Urfa’da düğünlerde davul, zurna çalan ve “gevende” olarak adlandırılan müzisyenler, yaptıkları iş aslında bir kültür olsa da, toplum tarafından ötekileştirilmelerinden ve ikinci sınıf insan muamelesi görmelerinden yakındı. Kentin çoğunlukla Bozova ve Birecik ilçelerinde yaşıyorlar. Öyle ki Bozova’nın Kırmızı Pınar Mahallesi’nde yaşayan erkeklerin neredeyse tamamı düğünlerde davul ve zurna çalarak geçimlerini sağlıyor. Bu yüzden hemen her evin avlusunda renkli iplerle süslenmiş bir davul ve zurna görmek mümkün. Derme çatma evlerde yaşam mücadelesi veren müzisyenler, davul ve zurnalarına da tıpkı çocukları gibi bakıyor. Gevendeler, dün dedelerinin bugün kendilerinin sürdürdüğü bu mesleğin aslında bir kültür olduğu düşüncesinde. Buna rağmen yaşadıkları toplum tarafından ötekileştirildiklerini ve ikinci sınıf insan muamelesi gördüklerinden yakınan müzisyenler, ekonomik nedenlerden kaynaklı bu kültürü devam edemeyecekleri bir noktaya geldiklerini söylüyor. Bakımını yaptığı müzik aletleri için “hem neşemiz, hem ekmek paramız” diyen davulcu Sinan Fıratoğlu 38 yaşında. Davulculuğun artık para kazandırmadığını söyleyen Fıratoğlu, eskiden ayda 4 düğüne giderken, bugün ayda sadece bir düğüne çağrıldığını dile getirdi. Artık bir kazanç getirmese de davulculuktan başka iş bilmediğini söyleyen Fıratoğlu, “Ayda 300 TL kazanıyorum bazen. O paraya da şükrediyoruz, ancak artık geçim olmuyor. Davul olmasa yapacak bir işimiz yok” diyor. 40 yıl boyunca davulculuk yapan 57 yaşındaki Nedim Avcı da Bozovalı müzisyenlerin kendilerine has bir kültürlerinin olduğunu görüşünde. Gençliğinde kardeşi ile birlikte düğün düğün, köy köy gezdiğini anlatan Avcı, günlerce düğünlerden dönmediklerini kıyafetlerini dahi köylülerin evinde yıkadıklarını belirtiyor. Avcı, “Kendimi bildim bileli davulculuk yapıyorum. Ancak artık işsizim. Kimse davulcuları çağırmıyor. Elimizde bir meslek, devlet dairesinde bir tanıdığımızda yok” diye konuşuyor.
URFA