Cudî’de kilamlar eşliğinde buğday biçen paleler, yüzyıllık bir kültürü yaşatmaya çalıştıklarını söylüyor
Hava sıcaklığının 40 dereceyi bulduğu Şirnex’te paleler (hasatçı), kilamlar eşliğinde buğday biçmeye başladı. Paleler, Cudî’de bulunan bahçelerde imece usulüyle buğday biçiyor.
Botan yöresinden kilamlarla bir orkestrayı andıran paleler, oraklarını aynı anda sallayarak buğday biçmeleriyle renkli görüntüler oluşturuyor. Dengbêj Rezanê Batû’nun seslendirdiği kilamlar eşliğinde biçilen buğdaylar, gençler ve kadınlar tarafından toplanıyor.
Yorulduğumuzu da hissetmiyorduk
Ekin biçme zamanı geldiğinde eskiden en az 100 kişiyle birlikte bir kişinin bahçesine girerek, buğdayı imece usulüyle biçtiklerini söyleyen Osman İrmez, “50 gün boyunca çevrede bulunan bütün arpa ve buğday tarlalarına girerdik, bitirene kadar çalışırdık. Bu kültürü sürdürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Eskiden biçerdöver ve patos yoktu. Atlarla buğday ve arpayı öğütüyorduk. Eskiden sabahtan öğleye kadar sürekli dengbêj eşliğinde çalışıyorduk. Dengbêj eşliğinde çalıştığımız için yorulduğumuzu da hissetmiyorduk” diyor.
Tarlaları şenlik havasında biçerdik
Sabri Ülger ise bu kültürün yaşatılmasının önemine değiniyor: “Bu bize kalan bir kültürel mirastır ve yaşatmalıyız. İnsanlar bu şekilde yardımlaşarak ekinlerini hem erken hem de çok yorulmadan biçiyor. Köyde bir akrabamızın ya da bir yurttaşın ekin biçme zamanı geldiğinde komünal bir şekilde hepimiz yardım ederdik. Dengbêjler eşliğinde tarlalarımızı bir bayram ve şenlik havasında biçerdik. Teknolojiyle birlikte kadim Mezopotamya halkları arasında bu kültür yok olmaya başladı. Hepimiz sisteme bağımlı hale gelmişiz. Bu durumu aşmak için dayanışma kültürünü geliştirmeliyiz.”
Kültürümüz yok olma aşamasında
Mele Kasım Yiğit de 50 yıl öncesine kadar komünal ve doğal bir yaşamın söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Komünal yaşam içerisinde tarla biçmeden tutalım, kış hazırlığı, odun toplamasından, hayvanlar için çalı toplanmasına ve çobanlığa kadar vardı. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu komünal yaşam yavaş yavaş gerileyerek yok olmaya başladı. Oysa komünal yaşamın temelleri Mezopotamya’da atıldı. Gelinen noktada ise bu kültürümüz yok olma aşamasındadır. Bunun nedeni de gelişen teknolojiyle başlayan savaşlardır. Bu şekilde coğrafya adeta delik deşik edilmiş ve komünal yaşam yok edilmiş. Eski bereket kalmamış. Nereden geldiğimizi unutmayalım, eğer unutursak, nerede olursak olalım bizler yok olmaya mahkum oluruz. Kültürümüze sahip çıkalım, çünkü kültürümüz varlığımızdır” diyor.
Paleliği kadın ve erkeklerin ortak bir şekilde yaptıklarını aktaran Şadiye Sümbül, “Erkekler ekin biçme işiyle uğraşırken, biz kadınlar da hem yemek işi hem de biçilen buğday ve arpaları bir alanda toplama işiyle uğraşıyoruz. Eskiden ekin biçme işleri yaklaşık bir ay sürüyordu ve keyifli geçiyordu. Elimizden geldiğince kültürümüzü yaşatmak istiyoruz” vurgusu yapıyor.
Haber: Zeynep Durgut – Mehmet Güleş / MA