Suruç Katliamının yıl dönümüne yaklaşılırken, iktidarın faillleri aklama ve cezasız bırakma çabalarına karşı Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin mücadelesi sürmekte
Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı döneminde başbakan olan Ahmet Davutoğlu hakkında Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulundu. Aileler, “İnsanlığa karşı suçlar”, “Kasten öldürmenin ihmali davranışla gerçekleşmesi”, “Kasten yaralamanın ihmali davranışla gerçekleşme”, “Suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” ve “ Suçluyu kayırma” suçlarından Davutoğlu hakkında şikayetçi oldu.
İnisiyatif, suç duyuru öncesinde adliye önünde açıklama gerçekleştirdi. Burada konuşan Çağla Seven, Suruç Katliamının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve dönemin başbakanının ise bundan sorumlu olduğunu söyleyerek, “Siyasi konjentürde bu katliamı kendi manevraları için kullanan bu kişi döneminde gerçekleşen her şeyden sorumludur ve bunların hesabını vermek zorundadır” dedi.
‘Katliamda payı olan herkes hesap verecek’
Geçtiğimiz günlerde Ahmet Davutoğlu’nun basın toplantısında başbakanlık dönemi için sorulan bir soruya, “İslam dininde günah çıkarma yoktur” cevabını verdiğini hatırlatan Seven, “Biz kimseden günah çıkarmasını istemiyoruz. Siyasi olarak da sorumlu olan herkesi, dönemin başbakanından İçişleri bakanına, en alttaki memuruna kadar herkesin bu katliamda payı olduğunu ve sonraki katliamları önlemeyen herkesi hesap vermesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bildiklerini anlat, katliam aydınlansın!
“Bu katliam toplumsal barışı, bütün insanlığı hedef almıştır” diyen Seven, şöyle devam etti: “Davutoğlu’ndan dönemin başbakanı olarak suçunu kabul etmesi gerektiğini ve dönemle ilgili her zaman altını çizdiği gibi bildiği bilgileri mahkemede gelip anlatması için suç duyurusunda bulunacağız.”
Aileler, açıklama sonrası suç duyurusunda bulundu.
Ne olmuştu?
2014 yılında IŞİD, Suriye’nin Kobanê kentine saldırı başlatmış ve kentte IŞİD’e karşı direniş başlamıştı. Kobanê halkı ile dayanışmak için birçok ülkeden insan kentin sınırına akarak direnişe destek olmuştu. IŞİD’in bölgeden çıkartılması ardından da kentin yeniden inşası için birçok destek kampanyaları örgütlenmiş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde Kobanêli çocuklarla dayanışma amacıyla oyuncak kampanyası başlatılmıştı. 20 Temmuz 2015 tarihinde ise Suruç Amara Kültür Merkezi’ne gelen SGDF üyesi gençler basın açıklaması yaptıkları sırada IŞİD’in canlı bomba saldırısına uğramış ve 33 kişi yaşamını yitirmişti.
Dava ne aşamada?
Suruç’ta 33 kişinin katledilmesiyle ilgili açılan davanın 14’üncü duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında duruşmanın avukatsız görülmesine karar veren mahkeme, müşteki ailelerin avukatı Serdıl İzol’un katılma talebini reddetti.
Av. İzol, bunun üzerine Adalet Bakanlığı’nın müşteki avukatlara yönelik bir engelleme kararının olmadığını belirterek, duruşmaya alınmamasının tutanak altına alınmasını talep etti. Mahkeme bunun üzerine İzol’un duruşmaya katılmasına izin verdi. Tutuklu sanık Yakup Şahin, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma katıldı. Şahin, “susma hakkını” kullandı. Av. İzol, mahkemenin önceki duruşmalarda suç duyurusunda bulunduğu, olay anında IŞİD bayrağı ile yakalanan cami imamı Abdullah Ömer Aslan’ın tutuklanmasını ve açılacak dosyanın birleştirilmesini talep etti.
HABER MERKEZİ