileştirilmesi yasal bir zemine kavuşturulmuştur.” diye konuştu.
‘Rekabetçi ekonomi politikasıyla çocukları çalışmak zorunda bırakıyor’
Seylan devamında şu ifadeleri kullandı:
“TÜİK’in 2023 raporuna göre; Türkiye’de 9,4 milyon çocuk yani her iki çocuktan biri yoksul. Türkiye geçen yıl ‘Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Altında Olan Çocuk’ sıralamasında Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Genel bütçenin 40 milyar dolarını savaş ve savaş politikalarına aktaran mevcut iktidar, ekonomik krizin faturasını çocuklara da kesiyor. Mevcut iktidar bloğu nüfusun yüzde 26’sını oluşturan çocukların derin yoksulluk sorununu çözeceğine neoliberal, rekabetçi ekonomi politikasıyla çocukları çalışmak zorunda bırakıyor ve bunu kapitalist sömürünün bir aracı olan mesleki eğitim merkezleri gibi araçlarla da kolaylaştırıyor.
‘MESEM’ler derhal kapatılmalı’
Bugün MESEM’lerde yaklaşık 1 buçuk milyon öğrenci var ve bu öğrencilerin yaklaşık 300 bini 18 yaş altı. Bu çocuklar meslek öğrenme, staj adı altında patronların insafına bırakılıyor. Çocuklar ağır çalışma koşulları altında bu merkezlerde katlediliyorlar. Sermayedarla kol kola yürüyen iktidar MESEM’lerde katledilen çocukların hesabını vermek zorundadır. Bakın, son 1 yılda MESEM’lerde katledilen çocuk sayısı 8. MEB bu ölümlerin hesabını vereceğine öğrencilere, ‘Her türlü hukuki ve cezai sorumluluk ile tazminatlar çırak/öğrenci ve velisine ait olacaktır’ şeklindeki yazılı belgeleri imzalatmaktan utanmıyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz, MESEM’ler derhal kapatılmalı ve tüm sorumlular hesap vermeli!
‘Çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22’
TÜİK Hane Halkı İşgücü Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22,1 ki bu oran geçen yıla göre 3,5 puan artmış durumda. Bugün 2019 yılının resmi verilerine göre Türkiye’de 5-17 yaşlarındaki 720 bin çocuk çalışmaktadır. Ancak kayıt dışı çalışan çocuklar bu verilere dahil değil. İstatistiklerde sayısı 1 buçuk milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenciler ve mevsimlik tarımda çalışan çocuklar yer almıyor. Kayıt dışı olarak çalışan çocukların önemli bir bölümünü, mülteci çocuklar oluşturuyor. Mevcut iktidar bloğunun savaş politikalarıyla mültecileştirilen ve sayısı milyonları bulan çocuklar tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi işkollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dahil oluyor. Adeta açık hava kampında ağır sömürü koşullarında çalıştırılıyor. Bugün tekstil atölyelerinden 12 saati aşkın sürelerle binlerce çocuk sömürülüyor. Yoksul ve mülteci çocuklar tekstil atölyelerinde neoliberal vahşi kapitalizmin ucuz iş gücü olarak görülüyor. Bu çocuklar güneş görmeden büyümek zorunda bırakılıyor.
Mevsimlik tarımda çalışan çocuklar kadınlarla birlikte bu tarımın maalesef omurgasını oluşturmaktadır. Yaz aylarında fındığa, pamuğa ya da benzer işlerde çalışmaya giden binlerce çocuk işçi, iş kazalarında yaşamını yitiriyor. Özellikle Kürdistan’da çocuk ölümlerinin artması mevsimlik tarımda çalışan çocukların ya trafik kazasında ya da boğulmaya bağlı ölümleri ile ilgili. Hizmet sektöründe çalışan çocuklar genel olarak ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışıyor. Dengeli ve yeterli beslenmeyen, bir kısmı ise geceyi sokakta veya çöplüklerde geçiren çocukların çalışmaları haftanın 7 günü ve günlük 14 saate varan çalışma saati bulabilmektedir.
‘Meclis’te bir çocuk ihtisas komisyon kurulması gerekir’
Kronikleşmiş çocuk yoksulluğu bu ülkenin kaderi değil. Ülke kaynaklarını yandaşa, ranta savaşa ayıran iktidar politikaları çocuk yoksulluğunun sebebidir. Yıllardır söylüyoruz bir kez daha somut olarak belirtelim: Öncelikle Meclis’te bir çocuk ihtisas komisyon kurulması ve çocukların acil sorunları burada gündeme getirilmeli. Ancak vahşi kapitalist çarkta sömürülen çocukların maruz kaldığı şiddetin çözülmesi bir komisyonla da olmaz, bunun temel yollarından biri bir çocuk bakanlığının kurulmasıdır. Çocuk Bakanlığının kurulması çocuk alanında yaşanan yapısal sorunların çözülmesi için de çocuklara bütçe ayrılması için de elzemdir. Ayrı Çocuk Meclislerinin kurulmasından kentlerin çocuk özgürlükçü kentleri olarak inşa edilmesine kadar yerel yönetimler çocuk politikaları geliştirme alanında en temel kurumların başında gelmektedir. Demokratik, ekolojik, özgürlükçü ve toplumcu yerel yönetimler paradigmasına dayanan DEM belediyelerinin tamamında özgürlükçü çocuk politikalarını hayata geçireceğiz. DEM Çocuk Komisyonu olarak bu sürecin parçası politika geliştiricisi ve takipçisi olacağız.
‘Çocuklar için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’
Bu karanlık tabloya rağmen bizler, çocukların sömürüsüz bir dünyada özgürce yaşayabileceklerine inanıyoruz. Demokratik komünal bir ekonominin inşası kapitalizme verilebilecek en güçlü cevabımız olacaktır. Kapitalizmin sömürü şiddetine karşı çocuklarla beraber çocuklar için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bijî Yek Gûlan! Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın kadınların, çocukların emeği.”
Kaynak: JINNEWS