Gevaş’ta mantar toplarken gözaltına alınıp işkenceye maruz kalan köylülerin teşhisi sonucu hakkında dava açılan tek sanık O.Ş. adlı polis de beraat etti. Köylüler, işkence yapan 7 polisi teşhis etmiş ancak sadece O.Ş’ye dava açılmıştı.
Van’da Gevaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik 9 Haziran 2017 tarihinde gerçekleştirilen saldırı sonrası, mantar toplamaktan dönen 4 köylü ilçe merkezinde polislerce gözaltına alınmıştı. Haklarında “Gevaş Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenleyen 4 terörist yakalandı” başlıklı haber servis edilen Abdulselam Aslan (32), Cemal Aslan (53), Halil Aslan (48) ile Nejdet Beysüm (29) gözaltında oldukları süre içerisinde polisin ağır işkencelerine maruz kalmıştı. Gözaltı sırasında saldırıyla ilişkileri tespit edilemeyen köylüler, ardından serbest bırakılmıştı.Köylülerin uğradıkları işkencenin kanıtı olan fotoğrafları ise uzun süre kamuoyunun gündemine oturmuştu.
Teşhis var dava yok
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı tarafından Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazının ardından olayla ilgili bulunan polisler hakkında soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında Başsavcılıkça ifadelerine başvurulan köylüler, maruz kaldıkları işkenceyi anlatıp, kendilerine gösterilen fotoğraflardan 7 polisi teşhis etmiş ancak sadece O.Ş. adlı polis hakkında; “Basit yaralama, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlarından dava açılmıştı. İddianamenin sunulduğu Gevaş Asliye Ceza Mahkemesi, 5 Aralık 2017’de aldığı kararda teşhis edilen 7 polisten sadece O.Ş. hakkında dava açılmasını kabul edip, diğer 6 polis hakkında ise “Kovuşturmaya yer olmadığına” hükmetmişti. Bu arada köyüler hakkında “Örgütü bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla daha sonra dava açılmış, Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada köylüler beraat etmişti.
Beraat etti
Gevaş Asliye Ceza Mahkemesi’nde yaklaşık iki yıl süren yargılamanın ardından O.Ş. adlı polis tüm video, ses ve işkence fotoğraflarına rağmen beraat etti. Beraat kararı veren Asliye Ceza Mahkemesi kararının büyük bölümünde MOBESE kameralarının kayıt kalitesinin düşük olduğu, ortam aydınlatmasının yetersiz olmasından dolayı kişilerin yüzlerinin net olarak seçilememesini gerekçe olarak gösterdi. Mahkeme beraat kararını ise “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesine dayandırdı.
Polis: Kaçtılar, zor kullandık
Mahkemede ifade veren polis O.Ş. şunları söylenmişti: “Biz aracın durması için işaret ettik ancak araç durmadı. Hatta hızını arttırarak üzerimize doğru geldi. Üzerimize gelirken arkadaşlarımız uyarı niyetinde havaya ateş açtı. Bunun üzerine araç durdu. Durdurulan araçtan üç kişi indi ve kaçmaya başladılar. Onlar kaçmaya başlayınca biz de onlara yetkimiz dahilinde zor kullanarak etkisiz hale getirmeye çalıştık. Ben şahısları yakalayınca takviye ekibi istedik. Yakalanma yerine Özel Hareket, Terörle Mücadele ekipleri geldi. Şahısları onlara teslim ettik. Ben kesinlikle araçtaki kişilere müdahale etmedim. Beni nasıl teşhis ettiklerini de anlamadım. Yapılan teşhisin de sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.”
‘Tüm polislerden şikayetçiyim’ demişti
Polis O.Ş.’den şikayetçi olan köylülerden Abdulselam Aslan ise “Ben polis O.Ş.’den şikayetçiyim. Biz mantar toplamaya gittiğimizde örgüt üyeleri tarafından rehin alındık. Bırakıldıktan sonra biz aracımızla Gevaş Emniyet Müdürlüğü’ne gitmek için yola çıktık. Emniyet Müdürlüğü’ne gelmeden polisler tarafından durdurularak darp edildik. Daha sonrasında götürüldüğümüz karakolda da polisler tarafından darp edildik. Şikayetçi olduğum tek kişi O.Ş. değildir. Başka polis memurları da vardı. Ben onların hepsinden şikayetçiyim. O geceki polis tutanağında hepsinin ismi ve imzası bulunuyor. Onlar hakkında da dava açılmasını istiyorum” dedi.
Gerekçeli karar
Beraat kararı veren mahkeme gerekçeli kararında, şun ifadeler yer aldı: “İlçe Emniyet Amirliği’nin dış giriş kısmındaki görüntülerde ortam aydınlatmasının yetersiz olduğu ve şahısların kameraya çok uzak olduğu, binanın giriş kapısına ait görüntülerde de kayıt çözünürlüğünün düşük ve ortam aydınlatmasının yetersiz olması sebebiyle görüntüye giren şahısların yüzlerinin net olarak görülmediği, ayrıca nezarethane görüntülerinin tamamen karınlık olduğu, sadece telefon ışıklarının göründüğü, kayıt çözünürlüğünün düşük olması, kameraların uygun açı ve yakınlıkta bulunmaması, ortam aydınlatmasının yetersiz olması gibi olumsuzluklar tespit edilmiştir. Dolayısıyla her ne kadar görüntü bilirkişi tarafından yakalama yerinde söz konusu müştekilere yönelik yaralama eylemleri olduğu yönünde rapor mütalaa edilmiş ise de, soruşturma dosyası kapsamında Jandarma Kriminal Ekipleri tarafından yapılan incelemeler, gerekse de idari soruşturma kapsamında Emniyet Olay Yeri İnceleme Ekipleri tarafından yapılan ve soruşturma dosyasına konulan kriminal incelemelerde söz konusu eylemleri gerçekleştiren şahısların teknik olarak tespit edilmediği…”
Delil yokmuş
Sanık hakkında yapılan teşhis işleminin de sağlıklı olmadığını iddia eden mahkeme kararın sonunda ise “Mevcut kamera kayıtlarında teşhise elverişli herhangi bir verinin tespit edilemeyişi karşısında sanık hakkında atılı suçu işlediğine dair dosya kapsamında somut ve inandırıcı bir delil bulunamadığından ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğince beraatına karar verilmiştir” sözlerine yer verdi.
Bilirkişi mahkemeyi yalanlıyor!
İlçe merkezi, emniyet müdürlüğü içerisinde bulunan yüzlerce kameraya ve işkence fotoğraflarına rağmen beraat kararı veren mahkemenin kararında Kamera Bilirkişi Raporu’nu da dikkate almadığı belirlendi. Nitekim Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen bilirkişi raporlarında köylülere yapılan işkencenin görüntüleri tek tek çözümlenmişti.
Detaylandırılmıştı
9 Ağustos 2017 tarihinde Görüntü Bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre, köylülere yapılan işkence şöyle detaylandırıldı;
“* Bir şahsın bir numaralı (Abdulselam) şahsa koşar adım gelerek, önce tekme atarak yere düşürdüğü, sonrasında yerdeyken tekme ve yumruk attığı,
* Bir şahsın, iki numaralı şahsın (Cemal) üzerindeyken yumruk attığı,
* İki numaralı şahsa (Cemal) yanında duran bir şahsın ayağıyla vurduğu ve üzerine bastığı,
* Üç numaralı şahsa (Halil) bir şahsın tekme attığı,
* Yerde uzanır vaziyette bulunan üç numaralı şahsa (Halil) yanına gelen bir şahsın tekme attığı,
* Üç numaralı şahsın (Halil) üzerinde bulunan bir şahsın yumruk attığı,
* Üç numaralı şahsın (Halil) yere yatırıldığı ve bu sırada yanına gelen bir başka şahsın iki numaralı şahsa (Cemal) tekme attığı,
* İki numaralı şahsın (Cemal) yerden kaldırıldığı, bulunduğu yere yatırılıp tekme ve yumrukla vurulduğu.”
Rapor polisi de yalanlıyor
Söz konusu bilirkişi raporunda sanık polis O.Ş.’nin ” Durdurulan araçtan üç kişi indi ve kaçmaya başladılar. Onlar kaçmaya başlayınca biz de onlara yetkimiz dahilinde zor kullanarak etkisiz hale getirmeye çalıştık” ifadesi de yalanlanıyor. Bilirkişinin incelediği kamera kayıtlarında; köylülerin polislerin ‘dur’ ihtarından sonra aracı durdurarak indikleri, köylülerden birinin kollarını havaya kaldırır şekilde yürüdüğü, iki köylünün ise yerde uzanır vaziyette üstlerinde güvenlik görevlilerince oturulmuş biçimde görüldüğü ifade edildi.
Köylülerin avukatı Erzurum İstinaf Mahkemesi’ne itirazda bulunacak.
Kaynak: MA / Adnan Bilen