DEM Parti Adana İl Seçim Komisyonu, ‘Partimizin demokrasi ve özgürlük fikriyatını benimseyen her yurttaşa kapımız açıktır’ diyerek, aday adaylarını başvuru yapmaya davet etti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adana İl Seçim Komisyonu’ndan 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimler için 20 Aralık’a kadar devam edecek aday adayı başvurusu sürecine dair açıklama yapıldı.
Parti binasında yapılan açıklamada Komisyon üyesi Sevda Üngör konuştu.
Yerel seçimlerin önemine dikkat çeken Üngör, “Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi çatısı altında Adana halkına hizmet etmek isteyen ve belediyeleri yönetmeye talip aday adayları partimize başvurabilirler. Partimizin demokrasi ve özgürlük fikriyatını benimseyen her yurttaşa kapımız açıktır” dedi.
‘Halkımızı iradesini sandığa yansıtmaya çağırıyoruz’
Yerel seçimler için, “Tekçi anlayışa karşı çoğulculuğun, kayyuma karşı halk iradesinin, patrona karşı emekçinin, ekolojinin, kadının, gençliğin, çocukların, öğrencilerin seçimi olacak. Bu seçim savaşa karşı barışın, Kürt sorununa demokratik çözümün seçimi olacaktır” diyen Üngör, şöyle devam etti:
“Parti olarak durduğumuz yer, halkların kazanımlarını esas almaktır. O nedenle bütün Adana seçmenlerinin oylarına talibiz. Bütün duyarlı kesimleri özgür demokratik yarınlar için partimizin çatısı altında siyaset yapmaya davet ediyoruz. ‘Özgürlük kendini yönetmekle başlar.’ perspektifinden yola çıkarak halkımızı bu sürecin en büyük öznesi olmaya, güç vermeye ve kendi iradesini sandıklara yansıtmaya çağırıyoruz. Hep birlikte kazanacağız.”
Tecrit ve açlık grevleri
İmralı tecridine karşı cezaevlerindeki tutsakların sürdürdüğü açlık grevi eylemleri hakkında da konuşan Üngör, “İmralı’da, Sayın Abdullah Öcalan ve arkadaşlarından 33 ayı bulan bir süredir haber alınamamakta. Sayın Öcalan üzerinde 25 yıldır ağırlaşarak devam eden tecridin kırılması, Kürt meselesine demokratik çözüm yollarının açılması talebiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin 17’inci gününde bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki, barış Türkiye halklarının tek çıkış yoludur. İnsan haklarında ve basın özgürlüğünde her gün geriye giden, kadın özgürlük alanlarını bir bir kısıtlayan antidemokratik bir Türkiye’nin egemenler dışında kimseye kazandırmayacağını biliyoruz. Kayyum politikalarının belediyelerden meslek odalarına kadar sıçradığı bir ülkenin karanlığa sürükleneceğini biliyoruz. Yaşanan ekonomik krizin Türkiye halklarına yüklediği yükün ağırlığını her zamankinden daha fazla hissediyoruz. AKP-MHP faşizmine karşı daha demokratik, daha özgürlükçü bir ülke için hepimize her zamankinden daha fazla sorumluluk düşmektedir” ifadelerini kullandı.
ADANA