“2014 Kobani eylemleri” gerekçe yapılarak HDP’ye yönelik geniş bir gözaltına alma operasyonu yapıldı. Yansıyan bilgilere göre, 7’si vekil, biri belediye eşbaşkanı olmak üzere toplam 82 kişi hakkında yakalama kararı var, evlerine yapılan baskınlarda 20 siyasetçi gözaltına alındı.
Bu HDP’ye yapılan ilk siyasi operasyon değildir. Son da olmayacaktır. Geçmiş 30 yıla bakıldığında son olmayacağı açıktır. Kürt demokratik siyasal oluşumunun başlangıcı 1989 yılına kadar uzanmaktadır. Yani HEP’in kuruluşuyla başlıyor; DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP gibi çok sayıda parti kuruluyor.
‘90’lı yıllar boyunca HEP ile başlayan demokratik siyasete karşı devletin aldığı tavır: Partiyi kapatma, tutuklama ve faili meçhullerle siyasetçileri ortadan kaldırma şeklinde olmuştur. Binlerce üye veya sempatizan bu yolla ortadan kaldırılmıştır.
Kapatılan her partinin yerine yenisi kurulur. Yani sindirme, yıldırma, umutsuzluk içinde boğma sonuç vermemiş; kurulan her yeni parti öncekine göre daha da büyümüştür. Geniş kitlelere nüfuz etmiştir. Korkma, sinme yerini demokrasi ve özgürlük değerleri halk içinde daha anlamlı hale gelmiş ve gelmeye de devam ediyor.
HDP, Kürt Özgürlük Hareketi’nin 50 yıllık geçmişinin önemli bir deneyim ve tecrübeye dayanan birikimi, Türkiye devrimci ve demokratik hareketinin 100 yıllık birikim deneyimiyle sentezlenmiş bir oluşumdur. Yine dünya deneyimlerinden ders çıkaran ve tarihi derinliği olan HDP türü siyasal oluşumlarının tutuklama, operasyonlar ile içinin boşaltılıp kabuğa dönüştürülmesinin imkansızlığını da ortaya çıkarıyor.
Tasfiyesinin imkansızlığı açıkken devlet, neden özellikle son beş yıldır yoğun operasyonları HDP’ye yapıyor? Ancak istenen sonuçlara ulaşılamıyor ve son operasyonu nasıl değerlendirmek gerekiyor? Tasfiyesi olanaksız hal alan bir siyasal yapıyla bu düzeyde uğraşmak, yanlışta ısrarın mantığı nedir?
HDP toplumsal ihtiyaçlardan kaynağını alıyor. Henüz Türkiye’nin en büyük seçmen tabanına sahip değildir. Ancak özgül ağırlığı en yüksek olan; hak temelli ihtiyaçlara yanıt olabilecek program ve siyasal eylem gücüne sahip oluşumdur. Yani yakın, orta ve uzun dönemli haklar için siyaset yapmaktadır. O yüzden de yüzünü demokrasi ve özgürlüğe çevirmiş, ucu açık siyasal bir yapıdır. Yine geçmişte bütün tasfiye operasyonlarına dayanıklı olan kudretini açığa çıkarmış; halklara güven veren bir oluşumdur. Ondandır yıkılıp dağılmıyor. Özcesi rüştünü kanıtlamıştır. Özgül ağırlığını da buradan alıyor.
Son operasyonun neden yapıldığı hemen herkes tarafından gayet rahat anlaşılan ve bilinen bir durumdur. Türkiye bir yol ayrımına gelinip dayanmıştır. Devlet ya demokratikleşecektir ya da eski tekçi ulus-devlet yapısında ısrarcı olacaktır. Devlet ve onun yönetiminde yer alanlar eskide ısrar ediyorlar. Ancak Kürtler, Türkler, Araplar, Süryaniler, Aleviler, Hristiyanlar, kadınlar vb. toplumsal kesimler eskisi gibi yaşamak istemiyorlar. Gasp edilen haklarının iadesini ısrarla istemektedirler. Koşullar çok zor olsa da direnmektedirler. Özgür olmak ve demokratik koşullarda yaşamak istiyorlar. Bunun siyasal alanda temsilcisi HDP’dir. Belki henüz bu kesimlerin tümü baskıdan ötürü HDP’ye oy vermiyor. Ancak koşulların kısmi yumuşaması ve değişimi bu kesimleri HDP’ye yönlendirecektir. Saldırıların baş nedenlerden biri bundan duyulan korkudur.
Sistem zamanın ruhuna karşı direniyor. Çünkü zamanın ruhu hak temelli demokrasi ve özgürlüktür. Bu ruh sadece Türkiye’de ortaya çıkmamıştır; dünya ve Ortadoğu da onun etkisi altındadır. Çünkü kapitalist modernite ve onun yapılanması olan ulus-devlet modellerinin modası geçmiştir. O yüzden dünya kapitalist sistemi yapısal kriz içindedir. Derinleşen 3. Dünya Savaşı yapısal krizin ve kaotik durumun açığa çıkmış halidir. Yeni bir modernite, yani demokratik modernite ruhu vücut bulmaktadır. İşte bunun Türkiye ayağının siyasal temsilcisi HDP’dir. HDP gücünü buradan almaktadır. Özgül ağırlığının yüksekliği bundandır.
HDP, Türkiye’de demokrasi ve özgürlüğün temel ekseni haline gelmiştir. Gelişmelerin birisi devleti ayakta tutmaya çalışan yapı, diğeri ise HDP’nin merkezinde yer aldığı demokrasi yolculuğudur. HDP’nin tasfiyesi demokrasi güçlerinin tümden dağıtılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla okun sivri yönü HDP’ye batırılmaya çalışılıyor. Ona vurulacak ağır ve öldürücü darbeyle eskinin yaşatılacağı var sayılıyor. Öldürmeyen darbe güçlendirir denir. Bu HDP örneğine uygundur. Darbeleniyor, fakat öldürülemiyor. Her seferinde daha da güçlenerek çıkıyor. HEP ile başlayan demokrasi ve özgürlük yolculuğuna çok fazla darbe vuruldu. Ama her seferinde daha güçlenerek çıkıldı. Bu son vuruşun akıbetinin de benzer olması kaçınılmazdır demek abartı olmayacaktır. Tarih geriye döndürülemez; o tüm güçlüklere rağmen hep iyiye, güzele ve özgürlüğe akıyor.