Hewlêr cezaevinde KDP’nin baskılarına karşı Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er’in başlattıkları açlık grevi eylemi ikinci ayını tamamlarken, İsviçre’nin Luzern ve Bern kentlerinde dayanışma eylemi yapıldı
KDP tarafından tutuklanan ve idam cezası verilen Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er, tutsak edildikleri günden bu yana ağır hak ihlallerine maruz kalıyor. Baskılar ve ihlallerin son bulması için birçok kez açlık grevi eyleminde bulunan tutuklular, son olarak tek tip elbise dayatmasına karşı 18 Mayıs’ta açlık grevine girdi. Talepleri hala karşılanmadığı için eylemleri 60’ıncı gününde devam ediyor.
Avrupa’da dayanışma eylemleri
Luzern Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin (CDK-L) çağrısıyla kentin merkez tren istasyonu önünde bir araya gelen Kurdistanlılar, yaptıkları basın açıklamasıyla açlık grevlerinin ikinci ayını dolduran Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er’in taleplerinin kabul edilmesini istedi.
Basın açıklamasında ilk olarak CDK-L Eşbaşkanı Mulla Şahin konuştu. Şahin, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride dikkat çekerek “Bu tecridin bir an önce kaldırılması gerekiyor. Bugün Hewlêr’deki açlık grevinde olan arkadaşlarımız için buradayız. En insani talepleri bir an önce karşılanmalıdır” dedi.
Abdurrahman Er’in amcasından duyarlılık çağrısı
Eyleme, Abdurrahman Er’in amcası Necmettin Er de katıldı. 60 gündür açlık grevinde olan tutukluların son durumuna ilişkin açıklamada bulunan amca Er, “Bilindiği gibi 2 aydır bu süresiz dönüşümsüz açlık grevi sürüyor. Onlar cezaevi şartlarının düzeltilmesini istiyorlar. Yeğenim artık yürüyemiyor. Sandalye ile götürülüp getiriliyor. Durumları iyi değildir. Bu eylemler anlamlıdır, katılan herkese teşekkür ediyorum. Başta Güney Kürdistan hükümeti olmak üzere bütün Kurdistani kurumlardan ve insan haklarından yana olan kişilerden duyarlılık bekliyoruz” dedi.
Basın açıklaması, “Bijî berxwedana zindanan” sloganıyla sona erdi.
Bern
İsviçre’nin Bern Kantonunda yaşayan Kurdistanlılar da Mazlum Dağ ve Abdurrahman Er’in durumuna dikkat çekmek amacıyla eylem yaptı.
Bern Kürt Kültür Derneği Eşbaşkanı Burhan Karakoç, KDP’nin Federe Kürdistan‘ı hanedanlıkla yönettiğine dikkat çekerek, “Orada her kurum Barzanilerin elindedir. Bir aile tüm ülkeyi yönetiyor. Dolayısıyla orada hak hukuk ve yasa bulunmuyor. Her şey Barzanilerin keyfine göre uygulanıyor. Eğer orada yasa, kanun olsa ve orada Kurdistani bir damar olsaydı 2 Kürt gencine bu işkenceyi yapmazlardı” dedi.
Daha sonra söz alan Kürt siyasetçi Nejdet Atalay da, KDP’nin kraldan daha fazla kralcı olduğunu belirtti. Atalay, KDP’nin Türk devletinin gözüne girmek için 2 Kürt tutukluya acımasız ve yasa dışı davrandığını kaydetti. Federe Kürdistan’da her gün Kürt siyasetçilerin katledildiğini ifade eden Atalay, “Güney Kürdistan sokaklarında her gün arkadaşlarımız katlediliyor. Bu cinayetlerin üzerinde durulmuyor. Failler cezalandırılmıyor. Yıllardır Dağ ve Er’e her türlü işkence yapılıyor. Bu 2 arkadaşımız da bu işkencelere karşı direniyor. Her 2 arkadaşımızın direnişini selamlıyoruz. KDP, bir an önce yasal çerçeveye dönmelidir. Bu tutumundan vazgeçmelidir” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Türkiye’nin Hewlêr Büyükelçiliğinde görevli olan MİT mensubu Osman Köse’ye yönelik 17 Temmuz 2019’da silahlı bir saldırı düzenlendi. Saldırıda MİT mensubu Köse’yle beraber Iraklı Nerîman Osman ve Hewlerli Beşdar Ramazan isimli kişiler öldü. Mazlum Dağ ile Abdurrahman Er bu saldırıların faili olarak KDP tarafından tutuklandı.
DIŞ HABERLER