Eylemlerinin 700’üncü haftasında polis şiddetine maruz kalan Cumartesi Anneleri, haklarında dava açılmasına ilişkin, ‘Hak ve adalet arayışını suç sayan zihniyetinizi değiştirin’ dedi
Kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 700’üncü haftasında yapmak istedikleri açıklamaya müdahale eden polisler, aralarında İHD yöneticilerinin de bulunduğu 46 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan 46 kişi hakkında 2 yıl sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianame hazırladı. İddianameyi kabul eden İstanbul 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nin açtığı davaya ilişkin Cumartesi Anneleri, sosyal medya hesapları üzerinden açıklama yaptı.
Açıklamayı okuyan gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı avukat Jiyan Tosun, “Sözde reformlarınızla bizi oyalamayın, adliyelerin kapılarını adalete açın” dedi.
17 iktidar değişti
Eylemlerinin 700’üncü haftasında ağır polis şiddetine maruz kaldıklarını hatırlatan Tosun, 119 haftadır da Galatasaray Meydanı’nın Cumartesi Anneleri ve tüm barışçıl etkinliklere kapatıldığını söyledi. Galatasaray’a çıktıklarından beri 17 iktidarın değiştiğini dile getiren Tosun, “Ancak iktidarlar değişse de, kayıplarımızla ilgili inkar ve cezasızlık siyaseti hiç değişmedi. Çünkü cezasızlık, ihlalin bir devlet politikası olarak uygulanmasının ortaya çıkardığı sonuçtur ve ihlal rejimi, iktidarlar değişse de değişmeyen bir Türkiye gerçeği olarak varlığını sürdürmektedir. Evrensel hukuk standartlarından uzak bir yargı mekanizması üreten siyasal sistem, kayıplarımızın akıbetinin açığa çıkarılmasını ve bu suçu işleyenlerin hesap vermesini engelliyor. Adında adalet sözcüğü bulunan iktidarın son dönem uygulamaları ise adalet isteyen Cumartesi Annelerini yargılama noktasına getirdi” diye konuştu.
46 kişiye dava açıldı
700’üncü hafta ve sonrasında maruz kaldıkları polis şiddeti ve ağır hak ihlalleri ile ilgili yaptıkları tüm suç duyurularının sonuçsuz kaldığını belirten Tosun, “Suç duyurularımızı sonuçsuz bırakan savcılık makamı, anayasal hakkımız olan düşünce ve ifade özgürlüğümüzü kullandığımız için hakkımızda dava açılmasını talep etti. İçinde kayıp yakınları, İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyelerinin de olduğu 46 kişi hakkında dava açıldı. Savcı Fatih Sönmez imzalı iddianame ile 699 haftadır devam eden Galatasaray’daki buluşmalarımız 700’üncü haftasında birden bire suç haline getirilerek hakkımızda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun gerekçe gösterilerek 3 yıla kadar hapis cezası istendi” dedi.
‘Yargıyı araçsallaştıran siyasetinize son verin’
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Gül’e seslenen Tosun, “Türkiye’nin yapısal sorunlarını çözmek yerine, sadece siyasi krizleri aşmak için gündeme getirilen reformlardan demokrasi ve adalet çıkmaz. Demokrasi, adalet ve reform gibi kavramları, karşı karşıya kaldığınız açmazları ötelemek için başvurduğunuz hamleler olmaktan çıkarın. Önce yargıyı araçsallaştıran siyasetinize son verin. Hak ve adalet arayışını suç sayan zihniyetinizi değiştirin. Cezasızlığa son vererek, adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirin. Sözde reformlarınızla bizi oyalamayın, toplumun ve bizim adalet talebimizi duyun ve adliyelerin kapılarını artık adalete açın” ifadelerini kullandı.
‘Kayıplarımızı istediğimiz için suçlanıyoruz’
Ardından söz alan gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya, 4 kuşaktır babalarının akıbetini aradıklarını söyledi. 27 yıldır etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini belirten Taşkaya, “Her yolu denedik ama babamın başına gelenleri öğrenemedik. 699 hafta boyunca Galatasaray sesimizi duyurmamızı sağladı. Ben ve kardeşlerim Galatasaray’da büyüdük. Sonra çocuklarımız büyüdü burada. Annem orada yaşlandı. Galatasaray yaşamımızın önemli bir parçası oldu. 700’üncü haftamızda ağır bir şiddetle karşılaştık. Onunla da yetinmeyip hakkımızda dava açtılar. Kayıplarımızla ilgili bir işlem yapmayan yargı makamları bizim için harekete geçti. Kayıplarımızı istiyoruz. Bunun için suçlanıyoruz. Adalet istemek suç değildir” dedi.
‘Hakikatleri yüzlerine haykırdık’
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, demokratik bir haklarını kullanırken engellendiklerinin altını çizerek, “Burada saldırıya uğradık, şiddet gördük ve gözaltına alındık. Bu durumda devlet bu suçu işleyenleri cezalandırması gerekirken suçlarını örtmek için bizlere yeni bir dava açtılar. Biz 25 seneden beri adalet için bu tür şeyler önünde boyun eğmedik ve hakikatleri yüzlerine haykırdık. Bundan sonra da aynı şekilde yanıt vermeye ve adalet istemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Hafıza mekanı’
Polisin devlet gücünü kullanarak 700’üncü oturuma engel olduğunu dile getiren İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da 2 yıl sonra açılan davanın garip bir dava olduğunu söyledi. Toplantı ve gösteri yapma hakkının herkesin hakkı olduğunu belirten Öztürk, “700 hafta boyunca eylemini yapan annelerimiz için daha çok bir haktı. Aynı zamanda bu bir hafıza mekanıydı. Annelerimizin adalet arayışı bu tip davalarla engellenmeye çalışılsa da buna izin vermeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz. Emine annenin o haftaki fotoğrafı hafızalara kazındı. Bizler hak savunucuları olarak annelerimizden aldığımız güçle direnişimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
‘Mücadeleye daha fazla güç verilmeli’
Kayıp ailelerinin avukatı ve İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ise 700’üncü haftadaki saldırının hakikat ve adalet arayışına yönelmiş bir saldırı olduğunu vurguladı. Yoleri, ‘Hakikat ve adalet talebine tahammülsüzlüğün bir göstergesi olan bu dava bize bu adalet mücadelesine daha fazla güç vermek gerektiğini gösterdi. Herkesi bu sese destek olmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
İSTANBUL