TDK’da işsizliğin tanımı, cari ücret düzeyinde iş gücü arzının iş gücü talebini aşması durumudur.
Bu tanım herhangi bir ekonomik toplumda çalışmak istediği halde iş bulamayan yetişkinlerin bulunması durumu olarak da ifade edilir. Genellikle 16 yaş ve üzeri kimseler işsiz grubuna dahil edilir. Ancak, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) işsizliği çalışmaya hazır ve iş arayan kişilerin oluşturduğu bir kavram olarak açıklar. Tabii bu hesaplamalar yapılırken iş bulma ümidi olmayan ve iş aramayı bırakanlar, mevsimlik işçiler, ev kadınları, öğrenciler ve emekliler bu tanıma girmezler. Tarım işçileri ve inşaat işçileri hava koşullarından dolayı en çok mevsimlik işçi olarak çalışan grupların içerisindedirler.
İşsizlik oranı ise, 15 yaşından büyük olup da son 4 hafta içinde iş arayan ve 15 gün içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu bildirenlerin toplam iş gücüne bölünmesiyle hesaplanıyor.
Gelişmiş ülkeler sürekli iş başvuruları yenileyerek daha şeffaf işsizlik oranlarını açıklarlar. Ancak Türkiye ve Türkiye gibi gelişmeyen ya da gelişmekte olan ülkeler bunu yapmazlar. Bu gibi ülkelerde geniş tanımlı işsizlik oranı neyse onu kabul etmek abartılı olmaz…
DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Mart 2023’te 8 milyon 308 bin kişi olarak hesaplandı. TÜİK’e göre 2019 Mart’ta yüzde 13,9 olan dar tanımlı işsizlik 2023’ün aynı ayında yüzde 10 olarak açıklandı. Ancak aynı yıllarda yine TÜİK verilerine göre geniş tanımlı işsizlik yüzde 19,6’dan yüzde 21,8’e yükseldi. Mart 2023’te geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 308 bin oldu. Bu tabloya baktığımızda işsizlerin yararlanması gereken işsizlik ödeneğinden işsizler, yararlanma koşullarının ağır olması ve işsizlik sigortası kaynaklarının amacı dışında kullanılması sebebiyle yararlanamıyor.
Her geçen gün işsizliğin dalga dalga büyüdüğü, alım gücünün giderek azaldığı bir dönemde ekonomik kriz bütün kesimlere yayılarak kriz daha da derinleşecektir. Krizin derinleşmesiyle birlikte son zamanlarda karşılaştığımız konkordato duyumları gün geçtikçe artacak, üretimin azaldığı iş yerlerinde oluşacak küçülmeyle birlikte bir işçi kıyımı yaşanacaktır. Bu durumdan yararlanarak işçilerin haklarını vermeden kaçmaya çalışan kimi kurnazlar da çıkacaktır. İş yerini kapatıp başka yerde başka isimle fabrika açarak işçilerin haklarını vermekten kaçmaya çalışan patronlar da olacaktır.
Devletli sistemlerde kapitalizm güçlüdür. Kapitalizmin güçlü olduğu yerde “hiç kimseye hiçbir şey olmaz” aklıyla davranarak yaşamak hayatta en tehlikeli şeydir. Her an her şey kişinin başına gelebilir. Örgütlü olmayan bir toplum kolay kolay kapitalizmden kendini kurtaramaz. Bugünü kurtardık, yarına bakarız bakış açısı gelecekte kişinin de toplumun da felaketi olur. Toplum olarak durumun farkında olup olduğumuz yerde harekete geçmek hayati öneme sahiptir.
Yıllardır sosyalist hareketleri şeytanlaştırarak amansız bir savaş açan iktidarın değirmenine su taşıyacak eleştirilerden uzak durmak ya da konuşulması gereken yerde konuşmak, konuşulmaması gereken yerde ise konuşmamak bu süreçte önemlidir diye düşünüyorum. Her eleştirinin sahibine sesleniyorum; “haklısın kardeşim eksikler ve yetmezlikler açıkça görünüyor”, ancak o eleştirileri pratikte dayanışarak birlikte sorunları aşarız.
Eleştirilen bir şey varsa, demek ki bir sorun vardır. Sorun tespit edilmişse geriye kalan o sorunu ortadan kaldırmak ve çözüm üretmektir. Zor olan sorunu tespit etmektir. Tespit edilen bir sorunu çözmek daha kolaydır. O halde tespit edilen sorunun etrafına kenetlenerek özeleştirisel yaklaşarak çözüme gitmemiz gerek. Bunu yaparken de eleştiren kişilerin de gücüne ihtiyacımız var. Sendika, dernek, parti, kooperatif ya da her ne oluşum içerisinde isen, oraya git dayanışmanın, paylaşmanın ve birlikte olmanın önemini aktararak onları birleşmeye, dayanışma göstermeye zorla.
En büyük sorun bugün eleştirilen şeyin yarın tekrar eleştiri haline gelmesidir. Unutma, senin eleştirdiğin ve tespit ettiğin sorunları başkaları da eleştiriyor. Sadece onlarla yan yana gelmek ile bu sorunu ortadan kaldırmak için büyük bir aşamadır. Sorunlara karşı duyarlı olmak, çözüm odaklı gitmek büyük bir emek gerektirir ve büyük bir onurdur.
O halde mücadeleye aktif katıl. Kendine, halkına, işçiye, işsize ezcümle herkese yaşam ol. Çaresizliğe çare, dermansızlığa derman ol…