Ahmet Tulgar – Pazartesi söyleşisi
Mirgün Cabas, genç kuşağın en başarılı gazetecilerinden. Ve iyi bir televizyoncu. Mirgün Cabas’ın en önemli farkının gazetecilik etiğine ve gazeteciliğin temel ilkelerine özenerek mesleğini ifa ederken bunu hiç de öyle önemli bir şey yapıyormuş gibi değil, zaten olması gerekenin bu olduğunu hissettirek, ama büyük sözler etmeden, tevazu ile sürdürmesi olduğunu düşünmüşümdür. Medyadaki sıkışma sürecinde ana akım televizyon ekranlarını terk ettikten sonra da bir şekilde gazeteciliğini sürdürdü, kendine bunun için yeni yollar açtı. Kitaplar yazdı, bir şekilde sesini duyurdu. ‘2001 Eski Türkiye’nin Son Yılı’ adlı inceleme kitabının yakın tarihe ilişkin önemli bir çalışma olduğunu düşünürüm. Mirgün Cabas ile 2019’u konuştuk:
2019 Türkiyesi sizce nasıl bir ülke olacak?
Korkarım Türkiye’de 2019’da önceki yıla göre büyük bir değişiklik olmayacak. Ancak ülkedeki yeni düzeni sürdürmek bir miktar zorlaşacak. Çünkü iktidarın mevcut sosyal ve siyasal durumu sürdürmek için uyguladığı baskıcı önlemleri sıkılaştırması gerekecek. Daha nereye kadar sıkılaştırabilir, ben de herkes gibi endişeyle merak ediyorum. Ayrıca henüz etkilerini sınırlı yaşadığımız, korkutucu bir ekonomik küçülme bizi bekliyor.
2019 Türkiyesi için bu gece tek bir dilekte bulunacak olsanız ne dilerdiniz?
Böyle kutuplaşmış bir ülkede herkesi kapsayacak tek bir dilek bulmak kolay değil. Türkiye’ye daha çok demokrasi, daha çok adalet, daha fazla kalkınmışlık, daha fazla huzur dilemek lazım aslında. Ama bu kavramların her biri, farklı kesimler için pratikte o kadar farklı anlamlara geliyor ki… Bu durumda sanırım en iyisi, toplumsal birlik dilemek.
2019’da olmasından en çok korktuğunuz şey nedir? Türkiye ya da dünyanın bütünü için? Ya da 2019’a ilişkin yerel ya da global bir korkunuz var mı?
Global endişem, dünyanın küçük, izole, milliyetçi hücrelere bölünmesi. Globalizm de ekonomik olarak belki matah bir şey değildi ama halkların kendilerini az gelişmiş başka ekonomilerden ve fakir halklarından korumak için en ahmakça vaatlerde bulunan politikacıları iş başına getirmesine tanık olmak acı verici. Neyse ki bizim daha büyük dertlerimiz var, bu sayede başkalarının ahmaklıkları bizi ancak bir yere kadar meşgul diyor.
2019 Türkiyesi’ne 2009 ve 1999’daki hangi olaylar en fazla etki etmiştir?
1999’da Abdullah Öcalan Kenya’dan Türkiye’ye getirilmişti. Bu konjonktürde akıllıca davranarak Kürt sorununun çözülmemesi, bugünümüzü kesin etkiledi. Yine 1999’da Fetullah Gülen hakkında DGM’de laik devlet düzenini yıkmak için faaliyet gösterdiği iddiasıyla soruşturma açılmıştı. Keşke o iddianame daha düzgün hazırlansaydı, savcı daha ciddi biri olsaydı, siyasi otorite Gülen’i bir tehdit olarak algılasaydı… 2009 yılı da Ergenekon’un fitilinin ateşlendiği yıldı. O davanın orduyu altüst etme, toplumu bölme, Gülen cemaatini her yere yerleştirme, dönemin iktidarına haksız bir güç sağlama işlevlerini biliyoruz. Sonuç ortada…
2019 Türkiyesi’nde siyasette taşları hangi gelişme oynatır? Böyle bir olasılık var mı?
Öngörülebilir hiçbir gelişmenin önemli bir değişikliğe yol açacağını düşünmüyorum. Yeni bir toplumsal dinamiğin, siyasal hareketin ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Tek sürpriz ihtimali, MHP’nin AKP ile olan kararsız ittifakındaki muhtemel iniş çıkışlar…
2019’dan umutlanılması için okurlarımıza birkaç sebep sayacak olsanız bunlar ne olurdu?
Hayatın hep iyiye ve ileri doğru gittiğine inanırım. Ama bu ilerleme dümdüz bir çizgi gibi de olmuyor. Sapmalar, geri adımlar, salınmalar da var hayatta. Ben hayatta kalmayı başaranların iyi günler göreceğinden eminim. Nefes almayı bırakmayalım yeter.
2009 yılında 2019 Türkiyesi’ni nasıl tasavvur ediyordunuz?
Çok belirgin bir tasavvurum yoktu doğrusu. Ama kesinlikle o gün bugüne kıyasla daha iyimserdim. Bugün daha barışçı, dengeli ve eğitimli bir toplumda yaşamayı umuyordum herhalde.
Bu gece, tam geceyarısı size tek bir yasa çıkarma yetkisi verilecek olsa, ne yapardınız, hangi yasayı çıkartırdınız?
Bağırmayı ve parmak sallamayı yasaklardım. Büyük küçük herkese… Özellikle büyüklere.
Bu gece bir televizyon programı yapacak ve istediğiniz siyasetçiyi eleştirebilecek ve 2019’da tekrarlamamalarını istediğiniz hatalarını söyleyecek olsanız kime ne derdiniz?
Bugünkülere söyleyecek pek bir şey yok. Söylesen de faydası yok. Ama 1970’lerdeki Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş dörtlüsüyle konuşmak belki güzel olurdu.
2019’da siyasette en çok tekrarlanacak beş kavram sizce ne olur?
Şeref, haysiyet, namus, maneviyat, millilik.
2019 Türkiyesi’nde hangi kültür sanat olayı sizi sevindirir?
Şehrin merkezinde her haftasonu çocuklarla gidebileceğim ve onların katılacağı etkinliklere de sahne olan bir performans sanatları merkezi açılsa, çok sevinirim. Mesela AKM hemen yeniden açılsa…
2019 Türkiyesi’nde hangi spor olayı sizi sevindirir?
Fenerbahçe’nin bu yıl da Eurolig şampiyonu olması.
2019 Türkiyesi’nde kadınlar için ne dilersiniz?
Daha az “adam gibi adam”a maruz kalmalarını dilerim.
2019 Türkiyesi’nde çocuklar için ne dilersiniz?
Hiçbirinin gözünden, bir an bile bulut geçmemesini isterim.
2019’da kendiniz için ne diliyorsunuz?
Daha az soru.