AKP-MHP Cumhur İttifakı, iki partinin resmiyette adı konulmayan ama fiiliyatta titizlikle sürdürülen bir koalisyon niteliği taşıyor.AKP iktidarının ve Erdoğan’ın başkanlık rejimini devamını sağlayan bu ittifak,MHP’nin milliyetçilik/ırkçılık, otoriterlik/totaliterlik, muhafazakârlık, popülizm, antikomünizm gibi ilkeleri ve Türkeş’in 9 Işık ilkeleri ile çelişmiyor.MHP gibi faşist partilerde, devlet ve toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan tek ideoloji,tek tip düşünce,tek lider,tek devlet,tek millet,tek ırk,tek dil,tek din,tek mezhep diktatörlüğü geçerlidir. Bu ittifakın tarihsel referansı ise 1960’lı yılların sonlarına kadar uzanan, 12 Eylül’den sonra devletin resmi ideoloji haline gelen ve Özal döneminde kapsamlı şekilde uygulanan Türk-İslam Sentezi’dir.
Cumhur İttifakı ile siyasal kontrol ve ideolojik nüfuz olanaklarını“Devlet aklı” ile uyumlu bir şekilde kullanan Bahçeli ile Erdoğan arasında kendi gelecekleri üzerine bir tür kader birliği gerçekleşti.AKP başkanlık sistemine geçiş sürecini başlatırken, karşılığında Bahçeli’ye MHP’yi resmi ve hukuki bir teşekkül sıfatı ile elinde tutma imkanı verdi. 20 yıldan beri MHP liderliğini elinde bulunduran Bahçeli için bundan daha değerli bir şey olamazdı. Bu ittifak Erdoğan’a da,Milli Görüş’ün din, devlet ve ümmet anlayışına göre toplumu daha hızlı bir şekilde dönüştürme ve Sünni-Hanefi İslam’ın temsilcisi olma sıfatıyla kendi bekasını devam ettirme imkanı sağlayacaktı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk-İslam milliyetçiliğinin yeni bir rejime geçiş programı gündeme gelince, iki parti arasında Türk tipi başkanlık rejimine geçişi sağlayacak siyasal paslaşmalar başladı. Bu konuda somut adımlar Bahçeli’den geldi: Bahçeli’nin 7 Haziran’dan hemen sonra koalisyonlarda ve muhalefet bloğunda yer almayacağını açıklayarak 1 Kasım seçiminin yolunu açtı. Ardından 16 Nisan referandumuna destek vermesi ve 24 Haziran 2018 erken seçimine imkan sağlaması sürecin hızlı yaşanmasını sağladı. Bahçeli’nin büyük iştahla attığı bu adımlar faşist hareketin Makyavelizm’ini, yani“Amaca ulaşmak için her yol mubahtır” anlayışını ifade ediyordu. Bu siyasal manevra aynı zamanda MHP’nin uzun geçmişinde izlediği politikalara; Milliyetçi Cephe Koalisyonları, RP ile Seçim Bloğu, Ecevit Koalisyonu ve bu koalisyonu bozarak AKP’nin iktidara gelmesini sağlaması gibi tarihsel dönemeçlerde üstlendiği rollere uygundu. Bahçeli’nin son manevrası ise Türkiye gerçeğinde “İktidar alternatifi olamıyorsan, ortağı ol”faydacı siyaset anlayışını da yansıtıyordu.
Cumhur İttifakı’nın bozulması AKP’yi parlamentoda azınlık konumuna düşürecek ve daha işin başında olan yeni rejimin realize olmasını engelleyecektir. Bu nedenle Amerikalı Rahip Brunson’ın serbest bırakılması, affın kapsamı, erken emeklilik, Danıştay’ın “Öğrenci Andı” kararı gibi sorunlar, iki parti arasındaki koalisyonun bozulmasını sağlamaz. Bu konularla ilgili olarak kamuoyuna yapılan açıklamalar ise iki partinin kendi tabanlarına yönelik ajitasyonu içermektedir.AKP iktidarını sürdürdüğü ve Erdoğan’da başkan olarak kaldığı sürece Bahçeli, Cumhur İttifakı’nı devam ettirecektir. Cumhur İttifakı’nın bozulmasına yol açabilecek düzeyde iki partiyi ve liderlerini birbirine düşürecek tek sorun giderek ağırlaşan Kürt sorunudur. Yerel seçimlerde ittifakın gerçekleşmemesinin nedeni, Kürt illerinde izlenen ve izlenecek politikalardır.AKP’nin 24 Haziran’daki oy oranının altına düşecek düzeyde oy kaybetmeye başlaması ve kaybettiği oyların MHP’ye yönelmesi, Erdoğan’ın Kürt oylarından medet ummasına yol açmıştır.Yereldeki ittifak arayışını durdurulmasının asıl nedeni budur.
Diğer bazı tali nedenler ise şöyle sıralanabilir: Bu koalisyon her iki parti içinde de eleştirilere yol açmaktadır. Bahçeli’nin keskin ABD karşıtlığı,Türk milliyetçiliğini öne çıkarma çabası ve kamuoyunda AKP’yi açmaza sokacak düzeyde açıklamamalar yapması AKP içinde eleştirilere neden olmaktadır. Erdoğan’ın fevri söylemleri ve sıkça yaptığı siyasal manevraları da MHP içinde sıkıntı yaratmaktadır. Yerel seçimlerde partilerarası ittifakların yapılamaması ve seçim sistemi, yerelde ittifakın özel biçim ve yöntemlerle yapılmasını zorunla hale getirmesi, her iki partinin de tabanlarında sorun yaratacağı öngörülmüştür. Bu nedenle anlaşmalı bir tarzda yerel ittifak arayışından vazgeçilmiş ve aynı anda Cumhur İttifakı’nın devam ettiği vurgulanmıştır.