Ankara’da 6 ay önce kaçırılan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in akıbetini soran Cumartesi Anneleri, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Sözleşme’yi imzalamasını istedi.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 753’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’na gitmelerine izin verilmeyen Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta bir araya geldi. Polis tarafından ablukaya alınan Cumartesi Anneleri, üzerinde kayıpların fotoğraflarının olduğu tişörtler giyerek, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfil taşıdı. Eyleme, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Mahmut Tanal destek verdi.
Cumartesi Annelerinin bu haftaki eyleminde Ankara’da 6 ay önce kaçırılan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in akıbeti soruldu.
Anneler adına açıklamayı yapan İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arca, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Sözleşme’yi derhal imzalaması gerektiğini söyledi. “Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in akıbetini açıklasın” diyen Arca, “753’üncü haftamızı 30 Ağustos Dünya Kayıplar Günü ertesinde gerçekleştiriyoruz. Dünya Kayıplar Günü vesilesiyle bir kez daha soruyoruz; 6 aydır akıbetleri hakkında yetkililerce hiçbir açıklama yapılmayan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen nerede?” dedi.
‘İktidarlar değişse de politikalar değişmiyor’
Tam 9 yıldır iktidarın gözaltında kaybetmeyi bir suç olarak tanımlayan, devletlere bu suçun engellenmesi ve açığa çıkartılması için bağlayıcı hukuki yükümlülükler getiren Kayıplar Sözleşmesi’ni imzalamadığını dile getiren Arca, “Türkiye sözleşmeyi imzalamıyor; çünkü sözleşme devlete gözaltında kaybetmeyi suç olarak düzenleme, yargılama ve cezalandırma yükümlülüğü getiriyor. Türkiye sözleşmeyi imzalamıyor; çünkü kayıp yakınlarının ‘gerçeği bilme hakkını’ kabul eden sözleşme, devlete bu hakkın sağlanması yükümlülüğü getiriyor. Türkiye sözleşmeyi imzalamıyor; çünkü sözleşme özetle devlete hakikati açığa çıkarma, kaybedilenlerin kalıntılarını ailelerine teslim etme ve adaleti sağlama yükümlülüğü getiriyor. Bugüne kadar iktidarlar değişse de gözaltında kaybetmelerdeki devletin sorumluluğunu inkar eden, kaybedenleri koruyarak bu suçu besleyen resmi politikalar hiç değişmiyor” şeklinde konuştu.
Kırbayır’dan polise: Niye buradasınız?
Ardından söz alan 12 Eylül 1980’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, “Devletin güvenlik güçleri tarafından adresinden alınıp sorgulama esnasında yaşamlarına son verilen yakınlarımızın akıbetini sormak için buradayız. Siz niye buradasınız? Onların akıbetini oldubittiye getirmek için nefesimizi kesmek için buradasınız. Biz dün Galatasaray’daydık, söylemlerimizde ne suç vardı? Hayatlarını kaybeden insanların akıbetinin bulunması ve sorumlular hakkında yasal tahkikat yapılması için mücadele veriyoruz” diye konuştu.
Kırbayır, şöyle devam etti: “Biz hukukun üstünlüğüne inanan insanlar olarak soruyoruz, bütün devletler BM gözaltında kayıplarla ilgili sözleşmeyi imzaladığı halde Türkiye imzalamamış. Güneydoğu olaylarından dolayı çekincelerimiz var demiş. Kayıplarımızı verin, bizi sıkıştırmaktan zevk almayın. Benim yüzüme bakın, kardeşim ve kayıpların için buradayım.”
Yılmaz ve Türkmen nerede?
Son olarak konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 6 ay önce kaçırılan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in akıbetini sordu. Son yıllarda en ağır insan hak ihlallerinin yaşandığına ve Cumartesi Annelerinin 1995 yılından bu yana yaptığı eyleme dikkat çekerek, devletin yıllardır yapılan bu eyleme tahammül etmediğini söyledi. Kayıpların akıbetine ilişkin hesap vermeyenlerin anneleri dar bir alana sıkıştırdığını ifade eden Gergerlioğlu, devlet yetkililerine seslenerek, “Sizin de bir gün insan haklarına ihtiyacınız olabilir” dedi.
‘Bu hesap açılır’
Ankara’da 6 ay önce kaçırılan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’in akıbeti hakkında yaptıkları çalışmaları aktaran Gergerlioğlu, “Son 6 aydır bu insanların durumunu İçişleri Bakanlığına sorduk. Cumhurbaşkanlığına sorduk ama bu kişiler hakkında tek bir cevap vermediler. Emniyet bu kişiler hakkında tek bir inceleme yapmadı. Mobese kayıtları incelenmedi ve bu kişileri halen arıyoruz” diye konuştu. En son İçişleri Bakan Yardımcısı Salim Zeybek’in Meclis İnsan Hakları Komisyonuna geldiğini konuyu kendisine sorduğunu aktaran Gergerlioğlu, Zeybek’in kendisine “Bu kişileri biz de arıyoruz” yanıtını verdiğini ancak buna ilişkin tek bir çalışmanın başlatılmadığını ifade etti. Kaçırılma vakalarının üstünün örtülemeyeceğini kaydeden Gergerlioğlu, “Unutmayın bu hesap açılır, hakka, hukuka uymayanlar hesap verir. İnsan kaçırma en ağır insan hakkı ihlalidir” diye konuştu.