Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı da il il açıklayabilir, hangi kente ne kadar elektrik enerjisi veriliyor, bu elektrik enerjisinin ne kadarı faturalandırılıyor, ne kadarı kaçak-kayıp… Böylece ortada somut bir veri olur, ‘iddia’ çürür ya da baştaki söylemin içinin bomboş olduğu ortaya çıkar
Bedri Adanır
Sosyal medya platformları üzerinden yayılan ve bir merkezden pompalandığı çok bariz olan “Kürtler kaçak elektrik kullanıyor, bedeli de diğer yurttaşlara ödettiriliyor!” söylemi, çok açık bir manipülasyondur.
Bunun ispatı da çok basittir: Buyurun, Kürt kentlerindeki kaçak-kayıp elektrik enerjisi miktarının toplamını, İstanbul’daki kaçak-kayıp elektrik enerjisi miktarıyla karşılaştırın: İstanbul’dakinin %20’si, Kürt kentlerindekinin %80’ine tekabül ediyor mu, bir bakın!
Bu, şu demek: İstanbul’da kaçak-kayıp elektrik enerjisi miktarı, tüm Kürt illerindeki kaçak-kayıp elektrik enerjisi miktarının tam dört katıdır! Dört kat… Hadi sadece bir ‘iddia’ olarak buraya bırakalım…
Araştırın, nesnel gerçeklik ortada
Bu bilginin kaynağı mı? Maalesef DEDAŞ gibi özelleştirilmiş olan pek imtiyazlı şirketlerden bu bilgileri almak kolay değil. Hele de nesnel gerçeklik, yaratılan algının tersini işaret ediyorken mümkün de değil. Ama neyse ki eli vicdanında mühendisler de yetişmiş bu ülkede, onlar da bu çarkların nasıl döndüğünü vs. biliyor. Tabii bir de matematiğin yalan söylemediği gerçekliği var!
İlla bu bilgi resmileşsin mi istiyorsunuz? Meclis bir araştırma komisyonu kurup herhangi bir kentin Elektrik Mühendisleri Odası’na da araştırma ve inceleme görevi ve yetkisi versin, hep beraber görelim, mevzu gerçekten kaçak elektrik kullanmak mı yoksa devlet kurumlarının ve holdinglerin Kürt kentlerini “öteki” görmesi mi? İşte anlamak bu kadar kolay…
İlgilini bakanlık il il açıklasın
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı da il il açıklayabilir, hangi kente ne kadar elektrik enerjisi veriliyor, bu elektrik enerjisinin ne kadarı faturalandırılıyor, ne kadarı kaçak-kayıp… Böylece ortada somut bir veri olur, ‘iddia’ çürür ya da baştaki söylemin içinin bomboş olduğu ortaya çıkar.
Ayrıca, “kaçak-kayıp kullanım bedeli” kalemiyle Türkiye’deki tüm elektrik dağıtım şirketleri, tüketicilerden bir bedel tahsil ediyor. Yani Ankara’da da alıyor bu bedeli, İstanbul’da da… Neden? Onlar da mı kaçak elektrik kullanıyor?
DEDAŞ’ın yatırımları
Bir diğer husus da Kürt kentlerinde, elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım diye bahsettikleri şeyin; aslında kayıp-kaçağı önlemeye dönük yaptıkları işlerden ibaret olmasıdır. Yani saatlerin değiştirilmesi, korunması, direklere çıkarılması, uzaktan okuma sistemi vs. ile ilgili ‘titiz’ bir şekilde yapılan, geliri arttıran işler… Bakım ve onarım mı? Tahsilata öyle odaklılar ki sıra bunlara gelmiyor.
Ayrıca öyle önlemler alınmış ve cezalar getirilmiş ki kaçak elektrik kullanmak nerdeyse mümkün değil.
Devletten ne kadar kayıp-kaçak bedeli alınıyor?
Tüketicilerin abonelik tipine göre harcayacağı enerji miktarı hesaplanıyor ve eğer tüketim, bu miktarın altında ise tüketici ‘kaçak elektrik kullanmış’ sayılıyor, buna göre işlem yapılıyor. Yani pek imtiyazlı DEDAŞ, kârını maksimuma çıkarmak için her türlü önlemi almış, devlet de ona istediği tüm güvenceleri vermiş.
Bu şirketler zaten hem yurttaşa kayıp-kaçak bedeli ödetiyor hem de devletten bu bedeli tahsil ediyor… Kayıp-kaçak bedeli toplamda ne kadar? Onlar tüketiciden ve devletten bu kalemde toplam ne kadar tahsil ediyor? İşte bu soruların cevaplarına ne yazık ki ulaşamıyoruz. Çünkü bu veriler resmen açıklandığında, yukarıdaki manipülasyonlar yapılamayacak! Baksanıza, Meclis bile bu şirketleri araştırmaya cüret edemiyor.
‘DEDAŞ kim?’
Bakın Urfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, “Size sataşıyorum, gelin cevap verin,” diyerek DEDAŞ hakkında şunları söyledi ve AKP’lilerden kimse gidip cevap vermedi:
“Telefonlarımız susmuyor, bölge halkı bizi arıyor “Ekinlerimiz yandı, tarlada telef oldu, sıcaktan hastalarımız yaşamını yitiriyor,” diyor. Fakat siz ne yapıyorsunuz? Tek bir açıklama yapmıyorsunuz. Neden peki? Sataşıyorum, gelin, cevap verin burada. Neden peki? Çünkü DEDAŞ kim? Erdoğan’ın varisi, prensi; müdahale edebilir misiniz? Edemezsiniz. “Padişahım çok yaşa!” demekten, el pençe olmaktan başka yaptığınız hiçbir şey yok.”
Ne kıymetli DEDAŞ’ları varmış
15 insanın, binden fazla hayvanın yanarak can verdiği, binlerce dekarlık ekili alanın kül olduğu, bitki örtüsünün yok olduğu bir yangın sonrası bile, “Anız yangını,” denilerek korunan DEDAŞ’ın kim olduğu ortada… Öyle ki trolleriyle bile sosyal medya üzerinden “Kaçak elektrik kullanmayın, onlar da direkleri, telleri yenilesin” söylemlerini yayacak kadar önemli onlar için… Apaçık manipülasyon yapacak kadar hem de…
Oysa gerçeklik herkesin görebileceği kadar açık ve ortada, eli vicdanında üç mühendis, gerçek verileri birkaç günde derli toplu ortaya koyabilir. Bu veriler de neyin ne olduğunu, ne olmadığını ortaya koyar…