Oğlu Emre’ye gözleri önünde işkence yapıldığını, buna tepki gösterince kendisinin de işkenceye maruz kaldığını belirten Hasan Demir, ”Ring aracında oğlumun kafasına silah dayayıp seni infaz edeceğiz diyerek darp etmişler ve darp raporu alması engellenmiş” dedi.
Antalya‘da 8 Kasım 2016’da yapılan operasyonda Emre Can Demir’in de aralarında bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. 7 gün sonra ise aynı operasyon kapsamında Demir’in babası Hasan Demir İstanbul’daki evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Bir ay boyunca gözaltında kalan 24 kişi, 8 Aralık’ta savcılık tarafından “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla mahkemeye sevk etti. Aralarında Emre Can Demir ve babası Hasan Demir’in bulunduğu 17 kişiyi tutuklayan mahkeme, 7 kişiyi ise serbest bıraktı.
Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen 17 kişiden 5’i mahkemenin yapmış olduğu aylık tutukluluk değerlendirmesi sonucu farklı tarihlerde serbest bırakılırken, Hasan Demir ise 1 Mart 2017’de yine mahkemenin yapmış olduğu aylık tutukluluk değerlendirmesiyle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ölümle tehdit
Oğlunun siyasi savunma yaptığı için kendi ve hakimin gözü önünde mübaşir, jandarma ve polisler tarafından linç edildiğini anlatan baba Demir, oğlunun en son 26 Ekim’de yapılan duruşmasında da ring aracında jandarma tarafından ölümle tehdit edildiği kaydetti.
‘İkimize işkence ettiler’
Olayı en baştan anlatan baba Demir, “Gözaltına alındığımızda oğlumun bazı suçları kabul etmesi için benim gözüm önümde işkence ettiler. Daha sonra ise onun gözü önünde bana işkence yaptılar. Ardından mahkemeye çıkarılarak tutuklandık” dedi.
Çocuğunun 2 yıldır cezaevinde hedef gösterildiğini dile getiren baba Demir, “Rutin oda aramalarında, cezaevi yönetimine sorunlarını bildirmede veya herhangi bir hastane, mahkemeye götürülüşünde oğlum hedef gösteriliyor. ‘O kişi, Emre Can denilen şahıs, siyasi savunma yapan kişi budur’ diye parmaklarıyla işaret ediyorlar” diye konuştu.
Farklı ringe aldılar
”En son 26 Ekim’de oğlumun mahkemesi vardı. O dosyadan ben de yargılanıyorum ancak ben duruşmaya maddi sıkıntılardan dolayı gidemedim” diyen baba Demir, oğluyla yaptığı görüşmede edindiği bilgileri şöyle anlattı: ”Çocuğum mahkemeye giderken mütalaa okunuyor. Mütalaadan sonra çocuğumu tekrar cezaevine getirmek için ring aracına bindiriyorlar. Ancak cezaevinde birlikte geldikleri arkadaşlarıyla aynı ringe değil de farklı birine koyuyorlar.”
‘Seni infaz edeceğiz’
Baba Demir, oğluna ring aracında yapılanları şöyle ifade etti: ”Çocuğumun ayağına pranga takıyorlar. Kollarını arkadan kelepçeliyorlar. Darp ediyorlar. Silahın dipçiğiyle vuruyorlar. Ringin içinde yere atıyorlar. Ayaklarına ve kafasına basıyorlar. Oğlumun kafasına silahı dayıyorlar mermiyi namluya sürüyorlar. Orada ‘biz seni infaz edeceğiz. Daha önce de biz bunları yaptık. Kimsenin haberi olmadı. Biz bu konularda uzmanız. Kimse senin nerede geberdiğini bilmeyecek’ dediler.”
Hücreye atıldı
Oğullarının cezaevine getirildikten sonra hücreye alındığını söyleyen Demir, “Oğlumu hücrede tutuyorlar. Arkadaşları duyarlılık göstererek cezaevi idaresiyle görüşüyorlar. 6-7 saat oğlum hücrede tutulduktan sonra koğuşuna alınıyor” diye belirti. Bütün ısrarlara rağmen oğlunun darp raporu almasına izin verilmediğini söyleyen Demir, “Oğlumu revire götürmüyorlar. Onun için darp raporu alamadık. Ancak aradan 15 gün geçmesine rağmen görüşe gittiğimde oğlumun kollarındaki darp izleri hala geçmemişti” dedi. Baba Demir, yaşanan bu duruma ilişkin İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvuruda bulunduğunu söyledi.
Benzer bir tehdit de Urfa’dan
Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan kadın tutuklular da gönderdikleri mektupta askerlerin ölüm tehditlerine maruz kaldıklarını anlattı.
Kadın tutuklular, gönderdikleri mektupta cezaevinde yaşananlara dair şu bilgileri paylaştı: “Askerler çekinmeden ‘Sizleri öldürmek lazım. Kafanıza sıkmak lazım. Siz teröristsiniz’ ifadeleri ile tehdit ediyorlar. Hastaneye kelepçeli götürüldüğü için hastalar tedaviyi kabul etmiyor. Yaşadığımız bu sorunlar bu uygulamalara sessiz kalmadığımızdan kaynaklıdır. Yaşadığımız sorunlar karşısında kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuyoruz.”
Kaynak: MA