Erdoğan’ın Azerbaycan’a desteğini analiz ederken akılda tutulması gereken başka bir neden daha var. Daha jeopolitik ve jeostratejik olan bu neden: Erdoğan’ın Azerbaycan’a desteğinin tüm Kafkasya’ya etki yapacağını anlamış gözüküyor
Orsola Casagrande
Dağlık Karabağ’da olanlar gerçek bir savaş, ufak bir çatışma değil. Ağır toplar, düzinelerce tank ve drone bölgeye konuşlandırıldı. Birçok can kaybı var. Ermenistan taktiksel bir bakış açısından dolayı oldukça dikkatli. Birçok kayıp açıklamasına rağmen askerlerini ifşa etmedi. Çeşitli kaynaklara göre genç Azeriler bu savaş için gönüllü değiller. Bu yüzden de devlet başkanı Aliyev ülkedeki azınlıklara yöneldi. Özellikle de İran kökenli olan Talişleri askere alarak cepheye gönderiyor.
Birkaç ay önce Azerbaycan, Karabağı hedeflemeyen ama doğrudan Ermenistan sınırına yönelik bir askeri operasyon girişiminde bulundu. Azerbaycan, daha doğrusu devlet başkanı İlham Aliyev iktidarını sürdürmek için bu savaşı son fırsat olarak görüyor ve istiyor. İlham Aliyev kesintisiz bir şekilde ülkeyi 2003’den beri yönetiyor. Yolun sonunda olduğunu bilen Aliyev bütün bölge için ağır sonuçları olacak bir askeri operasyon başlatarak ömrünü uzatmak istiyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu savaşın ana destekçisi olması sürpriz değil. Bu yüzden bu savaş oldukça tehlikeli, çünkü iki tek adamı koltuğunda tutmak için sürdürülüyor.
Aliyev gibi Erdoğan da 18 yıllık iktidarının ardından yolun sonuna ulaştı. Erdoğan’ın bu savaşa düşünmeden atlamasının nedenini iyi anlamak için onun, dış politika motivasyonlarının ötesine geçen, içeride karşılaştığı problemleri hatırlamak daha iyi olacaktır. Belki de Erdoğan’ın yaşadığı en büyük zorluk iktidarda kalmak zorunda olmasıdır. Tüm seçim anketleri yarın Türkiye’de bir seçim olması durumunda Erdoğan’ın ülkeyi yönetmek için istediği oyu alamayacağına işaret ediyor. Bu yüzden de milliyetçi temelli bir askeri operasyon başlatmak onun için hayati önemde. Bunun neticesinde Erdoğan konuşmalarında Ermenistan’ın elindeki bölgelerin tekrar fethedilmesi için ‘kardeş Azerbaycan’a yardım etmek zorunda olduğunu belirtiyor. Milliyetçi söylem Türkiye’de işlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Azerbaycan’ı desteklemek için Meclis’e getirilen önerge HDP hariç parlamentodaki tüm partiler tarafından kabul edildi. Kemalist muhalefet, CHP savaşı kışkırtan partiler arasında. Yolun sonunda olan Erdoğan ise son çare olarak Ermeni Soykırımı’ndan doğrudan sorumlu olan İttihat ve Terakki’nin milliyetçiliğine başvurdu.
Erdoğan’ın iktidarda kalmak için yapacaklarının bir sınırı yok. İktidar, başta HDP olmak üzere ülkedeki muhaliflere yönelik tartışmalı bir saldırı başlattı. Daha sonra, sınırlı başarı elde ettiği, Güney Kürdistan ve Libya’ya askeri müdahalelerde bulundu. Erdoğan Azerbaycan ‘fırsatını’ da kaçırmayacaktı.
Bu saldırı yalnızca Dağlık Karabağ’a değil aynı zamanda bölgede yaşayan bir ulusa, Ermenilere dönük bir saldırı. Erdoğan’ın Azerbaycan’a desteğini analiz ederken akılda tutulması gereken başka bir neden daha var. Daha jeopolitik ve jeostratejik olan bu neden: Erdoğan’ın Azerbaycan’a desteğinin tüm Kafkasya’ya etki yapacağını anlamış gözüküyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında Çin, İran’da 120 milyar dolarlık ulaşım ve üretim yatırımı yaptığını doğrulamıştı. Bazı Kafkasyalı ve Ermeni analistlerin notlarına göre bu yatırım Karadeniz yoluyla, Kafkasya ve İran üzerinden doğrudan Avrupa’ya açılan bir ticaret yoluna giriş olarak görülüyor. Bu düşünceye göre Çin, Rusya ve Türkiye’nin bölgedeki gücünü etkileyecek. Erdoğan küçük de olsa müzakere masasında olması gerektiğinin farkında.
Rusya’ya gelirsek, onun pozisyonu ne olurdu? Rusya bölgenin baş aktörü ve kazanmak için her şeye sahip. Ermenistan’ın askeri kapasitesini bilen Rusya şimdilik Türkiye ve Azerbaycan’ın şansını zayıflatıyor. Ayrıca Azerbaycan, Dağlık Karabağ’dan bir bölge almak konusunda başarısız olursa, İlham Aliyev bavulunu toplayarak yurt dışına gidebilir. Yeni Pan-Türkçü milliyetçilik dalgasını ateşlemek isteyen Erdoğan için durum sert yenilgi olabilir. Rusya şimdilik hesaplıyor ve bekliyor. Askeri durumun karmaşıklaşması durumunda Rusya kırmızı bir çizgi çekmenin yanı sıra, bölgedeki huzuru sürdürme gerekçesini bahane ederek doğrudan müdahale bile edebilir.
Diğer taraftan Avrupa ise her zaman olduğu gibi hareketsiz durumda. Birçok kez olduğu gibi bu bölgedeki çatışmalarda Avrupa ülkeleri yok. Dış politikada ortak pozisyona sahip olmayan Avrupa ülkeleri özellikle Azerbaycan ve Ermenistan çatışmasında da ortaklaşamıyor. Açıklama yapan tek ülke Fransa’ydı. Macron yaptığı açıklamada, Suriye’de savaşan cihatçı grupların Antep üzerinden Dağlık Karabağ bölgesine transfer edildiği bilgisine sahip olduklarını söylemişti.
*Çeviri: Mehmet İnanç
NOT: Bu yazı Moskova görüşmeleri sonrası iki tarafın ilan ettiği ateşkesten önce yazılmıştır.