Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 990’ıncı haftasında 1991 yılında gözaltında kaybedilen Yusuf Erişti’nin faillerini sorarak, ‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’ mesajı verdi
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri / İnsanları, eylemlerinin 990’ıncı haftasında, 14 Mart 1991 tarihinde İstanbul’da gözaltında kaybedilen Yusuf Erişti’nin faillerini sordu. Çok sayıda Cumartesi Annesi / İnsanı’nın katıldığı eyleme, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ile Hapishaneler Komisyonu üyeleri ve çok sayıda hak savunucusu katıldı. Eylemciler, gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
33 yıldır süren mücadele
Bu haftaki eylemin basın metnini, 10 Haziran 1994’te Amed’de kaybedilen Murat Aslan’ın kardeşi Fatma Aslan okudu. Aslan, “Bir devletin kendi koruması altındaki bir insana karşı işlenen suçları uluslararası hukuka uygun bir biçimde soruşturmaması ve kovuşturmaması, o insanın ailesinin adalete erişim hakkının ihlali anlamına gelir. 990 haftadır gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerini açığa çıkartacak, suçun fail ve sorumlularını tespit edecek etkin soruşturma ve kovuşturmalar yapılmasını talep ediyoruz. Ancak devlet, bu meşru talebimizi karşılamak yerine inkar ve cezasızlıkta ısrar ediyor. İktidarlar değişse de bu tutum hiç değişmiyor ve kayıp ailelerinin hakikate ve adalete ulaşma hakları ihlal edilmeye devam ediyor. 990’ıncı haftamızda Erişti ailesinin 33 yıldır ihlal edilen hakikate ve adalete ulaşma haklarının sağlanmasını talep ediyoruz” dedi.
‘Gözaltında değil’ denildi
30 yaşındaki Tokat-Reşadiye doğumlu Yusuf Erişti’nin, 12 Eylül döneminde 2 yıl cezaevinde tutulduğunu söyleyen Aslan, “Hapisten çıktıktan sonra birkaç kez gözaltına alınmış ve işkence görmüştü. Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 Perşembe sabahı arkadaşıyla buluşmaya gittiği Belgradkapı civarında Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı ve Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Avukat Fethiye Pekşen, gözaltında tutulan Yusuf ile görüşmek için DGM’ye başvurarak görüşme izni aldı. Ancak Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğinde Yusuf’la görüştürülmedi. Bunun üzerine Pekşen, 29 Mart’ta polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan sonra emniyet verdiği cevapta, ‘Yusuf Erişti’nin gözaltında olduğuna ilişkin bir kayda rastlanmamıştır’ dedi” sözlerini kullandı.
Katlettiklerini itiraf ettiler
Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanıp, İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderilen bazı kişilerin Erişti’yi gözaltına alınırken ve emniyette sorgulanırken gördüklerini avukatlar aracılığıyla kamuoyuna açıkladığını dile getiren Aslan, “Yaptıkları açıklamada, Erişti’ye işkence yapan polislerin ‘Seni gözaltına aldığımızı kayıtlara geçirmedik, buradan ölün çıkar kimsenin haberi olmaz’ dediklerini söyledi. Bir kişi de ‘Yusuf’a yoğun işkence yapıldı. Onu en son 17 Mart’ta komaya girmiş halde hücresine götürülürken gördüm’ dedi. Ayrıca 13 Mayıs 1991 tarihinde bir üniversite öğrencisi (C.Ç.) Taksim’de 1 Mayıs’a katıldığı için gözaltına alındığını, sorguda polislerin kendisine, ‘Seni Yusuf Erişti gibi öldürürüz. Kimsenin haberi olmaz’ dediklerini açıkladı. Milletvekili Mahmut Alınak 25 Nisan 1991 tarihinde Başbakan Yıldırım Akbulut’un cevaplaması talebiyle verdiği soru önergesinde tanıkların ifadelerini aktararak Yusuf Erişti’nin akıbetini sordu. Önergeyi cevaplayan dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ‘Yusuf Erişti gözaltına alınmamıştır. Önergede iddia edilen hususların gerçekle ilgisi yoktur’ dedi” şeklinde konuştu.
‘Yusuf’u kaybedenler korundu’
Yusuf Erişt’nin faillerinin korunduğunun altını çizen Aslan, “Baba Bekir Erişti, başta Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldırım Akbulut olmak üzere bütün siyasi partilerin genel başkanlarına, İstanbul Valiliği ve Cumhuriyet Savcılığı’na 30’a yakın dilekçe ile başvurdu. Baba Erişti ve avukatları tarafından yetkililere sunulan dilekçeler ve suç duyurularına rağmen olayla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Yusuf’u kaybedenler cezasızlarla korundu. Gözaltında kaybedilişinin 33’üncü yılında, Yusuf Erişti dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Yusuf Erişti ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” vurgusunu yaptı.
Ardından Yusuf’un kardeşi Sevim Erişti, “Babam son nefesine kadar oğlunu istedi ama getiren olmadı” dedi.
İSTANBUL / JİNNEWS