Mezopotamya’nın önemli yerleşim yerlerinden Dara Antik Kenti, tarihe yolculuk yapmak isteyenlerin uğrak yeri
Tarihi ve mimarisiyle birçok uygarlığın izlerini taşıyan kadim kent Mardin, cami ve türbeleri, kilise ve manastırları, tarihi evleri, kaleleri ve medreseleriyle eşsiz bir görüntü oluşturuyor. Taş evleri, kapı tokmakları, çeşmeleri, harabeleri, kozmopolit kültürü, binlerce yıllık geçmişi, telkarileri, mırra kahvesi ile de ayrı bir hava oluşturan Mardin’de Dara Antik Kenti ise, kentin binlerce yıllık tarihini yansıtan muazzam bir yer.
Yeni kalıntılar bulunuyor
Mardin’in 30 km güneydoğusundaki Oğuz köyünde yer alan Dara Antik Kenti, Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sassanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulduğu ve yapılan arkeolojik kazılarda dünyanın ilk su barajına ait kalıntılara rastlandığı belirtiliyor. Antik kentin isminin kökeninin Pers Kralı 3. Darius’tan geldiği rivayet edilirken, kentin tam olarak ne zaman kurulduğu ise bilinmiyor. Romalılar ve Perslerin mücadelesine tanıklık eden Dara’nın 7. yüzyılda Arap istilasına uğradığı, 15. yüzyılda da Osmanlı hakimiyetine geçtiği biliniyor.
Turistlerin ilgisi yoğun
Az bir kısmı gün yüzüne çıkarılan Dara Antik Kent’te; kale, köprü, su kanalları, su sarnıçları, kilise, arasta, saray, çarşı, zindan, tophane, kaya mezarları ve sivil yerleşim yapılarına ait kalıntılar bulunuyor. Muhteşem bir tarih ve kültür hazinesi olan antik kent, yaz aylarında misafirlerini karşılıyor. Tarihten izlere rastlamak isteyen herkesin mutlaka uğraması gereken antik kent, şu zamanlarda turist akınına uğruyor. Misafirlerini tarihsel yolculuğa götüren Dara, Mardin’e yolu düşen herkesin uğraması gereken yerlerden biri.
Sadiye Eser / MARDİN-MA