Yerel seçim stratejilerine ilişkin konuşan HDP Grup Başkanvekili Bilgen, işbirliği ve dayanışmayı önemsediklerini belirtti ve ‘İstanbul’da da diğer büyük kentlerde de değişim mümkün. Ama bunun için gerekli formüllerin konuşulması gerekir. Çekingen tavırlar kaybettirir’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bilgen’in değindiği gündem başlıklarından birisiİdlib oldu. Rusya ve Türkiye arasında konu hakkında anlaşmaya varıldığı belirtilen sürecin savunulabilir açıklıkta ve kabul edilebilir gerçeklikte olması gerektiğini belirten Bilgen, “Bugün sabah Erdoğan’ın Reuters’a verdiği demeçte diyor ki ‘silahlı gruplar orayı terk ediyorlar.’ Şu iki soruyu herkes sormalı: Bu silahlı gruplar nereye, nasıl gidiyor. Silahlarını bırakıp mı gidiyorlar yoksa silahlarını başkaları üzerinde kullanmak üzere ellerinde tutmaya devam mı edecekler? Gittikleri bölge neresi? Çin’e, Rusya’ya, Avrupa’ya gitmeyeceklerse bu kişiler nereye gidecekler. Türkiye bu kişilere kapısını açacak mı, göz yumacak mı? Türkiye’de zaten var olan örgütlenmeleri Türkiye toplumunun güvenliğini tehdit edecek mi?” diye sordu.
Öncelikli hedefi açıkladı
Bilgen basın toplantısında gazetecilerin HDP’nin yerel seçim stratejisinin ne olacağı yönündeki sorularını da yanıtladı. Demokratik Bölgeler Partisi’ndeki (DBP) belediyelerin tamamına yakınına kayyum atandığını hatırlatan Bilgen, öncelikli hedeflerinin kayyumlarla yönetilen şehirlerin mutlaka kazanılması olduğunu söyledi. Bilgen şöyle devam etti: “Türkiye’nin batı şehirlerinde de HDP ciddi bir oy alıyor. Biz siyasi partilerin yeni sisteme geçmeden önce de işbirliğini, uzlaşmasını önemsediğimizi önemsedik. Koalisyonları lanetleyenlere dedik ki dünyada ülkeleri yararına çalışan çok başarılı koalisyonlar var dedik. ‘Hayır, koalisyon krizdir’ dediler. Ama şimdi karşı karşıya kaldığımız tablo tam da Türkiye’yi koalisyonlara ittifaklara zorlayan bir tablodur. Biz asla başkasının ittifakları üzerinden polemik yapmayız. O partilerin kendi tercihleridir. Ama HDP’yi seçilmiş pozisyonuna, aldığı oya rağmen kriminalize etmek, HDP ile birlikteliği de suç gibi tarif etmek, dışlama, yok sayma alışkanlığının siyasete egemen olması son derece büyük bir tehlikedir.
Bu Türkiye’yi bölmektir, kamplaştırmaktır, HDP’ye oy veren seçmeni dışlamaktır.” Önümüzdeki günlerde HDP’nin meslek örgütleri, inanç grupları, farklı toplumsal hareketlerle yerel toplantılara katılacağını açıklayan Bilgen, sonrasında merkezi bir toplantı yaparak tutumlarını netleştireceklerini söyledi. Bilgen, “Bu, asla işbirliğine kapalı olmak anlamına gelmiyor. Biz işbirliğini, dayanışmayı önemsiyoruz. Buna açığız. Ama elbette ki bunun koşulları ortaya çıkmazsa biz de parti olarak adaylarımızla en güçlü bir biçimde İstanbul’da da Adana’da da Türkiye’nin her yerinde bu yarışa hazırlanacağız” dedi. Bilgen, Ankara,İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerdeki adaylıklar için CHP ile bir görüşmenin olup olmadığı sorusuna ise, “Henüz resmi hiçbir görüşme yok. Elbette bu muhatapların da yaklaşımının netleşmesi ile ilgili. CHP adına yapılan açıklamalar farklı eğilimleri ortaya koyuyor. Biz kendi kendimize bu kararı verecek değiliz. Bizim açımızdan tavır çok net.İstanbul’da da diğer büyük kentlerde de değişim mümkün. Ama değişimin olması için gerekli formüllerin konuşulması gerekiyor. Bu gerçekleşmezse, çekingen tavırlar olursa bu da Türkiye’ye çok şey kaybettirir. 24 Haziran’da hepimizin özeleştiri verdiği bir süreç yaşadık. Bu süreçten ders çıkarmak yerine şimdiden bunun gereğini geliştirme iradesini ortaya koymamız gerekiyor” yanıtını verdi.
HDP ilkeli ama esnek bir politika izleyecek
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emek, Ekonomi ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, MA’ya partisinin yerel seçim stratejisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP-MHP ittifakının yerel seçimleri kurumsallaştırmak istedikleri rejimin son halkası olarak gördüğü uyarısında bulunan Kubilay, buna karşı toplumsal muhalefeti bir araya getirmenin yollarını bulmak gerektiğini söyledi.İktidarın, idari özerkliği giderek merkezi hükümetin tekeline sokma çabasında olduğuna dikkat çeken Kubilay, doğrudan demokrasiye dayalı bir sürecin işletilmesini isteyen tüm toplumsal muhalefet güçlerinin bir araya gelip bütün yerel yönetimlerin Erdoğan’ın tekeline geçme sürecine engel olmak gerektiğini vurguladı. Kubilay, “Sandıkta güçleri birleştirmek gerekir, sokak ise sokakta bu güçleri birleştirmek, parlamento ise parlamentoda birleştirmek gerekiyor. Mücadelenin çok geniş yöntemleri ve araçları var. Biz HDP olarak tüm bu imkanları değerlendirmeyi hedefliyoruz” dedi. HDP’nin ilkeli ama esnek bir politika izleyeceğini belirten Kubilay şunları söyledi: “Diyelim siz bir belediyeyi ya da muhtarlığı kazanabilirsiniz veya parlamentoda parti olabilirsiniz. Bütün bunlar tamamlanmış bitmiş bir süreci bize göstermez. Tam tarsine yeni bir sürecin başlangıcının ifadesi olabilir. Kayyumlar sadece Kürt kentlerinde ele alınacak bir faktör iken batı illerinde çok farklı bir realite vardır. Biz toplumsal muhalefetin tıpkı 24 Haziran’da bir araya geldiği gibi bu yerel seçimlerde de bir araya gelme imkanını görüyoruz. Bunda esas sorun olarak Erdoğan’ın öngördüğü rejim anlayışı dışında, herkesin desteklediği geniş ve halkçı bir yerel yönetimi kurmak başarı olabilir.” İZMİR
HABER MERKEZİ