Değişim süreci konumları, fikirleri ve çıkarları farklı kesimler arasında bir tür “koordinasyon sorunu” yaratır. Toplum bir yöne doğru evrilecektir ama mevcut durumda toplumu o yöne hareket ettirecek güç oluşmaz. Çünkü toplumda o yöne gitmesini istemeyenler de vardır. Böylelikle oluşan “koordinasyon sorunu” toplumun hareket etmesini zorlaştırır. İşte bu gibi durumlarda “medya”; aktörler ve kesimler arasında ortak değerler ve fikirler üretmek ve yaygınlaştırmak kapasitesi taşıyan bir “mekanizma” olarak değişimi tetikleyen ve sonuçta “koordinasyon sorununu” çözen bir işlev üstlenir. Medyanın öneminin altını çizen birçok özelliği içinde bence bu özelliği en önemlisi
Doğrusu medyanın modern siyasetteki önemi hemen bütün siyaset bilimcilerin üzerinde hem fikir olduğu bir konu. Bu çerçeveden bakınca Türkiye’de medya bağlamında yaşananlar sanırım bu düşünceyi tümüyle doğrulamakta. Bugün iktidar hemen hemen birkaç gazete ve tv kanalı dışında bütün medyayı kontrol altına almış durumda. Bunu da dağıttığı devlet ihalelerini alan şirketlerin medyaya sahip olmalarını sağlayarak yapmış durumda. Yani iktidar bu şirketlere şöyle demekte “İhale almanın şartlarından biri bir medya havuzunu, zarar ediyor olsa da finanse etmenizdir”. Böylelikle kurulan ilişki sonucunda bugün hangi kanalı açsanız mutlaka bir AKP propagandası yapan bir haber, bir kişi ve mutlaka AKP başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasıyla karşılaşıyorsunuz. Bu medya imkanı bugün iktidarın dağılmakta olan tabanını konsolide etmek için kullandığı en önemli araca dönüşmüş durumda.
Bugün Türkiye toplumundaki değişimi iktidar böyle kontrol etmeye çalışıyor olsa da değişimden yana olanların medya bağlamında verdikleri mücadelenin de bir mesafe kaydettiğini söylemeliyiz. Payları şu anda küçük de olsa bazı iktidar yanlısı olmayan TV kanallarının ve gazetelerin varlığı değişim sürecinde önemli bir rol üstlenmeye başladı. İktidarın söylediklerinden başka hikayelerin de var olduğunu her geçen gün daha da etkili bir şekilde toplumun gündemine getirmeye başladı. Özellikle sosyal medya destekli haberleşmeler bütün ana akım AKP medyasının yarattığı alanı sürekli olarak bombalamakta ve bu kanallardan topluma zerkedilen haberlerin taraflı ve yanlı haberler olduğunu her geçen gün daha bir açığa çıkarmakta.
Yazının girişinde değindiğim gibi değişim zamanları deyim yerindeyse toplumun kafasının karışık olduğu zamanlardır. Toplum bir yöne doğru evrilecektir ama toplumu o yöne hareket ettirecek güç tam olarak oluşmaz. Çünkü toplumda o yöne gitmesini istemeyenler de vardır. Bu esasında eylemde bir “koordinasyon sorunu” yaratır. İşte bu gibi durumlarda “medya”; aktörler ve kesimler arasında ortak değerler ve fikirler üretmek ve yaygınlaştırmak kapasitesi taşıyan bir “mekanizma” olarak değişimi tetikleyen ve sonuçta “koordinasyon sorununu” çözen bir işlev üstlenir. O nedenle de bütün baskılara rağmen (örneğin geçenlerde Evrensel Gazetesine yapılanlar gibi) değişimden ve demokrasiden yana olan bütün medya imkanlarının yılmadan, usanmadan yaptıklarını yapmaya devam etmeleri önemlidir.
Çünkü değişim sürecindeki mücadelenin en önemli ayağı medyadır ve medya gerçekleri ortaya koydukça da bugün eylemsiz gibi görünen kitlelerin içindeki koordinasyon sorununu çözerek büyük bir potansiyeli ortaya çıkaracaktır.