Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı yasağı ile sürdürdükleri eylemlerinde bu hafta 24 yıl önce katledilen Sağlık-Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı Eczacı Ayşenur Şimşek’in faillerini sordu.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 722’nci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polis tarafından bir kez daha engellendi. Cumartesi Anneleri, her hafta toplandıkları İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokak, polislerce ablukaya alınmasına rağmen bina önünde bir araya geldi. Üzerine kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyen Cumartesi Anneleri, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve kırmızı karanfiller taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy, Hüda Kaya ve Musa Piroğlu ile çok sayıda Cumartesi İnsanı’nın destek verdiği bu haftaki eylemde, 24 Ocak 1995’te kaybedildikten sonra 12 Nisan 1995’de cansız bedeni Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunan Sağlık Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı Eczacı Ayşenur Şimşek’in akıbeti soruldu.
Açıklamayı İkbal Eren okudu
Açıklamayı ise, Cumartesi İnsanı İkbal Eren yaptı. “Ayşenur Şimşek için, kayıplarımız için adalet istiyoruz!” diyen Eren, devletin varlık sebebinin hukuk güvenliğini sağlamak olduğunu hatırlattı. Eren, Ayşenur Şimşek’in katlediliş hikayesini şu sözlerle paylaştı: “Ankara’da yaşayan 27 yaşındaki eczacı Ayşenur Şimşek, sağlık emekçilerinin sendikal çalışmalarının içinde yer aldı. Sağlık-Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu. Çalışmalarını sürdürürken ailesini defalarca telefonla arayan kişiler; ‘Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur’ diyerek tehditlerde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkartılan Ayşenur’un babası iki defa karakola çağırılarak; ‘kızın gelip teslim olsun, yoksa onun için hiç iyi olmayacak’ diye tehdit edildi. Ailesi son olarak 24 Ocak 1995 tarihinde Ayşenur’la görüştü ve o tarihten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Kızlarının akıbetinin araştırılması için emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvuran aileye; ‘gözaltına alınmamıştır’ denildi. Tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile, 21 Mart 1995 tarihinde düzenledikleri basın açıklaması ile Ayşenur’un bulunması için kampanya başlattıklarını duyurdu. Kampanya devam ederken 11 Nisan 1995 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Kırıkkale’de bulunan bir kadın cenazesi haberi yayımlandı. Haber üzerine Şimşek Ailesi Kırıkkale Savcılığı’na başvurdu.
Kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu
Gözaltına alındığı inkâr edilen Ayşenur’u tüm resmi kurumlarda arayan Şimşek Ailesi, 12 Nisan 1995 tarihinde kızlarının bedenine Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı. Otopsi raporuna göre, 28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen Ayşenur Şimşek’in bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurularak öldürülmüş ve 29 Ocak 1995 tarihinde Kırıkkale yolu kenarında bulunmuştu. Daha önce gözaltına alındığı için emniyette parmak izi bulunmasına rağmen, Ayşenur’un cansız bedeni üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmişti.
‘Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz!’
24 yıldır iç hukuk organlarınca maddi gerçeği açığa çıkartacak, Ayşenur Şimşek’i katledenler, bedenini kaybetmek isteyenlerin tespit edilerek cezalandırılmalarını mümkün kılacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. Ayşenur Şimşek’in katledilip, bedeninin kaybedilmesinde sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz. Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz!”
‘Unutmayınız ki bu sizin de imtihanınızdır’
Hakikat ve adalet talepleri gerçekleşinceye kadar kayıplarını aramaktan ve kayıpları ile buluşma mekanları olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerini de söyleyen Eren’in ardından Ayşenur Şimşek’in kardeşi Ercan Şimşek konuştu. Kardeşinin toplumda barış içinde, adil bir dünya istediği için, kendisini sömürü düzeninin önünde engel olarak görenler tarafından katledildiğini söyleyen Ercan Şimşek, şöszlerine şöyle devam etti: “Onu kalleşçe katledenler nerede? O emirleri verenler nerede? Ve siz devleti yönetenler bu cinayetleri aydınlatacağız diyerek, oy devşirenler; ne oldu da kayıplar için ‘Eminönü meydanında gezerken mi kayboldu?’ deme noktasına geldiniz. Ne oldu da kayıplarımızın anılmasına tahammül edemez hale geldiniz. Unutmayınız ki bu sizin de imtihanınızdır. Ve yollarınız, köprüleriniz ve saraylarınız, bu aydınlatılmayan insanlık suçlarının daima gölgesinde kalacaktır. Bugün burada görüyoruzki Ayşe ve onun gibiler onurlu yaşamını devam ettiriyor.”
‘10 binlerce destekçiniz yanınızda’
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Milena Büyüm de, Cumartesi Anneleri içim küresel bir kampanya yürüttüklerini dile getirerek, “Bu daracık sokakta sizin sesinizin çıkmaması için sıkıştırmış olabilirler ama 10 binlerce destekçiniz yanınızda” dedi.
HABER MERKEZİ